Değerli okurlarım, bugünlerde 18 yaşına girmenin sevincini yaşıyoruz. Beğenerek ve güvenerek okuduğunuz bu gazete 17 Ocak 2005 yılında yayın hayatına başladı. O günden bugüne ilkeli yayıncılığı ile ilimiz basınında etkin ve saygın bir yer edinen Kütahya’nın nabzını tutan GAZETE KIRKÜÇ sizlerin ilgi ve desteğiyle bugünlere geldi. Geçen 17 yıl içinde yalana-dolana tevessül etmeden, bahaneler uydurmadan şehrimizin gelişimine ve değişimine katkı sağlamak için doğru bilgi ve gerçek gündemle, sayfalar dolusu haberlerimizle, köşe yazılarımızla hep yanınızda olduk.
Hizmeti amaç edinmiş, her zaman her koşulda sorunlarınızın takipçisi olmuş gazetemiz bugünlere öyle kolay gelmedi. Çünkü gazetecilik masraflı, meşakkatli yorucu ve aynı zamanda kuralları olan bir meslektir. Kurallara riayet etmezseniz güveninizi yitirir okunmayan bir gazete olursunuz. Başta gazetemiz sahibi Erkan Sağlam, duayen gazeteci yazı işleri müdürümüz Bünyamin Çapgulaş ekibi ile birlikte buna çok itina gösterirler. Bütün bu zorluklara göğüs gererek gazeteyi ertelemeden, ilimizin sorunlarını ötelemeden sıkıntıları bir bir aşarak gazetemizi bugünlere taşıdılar.
Her gün iş yerinizde, evinizde, masanızda görmek istediğiniz bu gazete ilkelerinden taviz vermeksizin sabrın ve emeğin ürünü olarak sizin desteğinizle bu yaşına geldi. Gazetemiz kurucusu Erkan Bey, hizmetten başka amacı olmayan, bağrından çıktığı bu kadim şehrin değerlerine olabildiğince sahip çıkan, koruyup kollayan idealist bir ekiple gazetecilik yolculuğuna çıktığında bunun geçici bir heves olduğunu, üç gün sonra nefesinin tükeneceğini, geri çekileceğini söyleyenler oldu. Ben ise bunları ciddiye almamış başaracağına inanmıştım. Çünkü onlar Erkan’ı yeterince tanımıyorlardı. Ben ise onu en iyi tanıyanlardan biriyim. Zira Erkan ile uzun yıllar beraber çalıştık. Adeta baba oğul gibiydik. Çok şükür bugünde öyleyiz.
Erkan Sağlam, Kütahya’nın ilk yerel TV kanalı Çini TV’ye geldiğinde gencecik bir delikanlıydı. Herhangi bir TV binasının yanından yöresinden geçmemiş, belki de eline tornavida bile almamıştı. Buna rağmen mesleğe olan merakı, azmi ve ustalarının gayretiyle teknik anlamda kendini yetiştirmeyi başardı. Bilenler bilir benimle çalışmak zordur. Bağırıp çağırmama rağmen o işini hiçbir zaman aksatmadı gece gündüz demeden, mesai mefhumu gözetmeden en iyisini yapmaya çalıştı.
Kamerada, montajda, yayında yani teknik anlamda tecrübe kazanınca ulusal bir haber ajansı olan Yurt Haber Ajansında o kameraman ben muhabir olarak yine beraber çalıştık. Çekimlerindeki ses, ışık ve görüntü kalitesini beğenen Kanal 7 televizyonu onu Ankara şubesine aldı. Askere gidene kadar stüdyo kameramanlığı ve stüdyo şefi olarak görev yaptı. Askerlik sonrası yine Ankara’da TV 5′ te teknik yönetmen olarak çalıştı.
Bütün bunlar onu mutlu etmiyordu zira hep doğup büyüdüğü Kütahya’ya hizmet edememenin üzüntüsü vardı içinde. Ankara’ ya her gidişimde ziyaret ettiğim Erkan, hep bu üzüntüsünü dile getiriyor neler yapabileceğimizi tartışıyorduk. Nihayet daha fazla dayanamadı istifayı bastı ve doğup büyüdüğü şehrine döndü. Geldiği yıl önce yerel Destan TV’ye ortak oldu. Bir zaman sonra hissesini ortağına devrederek Kanal 43 TV’yi satın aldı. Bilahare onu da sattı yazılı basına yöneldi.
Uydudan yayın yapan genel televizyonların her yerde izleniyor olması, karasal yayın yapan yerel televizyonların izlenmiyor olması, arzu edilen hizmeti engelliyordu. Bu duruma oldukça üzülen Erkan, Kütahya adıyla uydudan yayın yapmak şehrini tüm değerleriyle tanıtmak için arayışlara girdiyse de bir sonuç alamadı. Ankara’daki işini bırakıp geldiği Kütahya’da izlenmeyen bir televizyon kanalı sahibi olmaktansa ” Söz uçar yazı kalır” diyerek gazete çıkarmaya karar verir.
Her türlü zorluğu göze alarak Kütahya’nın adını ön plana çıkaran GAZETE KIRKÜÇ adıyla bu gazeteyi çıkardı. Soğuk bir kış günü büyük bir heyecanla çıkardıkları gazetenin okunması için tanıtılması gerekiyordu. Oturarak bu işlerin olamayacağını anlayınca aklına ” Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık tavuktur” ata sözü geldi. Bismillah diyerek kalktı ben patronum demeden, kar-kış, yağmur- çamur dinlemeden her gün sabahın köründe gazeteyi dağıtarak okunmasını sağladı. Eğer bugün gazetemiz etkin ve saygın bir yer edinmiş ise o günkü gayretlerinin sonucudur.
Kurulduğu günden bugüne haberleriyle, yorumlarıyla şucu- bucu demeden herkese samimi duygularla hitap eden ve Kütahya’nın takdirini kazanan GAZETE KIRKÜÇ, bir kesimin değil herkesin sesi, gözü, kulağı oldu. Yönetimin ilkeli duruşundan dolayı Kütahya’nın gazetesi olarak anılmayı hak eden GAZETE KIRKÜÇ’ün bugün geldiği yer çok önemli. Elde ettikleri bu başarıdan yetinmeyerek daha ileriye taşımayı hedefleyerek sağlam bir zeminde yolundan sapmadan Kütahya’nın sorunlarını cesurca doğru biçimde dile getirerek çözümüne katkı sunmaya devam etmeliler.
Başta imtiyaz sahibimiz Erkan Sağlam, Yazı işleri Müdürümüz Bünyamin Çapgulaş, haber koordinatörümüz Şeyma Dönmez Demirdaş, sayfa editörlerimiz Fatma Sümer, M. Rıdvan Cebecioğlu, muhabirimiz İsmail Gül, yazarlar Remzi Günay, Yusuf Koç, Zafer Nefer ve tabii ki matbaada çalışan arkadaşlar hepimizin yegâne gayesi bu şehre hizmettir. Bunları derken en iyi
gazeteciliği biz yapıyoruz iddiasında değilim. Onun için siz okurlarımızın tüm iyi niyetlerine rağmen duyarlı olmalarında fayda vardır. Sizden gelen eleştiriler ve tavsiyeler ışığında kendimizi gözden geçirerek daha iyiye ulaşmaya çalışacağız. Kütahya’nın derdini dert edinen, dinamik bir okuyucu kitlesine sahip olan ” İşte benim gazetem” diyerek sahip çıkan değerli okurlarımıza ve ilk sayısından bu sayısına kadar emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum. Sağlık ve mutluluk içinde 19′ uncu yılımızda buluşmak dileğiyle hepinize saygı ve sevgilerimizi sunuyorum. Sağlıcakla kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurları.
