ÖĞRENMENİN YAŞI YOKTUR

120

Bilginin sonu olmadığı gibi öğrenmenin de bir yaşı yoktur. Ben yaşlandım, artık hafızam almıyor, öğrenemiyorum gibi sözler doğru değildir. Yeter ki, ehline gidip ondan ilim alma ve öğrenme isteği olsun. Talep edip bir şeyler öğrenen kimselerin ufkunun genişleyeceği, öğrendiklerinden hayatının sonuna kadar yararlanacağı unutulamamalıdır.

Hayatımız boyunca merak ederiz, öğrenmek isteriz. Bu alışkanlık çok küçük yaşlarda başlamıştır. Mesela annemizin elindeki telefonu görüp onu her şeyiyle incelemek isteriz. Çocukların gözü ve ilgisi annelerinin özenle dizdiği büfelerdeki malzemelerdedir hep. Bu alışkanlık ömrümüz boyunca bizi bırakmayacak ve belki çok büyük şeyleri başarmamızı sağlayacak. Hayata bağlayacak, yaşama sevincini, başarma zevkini, kendimize güvenme cesaretliliğimizi artıracaktır.

Öğrenmek her ne kadar bütün  yaşları kapsasa da toplumda oluşan yargılar belli bir yaştan sonra öğrenmenin durduğunu öne sürmektedir. Bu yaştan sonra kim uğraşacak?!” lafını bir bahane olarak çok duymuşuzdur. Bir vakitler niyet edilen ama bir türlü başlanmayan işler için kullanılır bu ifade. Örneğin mevzu resim yapmak, değişik el sanatlarını öğrenmek mı? Bizimki hemen lafa girer, “ben de bir vakitler heves ettim ama canım bu yaştan sonra kim uğraşacak?!”

Oysa klişe gibi gelse de öğrenmenin, başlamanın ve bizi esaret altına alan alışkanlıklarımız terk etmenin yaşı yoktur. Örnek verecek olursak Tolstoy bisiklete binmeyi 67 yaşında öğrenmiştir. Geç olsa da öğrenmiştir. Çünkü insanoğlu öğrenmeden yaşayamaz her zaman bir sorun arar çünkü o sorunu çözmek ister ve her zaman bilmediği bir şey arar çünkü öğrenmek ister ve bunun bir yaş sınırı yoktur. Öğrenmek bir ihtiyaçtır yıllar boyunca körelen bir alışkanlık değildir.

Eminim ki böyle düşünen sadece ben değilim. Devletimizde konun bilincinde ve bu konu ile ilgili kurslar açıyor, eğitimler veriyor. Hayat Boyu Öğrenme Haftası kapsamında etkinlikler düzenlenmektedir. Bu etkinlik kapsamın geçtiğimiz hafta öğrenmenin yaşı olmadığına inan her yaş ve cinsten eğitimlere katılanların bir yıl boyunca yaptığı eserlerin sergilendiği bir organizasyon düzenlendi İl Milli Eğitim Müdürlüğünce. Üzülerek belirtmem gerekir ki bu organizasyon haftanın amacına, insanları öğrenmeye teşvike ve emeğe saygı gösterme konularında çok zayıf kaldı.

Zayıf kaldı; yer itibariyle Milli eğitim müdürlüğü bahçesinde; kavurucu sıcak altında bunaltıcı bir ortamdaydı. Açık havada rüzgar estiğinde sergilenen insanlarımız emekleri resimler düşüyor hasar görüyor. Koca Kütahya’mızda sergi yapılacak kapalı bir mekan bulamadı mı devletimizin temsilcileri diye soru geliyor insanın aklına? Çok uzatmak istemiyorum zayıf kaldı; formalite yerine gelsin, fotoğraf çekilsin amacı izlenimi verdi sadece bu organizasyon. Oysa katılımcıların beklentileri, hayalleri ve hazırlıkları bu yönde değildi.

Özetleyecek olursak hiçbir şey için geç değil. Yaşın öğrenme isteğine karşı gelebileceğini sanmıyorum ve yapmanızı istediğim tek şey çabalamak çünkü ne kadar çok çabalarsanız o kadar çok öğrenirsiniz. İnsanlarımızın bu konuyu önemsemesi, ilgi göstermesi ve uygulaması durumunda toplumuzda güzelleşeceği tabidir. Aynı zamanda bu yolda konunun ilgileri bu önemli konuyu teşvik etmeli, onların emeklerine saygı göstermeli diye düşünüyorum.




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *