BEŞ PARMAK DAĞINDAKİ TANK

296

  Kıbrıs Barış Harekatının 50. yılını kutladığımız bu günlerde Dünya tarihine ” örnek olay” tanımlamasıyla geçmiş bir tankın, hiçbir yolu ve geçidi olmayan, tümüyle kayalık tepelerden oluşan yüksek bir dağın tepesine çıkarılması hadisesi. 2 Ağustos 1974 tarihinde, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında, Onbaşı Gürler Erdağ, Er Abdulkadir Kurt ve Recep Doğanyiğit adlı üç Mehmetçik tarafından gerçekleştirilmiştir.

 Kimselerin çıkamayacağını bildikleri Beşparmak Dağları’nın en üst nokatasını kendilerine siper seçerek, dağın eteklerindeki Türk birliklerine bomba yağdıran Rum askerlerinin ateşini, bu üç Mehmetçik’in çıkardıkları tankın açtığı ateş södürebilmişti. Rum askerlerin ateşi söndürüldükten sonra Türk birlikleri Beşparmak Dağlarından daha güvenli ve  kolaylıkla geçebilmişler, Kıbrıs’ın iç kesimlerine daha kısa sürede girebilmişlerdi.

 Tank Birliği Komutanı Mahmut Şanlıtürk, bir tankın Beşparmak Dağı’nın tepesine çıktığını duyunca bu habere önce inanmamış, belirtilen yere daha sonra kendi çıkınca, inanılmaz olayla karşılaşmıştır. Dağın en yüksek noktasında birliğinin tonlarca ağırlıkta tanklarından biri duruyor, yanında üç Mehmetçik” hazır ol” konumunda komutanları karşında selam duruyordu.

 Yalnızca hayretini gidermek için sordu komutan: Üç askerin en kıdemlisi olan onbaşı Gürler Erdağ yanıt verdi:- Komutanım o anda gözlerimin önünde engelsiz, dümdüz bir yol göründü. Rumlar kaçıyordu; bende ateş ederek onları kovalıyordum. Kovaladım, kovaladım sonra baktım buraya kadar gelmişiz.

  Komutan Mahmut Şentürk, yerine getirilmesinin imkansız olduğunu bile bile, Onbaşı Gürler Erdağ’a  emretti: – Hadi şimdi indir bakalım o tankı…Onbaşı Erdağ, çevresindeki kayalıklara baktı ve şunları söyledi: – Yol yok ki çevrede komutanım. Hangi yoldan indireyim?

  Komutan gülmesini belli etmemeye çalışarak sesini yine yükseltti: Onbaşı etrafına, sağına soluna bakındı: O yolu görmeden nasıl indireyim komutanım? Komutan yine dudaklarını ısırarak konuştu. – Bir gün önce koskoca tankın geçebileceği koskoca yol, bir gün içinde mi yok oldu evladım? Hani nerde bu tankı çıkardığın yol?

 Komutan daha fazla üsteleme di; tepede, bir gün önce yazılmış bir destan vardı. O destanın ispatı ise, işte şimdi dağın tepesinde karşılarındaydı. Komutan, Onbaşı ve iki Er, başlarını zaman zaman arkalarına çevirip dağın tepesinde bıraktıkları tanka bakarak iniyorlardı dağdan aşağı.

 Yolunuz Kıbrıs’a uzanırsa yarım gününüzü ayırın, Beşparmak dağları’nın tepesindeki tankın kalıntısının bulunduğu yere gidin, bir kez daha kabartın göğsünüzü…Orada bir de,üzerinde şunlar yazılı bir levha göreceksiniz; ” Bu tank, Türk’e has bir atılganlık ve cüretkarlığın anıtlaşmış bir örneği simgesidir.”

( 2 Ağustos 1974 günü yapılan Lapta muharebelerinde düşmanı yan ve gerisinden vurmak için görevlendirilen Özel Kuvvetlere mensup bu tank sarp ve yalçın araziyi aşarak görevini yerine getirmiş, fakat düşmanın ateşi ile ağır hasara uğrayarak ve yanarak burada kalmıştır.) Tank Komutanı Mahmut Şanlıtürk. Tank mürettebatı. Onb.Gürler Erdağ, Erler Abdulkadir Kurt ve Recep Doğanyiğit. Manevi bir ruhla kahramanlık destanı yazan bu yiğitlerin yaşayanlarına sağlık ve afiyetler, vefat edenlere rahmetler diliyorum. OSTİM Vakfı yayınlarının Hayata Dair üçüncü kitabında alıntı yaptığım bu hadise aslında çok şey anlatıyor.Gençlerimizi bu duyguyla yetiştirilmesi temennisiyle sağlıkla kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurları.      




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *