CACIK…

114

Cacık’ kelimesi, ‘chachi’ (Ermenice) sözcüğünden türemiş… Cacık; yoğurt, salatalık, sarımsak ve otlardan yapılan geleneksel yemeğimiz… Cacık, yoğurdun su ile seyreltilmesi ve içine rendelenmiş veya küçük küpler halinde doğranmış salatalık, sarımsak, nane ve zeytinyağı eklenmesiyle hazırlanan bir tür soğuk çorba… Bazı bölgelerde dereotu, taze soğan veya limon suyu da eklenmekte… Cacık; yaz mevsiminde, sıcak günlerde ferahlatıcı bir atıştırmalık veya meze olarak tüketilmekte… Cacık, Orta Asya’dan Anadolu’ya göçler sırasında, lezzetli ve besleyici yiyecek, kültürel bir miras olarak taşınmış… Yoğurt ve cacık, kültürümüzde her zaman önemli bir besin kaynağı olmuş… Cacık, Anadolu’nun farklı bölgelerinde farklı isimler ve tariflerle karşımıza çıkmakta… Cacık, Ege bölgesinde daha yoğun kıvamlı ve yoğurtlu hâliyle bilinmekte… Cacık, Gaziantep ve çevresinde ‘cacır’diye söylenmekte… Cacık; yazın serinletici bir lezzet, kışın sağlıklı bir alternatif… Cacık; salataların en yakın dostu… Cacık; bir tutam nane, birkaç dilim salatalık, yoğurdun lezzetle buluşması… Cacık türleri… Aşotu cacığı, havuç cacığı, hıyar cacığı, ıspanak cacığı, haşlanmış keme (patatese benzeyen bir tür yabanî mantar) cacığı, marul cacığı, maydanoz cacığı, pancar cacığı, semizotu cacığı, turp cacığı, yarpuz cacığı…

Cacık’, esas anlamı itibariyle, bir yemek türü olup, bir hakaret veya aşağılayıcı anlam içermez… Birine ‘cacık’ denmesi, bazı durumlarda, cümle yapısı ve vurgu değişiklikleriyle birlikte kullanıldığında aşağılayıcı ve hakaret içeren bir ifade hâline dönüşebilmekte… Nezaket ve zarafet gereği, ‘cacık’ sözcüğünün kullanımının; cümle yapısı, vurgu ve bağlam gibi faktörlere bağlı olarak farklı anlamlar kazanabileceği unutulmamalı… Yargıtay kararına göre, birine cacık demek hakaret değil (Yargıtay 18. CD Esas: 2016/14006 Karar: 2018/13547 Tarih: 23.10/2018)… “Karara esas olayda,  eşini tedavi için hastaneye getiren sanığın katılan nöbetçi doktora yönelik sarf ettiği ‘Cacıklık yapma, tenekesin sen.’ biçimindeki sözlerinin nezaket dışı kaba hitap tarzı olup sövme, somut bir fiil ya da olgu isnadı olarak kabul edilemeyeceği, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurları oluşmadığından, sanığın beraatı yerine hükümlülük kararı verilmesi kanuna aykırı” hükmü verilmiş… Birine ‘hıyar’ (salatalık), ‘hıyarağası’ diye hitap edilmesi… Hıyarağası; görgüsüz, kaba saba, yontulmamış kimse, hıyarağa… ‘Hıyar’; bol bulunması, kolay yetişmesi, besleyici olmadığının sanılması, doyurucu olmaması ve önemsiz bir sebze olarak kabul edilmesi nedeniyle sıfat olarak insanlara söylenen söz… ‘Senden bir cacık olmaz.’ denmesi, hakareti bir üst seviyeye taşıyan bir söylem… ‘Cacığa bile doğranmazsın.’ demek, ‘hıyar’a yapılan atıf… Hıyar, sanıldığı gibi önemsiz bir sebze değil! Hıyar, besleyici ve düşük kalorili bir sebze… Hıyarın besin değeri oldukça zengin ve sağlık açısından birçok faydası var… Hıyarın büyük bir bölümü su olduğu için kalori değeri düşük… Hıyar; C vitamini, K vitamini, potasyum ve folik asit gibi önemli vitamin ve mineralleri içerir… Hıyar; lif bakımından zengin… Hıyar, yüksek su içeriği sayesinde hidrasyonu artırır. Hıyar; sıcak hava koşullarında veya egzersiz sonrası tüketildiğinde vücuttaki su dengesini korur. Hıyar içeriğinde antioksidanlar bulunur…

Aslında, hıyar; iyi, hayırlı, işe yarar, üstün anlamında bir sözcük, kıyas dışı yapıda bir ism-i tafdîl (iki şey arasında ortak bir özelliğe ve bu özelliğin iki şeyden birinde diğerine göre daha çok olduğuna delâlet eden türemiş bir isim) olan ‘hayr’ kelimesinin çoğulu… ‘Hıyar’ ve ‘cacık’ sözünün ne maksatla söylendiği mühim… ‘Senden bir cacık olmaz.’ sözü, bir kişinin beceriksiz veya yeteneksiz olduğunu ifade etmek için kullanılan bir deyim… Cacık yapmanın basit olması nedeniyle, bir kişiyi aşağılamak için ‘Senden bir cacık olmaz’ denilir; hitap edilen kişinin, basit bir işte bile başarılı olamayacak kadar yetersiz olduğu,  iş bilmezliği ima edilir… Bilindik yaygın, kimin tarafından söylendiği bilinmeyen ancak doğruluğu su götürmez sözler… “Parayı duyunca gözleri parlayan kadından, kadını duyunca ağzının salyaları akan erkekten bir cacık olmaz.”… “Cacık olacak kadar hıyar, tost olacak kadar kaşar olmayın.”… Cacık, rüya tabiri malzemesi olunca ortaya çıkan cacık sözler… Rüyada cacık görmek, hayır ve bereket demek… Rüyada cacık görmek, güzel geçinmeye işaret… Rüyada cacık görüp yemek, umutlu bir sonuca ulaşılacağına işaret… Barış Manço’nun cacık sözcüğünü kullandığı şarkı sözlerinden bir kısmı… “Sözüm meclisten dışarı dostlar… Bugünlerde kendimi hıyar gibi hissediyorum… Hani dilim dilim doğrasalar beni… Marmara, Ege, Karadeniz… Ve hatta Akdeniz cacık olur diyorum…” (Sözüm Meclisten Dışarı albümü, 1981)…

Senden bir cacık olmaz.’ sözüyle cacığa haksızlık ediyoruz belki de… Cacık, hepsi bir arada lezzet cümbüşü iken,  ‘Senden bir cacık olsa iyi olur.’ diyebilsek daha mı iyi olurdu, acaba? Hıyar ya da cacık… Sözcüklerin içini boşaltıp, maksadı aşan ya da farklı mânâ yükleyerek yapılan espriler, ölçüsüz davranıldığında küfre kadar giden hakarete ve aşağılamaya kapılar açabilir… Yalama yapmış tiplerin ağızlarına pelesenk ettikleri ve kendi gibi düşünmeyenleri yaftaladıkları sözlere geçit verebilir… Espri değil alay hâkimdir bu sözlerde… Alayla mizahın arasındaki farkı yok etmektir bu… Mizah bir sevgi eylemidir; alay ise, nefret… Mizah stresli deneyimler sırasında gevşememize, hafiflememize ve rahatlamamıza yardımcı olur… Keşki, ‘Senden bir cacık olur, yeter ki gayretli ol.’ diyebilseydik, böylece mizah yapmış olabilirdik… ‘Senden bir cacık olmaz.’ demekle, kendimize de verdiğimiz ince bir mesaj var… Söylemeden söylemek istediğimiz, aslında, ‘Benden bir cacık olmadı, tecrübeme göre, senden de olmaz.’ olsa gerek… Unutulmaması gereken, her ne söylüyorsak, aslında kendimizden bir yansımadır bu… Fütursuzca ‘hıyar’ ve ‘cacık’ deyip, hava basanlara, şaka yaptığını ya da hakaret ederek marifet yaptığını zannedenlere ona buna laf giydirenlere, hıyarın ve cacığın önemini anlatabilmek lâzım…  Cacık içeriğinde sadece hıyar yok… Yoğurt var… Sarımsak var… Dereotu var… Taze soğan var… Limon suyu var… Nane var… Zeytinyağı var… Su var… Cacığın içinden hıyarı ayırmak, sonra da hıyara haksızlık yapmak ne kadar doğru? Hele hele cacığın içindeki onca nimeti unutup, tümden cacığa haksızlık yapmak akıl tutulması…

Tohum toprakta biter, yeşerir… Söz dilde biter, bazen yeşerir, bazen geçekten, dilin sahibini ya da muhatabını bitirir; söz maksadını yitirir ve söz kendini bitirir… Nihayetinde söz biter; söylenecek ve söylenmesi gereken söz bitmez… Dosta da, düşmana da, söylenmesi icap eden söz, kaliteli söz olmalı… Kalıbının insanı olan insanın, içindeki insanlığı yitirmeyen özü sözü bir olan insanın söylediğine ve söylemediğine bakınca; espri veya hakaret olsun diye söylenen sözün, ne ölçüde doğru ya da ne oranda doğru olmadığı anlaşılabilir… İyisi mi, birine cacık diyene kadar, afiyetle cacık yiyelim; fikredelim, zikredelim ve şükredelim… Cacıklık, gıcıklık etmeyelim… Marifet sıradan söz söylemek değil; sözün kalitelisini söyleyebilmek… Selam, sevgi ve saygılarımla.




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *