DEĞNEK

1757

Değnek/değenek, âsâ, sopa, çubuk, topuz, baston[1]…  Yürümede zorluk çekildiğinde, görme engelli olunduğunda, güvence ve yaptırım gerektiğinde, eğitim-öğretim ortamında gösterge veya işaret amaçlı vb. birçok değişik sebeple kullandığımız dayanak, tutamak, aparat[2]… “Ya Rabbi, eşyanın hakikatini bana göster.” (Hadis-i Şerif) duası… Değnek; insanın eşyaya hâkimiyetinin, araç ve gereçleri akıllıca kullanmaya başlamasının ilk somut uygulaması… Değnek; teknoloji sayesinde, uzatılabilir geri çekilebilir teleskobik lazer pointer sunum kalemi, işaretçi, sınıfta öğretmen tarafından kullanılan beyaz tahta işaretçisi, müzik aleti… Akıllı telefonların note modellerinde kullanılan vazgeçilemez önemli bir çubuk… Kaşık, çatal, kalem vb. her araç-gereç de aslında birer değnek… Değnek; taşı, ağacı, metali vb. her bir şeyi yontmanın, şekil vermenin ilk adımı… Değnek ve tekerlek… Tekerlek,  değneğin 360 derece büküldüğü, iki ucunun birbiriyle vuslata kavuştuğu hâl… Sopanın iki ucunun bir araya gelmesiyle ortaya çıkan alanın işlenmesiyle ortaya çıkan şekil de çömlek… Teknolojinin sacayağı, değnek-tekerlek-çömlek… Değneğe atfettiğimiz sihir ve mucize… Sihirli değnek…  Meselâ, kadim medeniyetimizde çobanların kullandıkları değnek, çok önemli bir araç…

Tarihin derinliklerine daldığımızda değneğin çok önemli bir figür olduğunu görebiliriz… Yolcular, savaşçılar, krallar, çobanlar, biniciler tarafından çeşitli sebepler ile değnek kullanılmış… Hint ikonografyasına[3] göre destek ve silâh olarak kullanılmış… Eski Çin’de, yeni yılın girişinde kötülüklerin kovulması ve ibadet esnasında kullanılmış… Mısırlılar’da hem yolculuk sırasında hem bir yetki alâmeti olarak üst seviyedeki insanlar tarafından kullanılmış… Şaman ve büyücüler tarafından gizemli güçlerin sembolü olarak kullanılmış… Yahudilikte yolcular, savaşçılar, biniciler tarafından kullanılmış… Hıristiyan geleneğinde piskoposlar tarafından kullanılmış… Türk kültüründe ant/yemin yapılırken değnekten atlanmış… Deve çobanlarının taşıdığı bir araç-gereç olarak İslâm’dan önceki Araplar tarafından kullanılmış… İslâm’da kullanılmaya devam edilmiş… “Bir kuyunun başına varacak olsam da kovanın ipi kısa gelirse, âsâmı ona eklerim. Güneşin ışığından etkilenecek olursam onu yere saplar ve üzerine bana gölge yapacak bir şey bırakırım. Yerdeki haşerelerden herhangi birisinden korkacak olursam, âsâmla onu öldürürüm. Yürüdüğüm takdirde onu omuzuma bırakırım, üzerine yayımı, ok torbamı ve azık torbamı asarım. Yırtıcı hayvanlara karşı koyunları onunla savunurum.” (İbni Abbas)… Bir bedevi, değneği ile neler yaptığını şöyle anlatmış: “Namaz kılmak için onu yere saplarım; hazırlayacağım şeyler için onu hazır bulundururum. Onunla bineğimi sürerim. Onunla yolculuğumda güç kazanırım. Adımlarımı daha geniş atmak için ona dayanırım. Onun yardımı ile akarsuları geçerim, tökezlenmekten beni korur. Üzerine elbisemi bırakırım, beni sıcağa karşı korur, soğuğa karşı ısıtır. Bana uzak olan şeyi bana yakınlaştırır. Azığımı onun üzerinde taşırım, su kabımı ona asarım. Kavgada onunla kendimi korurum. Onunla kapıları çalarım. Uyuz köpeklere ve saldırgan vahşi hayvanlara karşı onunla kendimi korurum. Çarpışmalarda mızrağın yerini tutar, denk kimselerle dövüşeceğim vakit de kılıç yerini tutar. Ben onu babamdan miras aldım, benden sonra da oğluma miras bırakacağım. Onunla koyunlarıma yaprak silkelerim. Onunla pek çok ihtiyacımı görürüm.”… Hülâsa, değnek, çobanın elinde hayvan otlatırken kullandığı bir araç, yaşlıların veya yaya olarak uzun yol kat edenlerin elinde bir destek ve silâh, şaman ve büyücünün elinde sihirli bir güç vasıtası, kral veya hükümdarın elinde ise kudret ve otorite sembolü… Hz. Mûsâ’nın Allah tarafından peygamber olarak görevlendirildiğine dair alâmet… Âsâ mucizesi… “Şu sağ elindeki nedir ey Mûsâ?” Mûsâ dedi ki: “O benim değneğimdir. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma yaprak silkelerim. Onunla başka işlerimi de görürüm.” (Tâhâ/17-18)… Değnek, akıl ve kalbin süzgecinden geçmeyince şiddet aracı haline dönüşmekte… Mâlum, keçinin canı sopa isteyince, çobanın değneğine sürtünürmüş (eceli gelen keçi çobanın değneğini yalarmış)… Destursuz bağa gireni sopa ile kovarlarmış… “Nush (nasihat/öğüt) ile yola gelmeyeni etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” (Ziya Paşa)… Değnek ve değnekçi… Kastımız, bildiğimiz değnekçi (motorlu taşıtların çalıştığı yerlerde yolcuların binişi ve taşıtların sıra düzenini sağlayan kimse, kâhya) değil… Kastımız, argodaki değnek (işe yaramaz, gereksiz, boş beleş, akılsız) adam değil… Kastımız,  Eski Türkçedeki ‘gözü değnek kişi’ (nazar eden, gözü değen) de değil… Değnek deyip geçmeyin… Deli deliyi görünce değneğini saklasa da, delinin eline değnek verilmez… Değnek, mâhir olanın elinde eğitim amaçlı elektronik sunum için gösterge çubuğu haline dönüşür… Değnek, zorba olanın elinde ise şiddet amaçlı tehlikeli bir silah hâline dönüşür… Önemli olan, iki ucu ‘b…klu’ değnek (ne yönden bakılırsa bakılsın çözülmesi çok güç iş veya durum) ile hareket etmemektir; değnek yutmuş gibi kilitlenmemektir; değnek atmak yerine değneği deliye değil ehil olana teslim etmeyi yeğlemektir ve değneği yere vurmasını bilerek hareket etmektir… Değnek yutmuş gibi, dut yemiş bülbül gibi davranmayalım… İçimizdeki gemi bastonunun[4] altındaki dalgaların birikip kabarmasına fırsat vermeyelim… Baston kilidini (yelkenlideki seren ucunun / teknenin baş tarafında dışarıya doğru eğik olarak uzanan sabit ucun çatlamasını engelleyen çemberi) kırmayalım… Baston kösteğini (teknedeki bastonun ucundan aşağı inen tel veya halatı) kesmeyelim… Yol almayı ve değnek gibi dik durmayı öğrenelim, değneği doğru ve etkin kullanabilmek için… İhtiyaç sahibine baston francala (ince uzun ekmek), tutunacağı bir baston hediye edelim ve daha mühimi sadece baston vermeyelim, baston yapmasını da öğretelim…  

Beyaz Baston[5] Görme Engelliler Haftasında (Ocak ikinci hafta), Gazeteciler Gününde (10 Ocak) ve Ziraat Mühendisleri Gününde (10 Ocak), görme engellilerin hayatlarındaki zorlukları aşmalarında toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirerek gerekli duyarlılığı gösterelim… Bu bağlamda, görme duyumuzu yitirmemek ve göz sağlığımızı korumak için periyodik göz kontrollerimizi yaptıralım; gözlük ve lens alırken mutlaka muayene olalım, rastgele yerlerden gözlük ve lens almayalım… Televizyon ve bilgisayar ekranına uzun süre yakından bakmayalım… Uzun süren bilgisayar kullanımlarında gözlerimizi sık sık dinlendirilelim… Görme yeteneğimizi güçlendiren A vitamini içeren havuç, yumurta, yeşil sebze vb. besinleri yeterli miktarda tüketelim… Göz hijyenine özen gösterelim… Kitap okurken göz ile kitap arasında en az 30 cm mesafe olmasına dikkat edelim… Çok az ya da fazla ışıkta okumayalım ve yazmayalım… Başkalarına ait gözlükleri kullanmayalım… Herhangi bir göz kayması veya görme bozukluğu şüphesi varsa en kısa sürede göz doktoruna başvuralım…

Köpeksiz köyde, sorunları maval (uydurma söz, yalan) ile geçiştirmek ve değneksiz gezmek marifet değil; hüner, değnek gibi (çok zayıf ve ince) olsak bile değneği kalem ya da kaval haline getirebilmektir. Kim bilir, sihirli değnek bu olsa gerek… Selam, sevgi ve saygılarımla.

[1] baston: (Venedikçe bastòn, Latince bastum veya basto, İtalyanca bastone, Fransızca baton) 

[2] aparat (Alm. apparat): Parça, makine ve cihazların düzgün bir şekilde çalışmasını sağlayan küçük parçalar, araç-gereç, alet, cihaz, edavat, cisim, nesne, malzeme, aygıt, kit, ekipman/takım/donanım.

[3] ikonografi: Yüzey ve hacim sanatlarını kapsayan görsel sanatları inceleyen bilim dalı

[4] gemi bastonu: Ana civadranın – yelkenli gemilerde, geminin baş bodoslamasının / gemi omurgasının baş ve kıç taraflarından yukarıya uzanan ağaç ya da demir direklerden her birinin hemen üstünden dışarıya doğru biraz kalkık olarak ileriye doğru uzatılan çubuk

[5] Beyaz Baston, 1921 yılında Londra’da trafik kazası sonucu görme yetisini kaybeden bir fotoğraf sanatçısı, dış dünyanın kendisini fark etmesi ve dikkat çekmesi için bastonunu beyaza boyayarak dolaşmaya başlar. Bu deneyim o denli başarılı olur ki, 1931′de Fransız Körler Örgütü, körlerin bastonunun beyaza boyanmasını ve beyaz baston adıyla simgeleştirilmesini kararlaştırır. Royal National Institute of Blind People adlı Birleşik Krallık merkezli örgüt ve ‘Dünya İşitme ve Görme Engelliler Birliği’ (The World Federation of The Deafblind) tarafından, kırmızı ve beyaz baston taşıyan kişilerin görme ve işitme konusunda belirli bir düzeyde engelli olduğu belirtilmektedir.  

Zafer NEFER, 29.12.2022 17.35, Aydın




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *