BEN DE SENİ BEN SANDIM !

453

Anadolu’da ki orta ölçekli veya daha küçük şehirlerde, ilçelerde gazetecilik yapmanın, gazetelerde yazmanın bir çok zorluğu var.

Mesele yazınıza konu bulmak ya da bulamamakla alakalı değil. Bu işi yapanlar iyi bilirler.

Amme menfaatini gözetmek durumundasınızdır..

Zaman zaman … sakal, … bıyık ! mevzularıyla karşı karşıya kalırsınız..

Zülfü yâre dokunmaktan uzak durursunuz..

Yazdığınız gazeteyle Ayrı telden çalarsanız olmaz..

Varsa ticari bir iş ortaklığınız “halel” gelsin istemezsiniz.

Yazılmaması daha evlâdır der..Çiçekten böcekten”, “Havalar da soğudu” dan, “Bu sene kim şampiyon olur ?” dan, FAS’ ın Dünya Kupasına kattığı renkten söz edersiniz.

Hal böyle olunca esas mevzu ortadan kalkmış mı olur ?

Elbette hayır.

☆☆

İnsanları ağlarken güldüren, gülerken düşündüren Türk mizahının büyük ustası, koca bilge Nasreddin Hoca’ nın zihin açan bir fıkrasıyla yazımızı bağlayalım.

Nasreddin Hoca bir gün yolda giderken bir adamla karşılaşmış. Başlamışlar adamla sohbet etmeye.

Bir saati aşkın havadan sudan konuştuktan sonra  Hoca:

____ Kusura bakma arkadaş. Ben seni tanıyamadım. Adın neydi ?, diye sormuş.

Adam çok şaşırmış, ve:

____ Madem beni tanımadın, neden bir saattir benimle sohbet ediyorsun ?,  demiş.

 Nasreddin Hoca :

____ Kıyafetlerin benimkine çok benziyordu. Ben de seni ben sandım, demiş.

Selâm, sağlık, afiyetle..




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *