AMBALAJ, BOHÇA…

364

Ambalaj (Fransızca balle, emballage), balya, top, paketleme, paket anlamında… Ambalaj; ürünleri korumak, taşımak, depolamak ve pazarlamak için kullanılan bir malzeme veya sistem… Ambalaj tasarımı ise, ambalajın görsel, işlevsel ve iletişimsel özelliklerini belirleyen bir süreç… Ambalaj tasarımı, ürünün kalitesini, marka kimliğini ve tüketici davranışlarını etkileyen önemli bir faktör… Ambalaj tasarımında, estetik, ergonomik, ekonomik ve çevresel kriterler/kıstaslar göz önünde bulundurulmak zorunda… Kadim medeniyetimizde ambalajın karşılığı bohça… Bohça, içine çeşitli eşyalar konularak sarmaya yarayan dört köşe kumaş veya sistem… Bohça, geleneksel olarak evlilik, nişan, söz gibi törenlerde armağan olarak verilen bir hediye… Bohça, yapıldığı kumaşa, işlemesine, içindekilerine ve kullanıldığı yere göre farklı adlar almakta… Meselâ, hamam bohçası, nişan bohçası, çeyiz bohçası, çarşı bohçası vb. bohçalar… Bohça, toplum nezdinde, bir zenginlik ve saygınlık göstergesi… Bohça; Eski Türkçe ‘bog’ sözcüğünden ‘-ça’ küçültme ekiyle türetilmiş… Eski Türkçede ‘bog’ (boχtay,boğum-lu, giysi paketi, bohça); bohça, boğ, eşya konan heybe anlamında…  Türkçe ‘boğ’, boğmak eylemi… Bohça, dört köşe kumaş parçasının köşelerinden ikişer ikişer sıkıca bağlanmasıyla oluşturulduğu için, boğmak eylemiyle bağlantılı… ‘Bohça’, Türkçeden başka dillere de geçmiş… Farsça boχçe, Arapça būḳca, İtalyanca bagascia, İspanyolca bagaje/bagasa vb. dillerde bohça kelimesi kullanılmakta… Bohça kelimesi, tarihte bilinen ilk kez Câmi-ül Fürs (1501) eserinde boğça şeklinde yer almış…

Marketlerdeki raflarda bulunan ürünlerin şık ambalajları, çoğu zaman satın almayı körüklemekte… Ambalaj, çoğu zaman satılan ürünün marka değerinden, kalitesinden, türünden ve diğer etmenlerden daha etkileyici… Ambalajın, satın alanı cezbeden tarafı, kandırmaca olmamalı… Ambalajın tasarımı, rengi vb. psikolojik etkileri, ürünün marka ve kalite değerini ikinci plana düşürmemeli… Ambalaj, göz boyamamalı, tüketeni kandırmamalı, tüketenin aklını çelmemeli… Ambalaj, hem şık olmalı hem ürünün özelliklerini şık bir şekilde yansıtmalı… Tarihte ambalaj, gıdaların, ürünleri ve eşyaların muhafazasına yönelik idi… Ambalaj, şişe, kavanoz, sandık vb. şeyden ibaretti… Ne zaman devreye çıkar/getirim/rant girdi; mertlik dürüstlük bozuldu, maalesef… M.Ö. 3000 yıllarında, Mısırlıların, Fenikelilerin, İranlıların ve Türklerin camları üfleyerek yaptığı şişeler, sıvı gıdalar için küpler ve kavanozlar vb. kaplar ve paketlemede kullanılan bir tür papirüsler… Uygarlığın gelişmesi, ihtiyaçların artması; ambalaj malzemelerinin de değişmesine neden oldu… M.S. 105 yılında kâğıdın bulunuşu ve sonrasında 15. yüzyılda Avrupa’da yaşanan reformlar, ambalajın gelişmesini hızlandıran faktörler… Günümüzde kullanılan ambalaj malzemeleri; kâğıt torbalar, teneke ve oluklu mukavva kutular, süt ve diğer sıvı içecek maddeleri için kaliteli cam şişeler vb. materyaller… Kullanılan malzemelerin kalaylanması, kaplanması vb. kimyasal ve fiziksel etkileşimlerle dayanıklılığının arttırılması da ambalajlamaya değer katmış… Ambalajlama ayrı ve önemli bir sektör haline gelmiş…

Sadece ambalajını beğendikleri için, ürün alanların çokluğu, düşünülmesi gereken önemli bir mesele… Bu, zarfın şıklığına kanıp, içinde yazılanları dikkate almamaya eşdeğer bir durum… Ambalaj atıkları ise, daha vahim ahvâl… Ambalaj atıklarının geri dönüşümle ekonomiye kazandırılması çok önemli… Ambalajın amacı birinci amacı, saklama-koruma; ikinci amacı, koruma-taşıma-tanıtım ve üçüncü amacı, çevre ve yaşam odaklı davranma… Ambalaj, doğru yaklaşımlarla tasarlanmalı… Ambalaj, tüketici için hedef hâline gelmemeli… Ambalaj, ürünün ve markanın önüne geçmemeli… Ambalaj, tüketiciyi ürün hakkında yanıltmamalı… Ambalaj tasarımı akıllıca yapılmalı… Ambalaj tasarımında neler göz önünde bulundurulmalı? Ambalajda yazılanlar, birkaç metre mesafeden okunabilir olmalı; üç boyutlu yapının ölçeğine ve şekline göre tasarlanmış olmalı; farklı kitleler tarafından anlaşılabilir olmalı; ürün bilgilerinin iletişiminde güvenilir ve bilgilendirici olmalı… Ambalajın sadece bir kap olmadığı mâlum… Tüketici ambalajı değil ürünü alacağını bilmeli… Ambalajlamada dikkate alınması gereken en önemli husus, ürün saklama maksadı olmalı… Ambalajlamada, grafik sanat ürünlerindeki üç boyutlu tasarım gerektiren görsel estetiğe yer verilmeli… Kısaca, ambalajlamada, içerisinde barındırdığı ürünleri koruyan, onu tanıtan, taşınmasını kolaylaştıran ve müşterilere seçim kolaylığı sağlayan tasarım olmalı… Ambalajlamada, üretenin de tüketenin de aynı ölçüde çıkarları gözetilmeli… Tüketicilere ulaştırılmak üzere üreticiler tarafından piyasaya sürülen her ürün, ambalajlanarak raflarda yerini almalı… Ürünün ambalajlanması, gerçekten zorunluluk hâline gelmeli… Ambalajsız ürünün, kayıt dışı ürüne dönüşmesi çok kolay… Üretenin ve tüketenin çıkarları, kamu çıkarlarını tezgâh arkası yapmamalı… Ambalajlama, ürün, tüketici ve kamu denklemi üzerine konuşlandırılmalı… Kayıt dışı ekonomi, haksız kazanç ve kara para sarmalında savrulmak demektir… Kayıt dışı ekonomiyi körükleyen nedenler… Fason üretimin çoğalması… Sanayileşme ile birlikte artan seri üretim ve küresel tedarik zincirlerinin oluşumu; tüketici, hammadde ve tasarım arasındaki bağlantının kopması… Sonuç olarak, kontrol edilemeyen her bir şeyin zarar hâline dönüşmesi… Mevcut kaynak kullanımının, üretim ve tüketim süreçlerinin çevreye zarar vermesi… Kaynak tüketiminin artması, hammadde ve enerji sıkıntısı çekilmesi… Ürün ömürlerinin kısa olması ve tek kullanımlık ambalajların zamanından önce çöpe atılması… Ambalaj atıklarının sürekli artması… Geri dönüşüm olmadan, israf önlenmeden, üretmeden ilerleme olmaz; ileri dönüşüm olamaz

Ambalajlanmış sözlerden sakınarak, gerçekleri dillendirmede net tavır koyalım, ambalajı ve bohçayı zihinlerde yerli yerine oturtalım… Eşyanın ambalajlanması tamam… Ya insanının ambalajlanması? İnsanın ambalajlanması; donanımlı olmak, ilimle-irfanla-edeple davranmak ve güzel, temiz giyinmek demek… İnsanın kefenle ambalajlanması/bohçalanması ve toprağa konulması… Bu, ambalajlamanın işlevinin bittiği, tükendiği, sona erdiği nokta… Sözü torbaya koymadan, sözün maksadını aşan kısmını bohçaya koymadan, gerçekleri dillendirmek adına sözleri paketlemeye devam… Bir damla fikir… Damla damla sözler… Kaçan kızın bohçası, kaçıran delikanlının torbası, küçük (hafif) olur… Bohçanın ehveni, içindekinin yüreğe postalanmış olanıdır… Yoksa yamalı bohça gibi bir o yana bir bu yana yalpalayıp oraya buraya yamanırız… Torba dolsun, bohça boşalsın, ne var ne yok her şey ayan beyan olsun… Yeter ki, hak yerini bulsun, zulüm son bulsun, lokmalar bölüşülsün, hiç kimse aç kalmasın…

Çözüm belli; doğru ve yerinde usulünce paketlemek, torbaya koymak, paketleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak… Ürünü paketlemek, mektubu zarfa koymak…  Ürünü ambalajlayıp torbaya koymak, ürünü ambalajlamadan torbaya koymak… Eski tâbirle muhatabına arz edilecek her ne ise bohçalayıp sunmaktır; mektubu zarfa koymak ya da teknolojinin ulaştığı noktada emaili güvenli bir şekilde alıcısına ulaştırmak… Farkı fark edebilirsek, bundan üreten tüketen ve kamu yarar sağlayacaktır… Selam, sevgi ve saygılarımla.




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *