HASTANELER ŞEHİRLEŞTİKÇE

584

    SAĞLIK konusunda çağ atladık , atladık ama içini dolduramadık , Son yıllara damga vuran Hükümetin her ilde yaptığı yeni ŞEHİR HASTANELERİ gerçekten olumlu bir adım, sağlıkta çağ atlıyoruz ama sadece modern akıllı binalar ile çağ atlıyoruz.

    Geçmişte yaşanan sağlık alanındaki sıkıntılara çare olması beklenen Şehir hastaneleri maalesef çare olmakta uzak. Binalar eski depreme dayanaksız diye düşünülürse, iyi de kardeşim Okul, Hastane binaları depreme en dayanıklı şekilde neden yapılmıyor diye sorarız adama. Bu önemli alanların depremde yıkılması aslında utanç tablosudur. Hastane mütahitlerinin denetimsiz şekilde inşaata devam etmesine göz yumanlar kimler sormak lazım.  Neyse bu konunun başka boyutu. Esas boyut Şehir hastaneleri yapıldıktan sonra içinin doldurulması lazım. Şehir hastaneleri Üniversite hastaneleri gibi tam donanımlı ve uzman doktorlarla hizmet etmesi beklenirken, maalesef alel acele ve Personel eksiği, Malzeme eksiği, hizmet eksiği, doktor eksiği gibi çarpıcı sorunlarla bizleri karşı karşıya getirmekte. Bunun en son örneği KÜTAHYA da yaşandı, güzelim bina yaptık eh güzel de iki hastane yan yana daha birinin akibeti belli olmadan aceleyle açılan yeni şehir hastanemiz maalesef eksiklikleri, sancıları ve halkın çileleri ile gündeme gelmekte. Bizim suçumuz ne işleyen bir düzen varken, hastaları ikiye bölüp,  servisleri ikiye bölüp, doktorları ikiye bölüp sen orda tedavi ol, ben burada olayım diye şaşkınlık içinde mekik dokutuyorsun. Adı üstünde hasta, iki hastane arasında yürüyecek mecali yokken bu eziyet neden.         

     Gözlemlediğim ve konuştuğum pek çok dost, çevre illerde de aynı sıkıntı var demekteler. Ankara öyle, Eskişehir öyle, Uşak öyle peki burada maksat sağlık sistemini rahatlatmak ve modern hale getirmek değil miydi. İçinden çıkılmaz hale gelen sistemin bir an önce onarılması lazım. Hastahane yaparken her şey düşünülmeli. Taşıma su ile değirmen döndürmek misali, Personeli yan hastaneden al, donanım ve eşyaları, hatta sedyeleri bile yan hastaneden al, doktorlara öğlene kadar ordasın, ikindi burada sın deyip, keşmekeşe sadece personeli değil, hastaları da oradan oraya mağdur ederken neyin kafasını yaşıyoruz. Hastane içindeki keşmekeşten gayrı, dışlarında da keşmekeş var, iki hastane arası yol çilesi, park çilesi, adı üstünde hasta zaten birde yürü oraya demek abesle iştigal değil mi .

    Buzdağının bu görünen yüzü, birde görülmeyenleri var doktor açığı nedeni ile Randevu alamayan ayalarca bekleyenler var, adamın üç gün ömrü var sen 20 gün sonraya randevu veriyorsun, sanki mezarlıktan kalk gel der gibi. Yeni hastanenin bir elektrik sorununu çözemeyen, jenaratör sistemini çözemeyen zihniyet bize vereceği hizmet için çabalayan personele suçu yükleyip, yetkililer değil, diğer personele sorunu bilmeyenlerin günah keçisi gibi yüklenmesi kardeşim jenaretörü doktor mu onaracak demeyip onlara şiddet  uygulayan cahiller, neden masum personele yükleniyorsunuz , hastane müdürü ve çözecek olan siyasilere suç bulmuyorsunuz.

    Randevu sistemi felç, Özel hastaneler  pahalı diyenler felç, Eczaneler felç, ilaç fiyatları felç doktorlar felç, hemşireler felç, hasta bakıcılar felç. İyide bu felçli sistemde bu hastayı kim ayağa kaldıracak. Hani derler ya deveye sormuşlar neren eğri, devede demiş  nerem doğru.




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *