ÖZ, ÖZET…

1332

Öz; bir kimsenin benliği, kendi manevî varlığı, iç, nefis, derun ve varoluş gerçeği… Öz; bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hülâsa, zübde, ekstre, abstract… Öz; kendine, kendi kendini anlamında… Öz, farklı disiplinlerde ve bağlamlarda kullanılan kavram… Felsefe ve metafizikte, Platon’a göre, öz, töz, idea (kavram), bütün varlıkların özleri idea anlamında… Töz; felsefî anlamda evrenin varoluşunu açıklamaya çalışan felsefelerin ilk öğe olarak düşündükleri varlık, öz, değişen şeylerin özünde değişmeden kaldığı varsayılan idealist kavrama verilen isim… Aristoteles, öz terimini metafizik ve mantık alanlarında farklı anlamlarda kullanmış… Mantıkta öz, somut varlıkları ifade etmek için kullanılmış… Varoluşçulukta öz, Jean-Paul Sartre’a göre, varoluşla meydana gelir ve varoluştan önce yoktur; insan, kendini ne yaparsa odur; diğer varlıklar önceden belli bir öze göre var olur… Immanuel Kant’a göre öz, noumenon (kendinde olan şey) olarak adlandırılır;  asla bilinemez; sadece nesnelerin görünüşlerini bilebiliriz, kendinde ne olduklarını bilemeyiz…

Özet (summary), bir metnin kısaltma işlemi… Özet, metnin anlamını, ana düşünceyi ve önemli bilgileri içerecek şekilde yazmamız gereken, bir yazı veya sözün anlamını daha kısa ve özlü biçimde veren yazı, söz, paragraf… Özlü yazı, yazının en öz hâli… Özetleme, ana düşünceyi ve önemli bilgileri içerecek şekilde metni kısaltma işlemi… Okurken not çıkarmada ve dinlerken not tutmada işin özünün kaydedilmesi önemli… Bir adım ötesi, kodlama… Zaman yönetiminde ve zaman tasarrufunda, gereksiz detaylardan kaçınılarak, öz bilginin saklanması, planlamada gerekli… Ancak, elbette, sormada, sorgulamada, anlamada, gerçeğin tespitinde ve ilerisini görebilmede en küçük detay bile mühim… “İyi bir gözlemci tek bir ipucuna ulaştığında sadece olanları değil, ileride olabilecekleri de görmelidir.” (Arthur Conan Doyle, Suç Detayda Saklıdır -Sherlock Holmes’)… Öz, söylenen sözlerin tek bir sözle ifade edilmesi, sözlerin tek bir sözde birleştiği kilit taşı görevindeki söz… Öz, bir damla fikir… Özet, özün söz ile yazı ile yansıması… Öz (abstract);  bir makalede içeriği doğru ve eksiksiz bir şekilde yansıtmalı… Öz, 200-300 kelime arasında olmalı, açık ve anlaşılır bir dille yazılmalı, 3 ila 5 arası anahtar kelimeler içermeli… Öz (Türkçe-İngilizce olarak), makalenin ana konusunu, yöntemlerini ve sonuçlarını belirtmeli… Makalede özet, hakem değerlendirmesinden geçip ve yayıma kabul edildikten sonra, makalenin en başında yer almalı; 750-1.500 kelimeden oluşmalı… Makaledeki özette; araştırmanın konusu ve yöntemi belirtilmeli, bulgu ve tespitlere yer verilmeli, ulaşılan sonuçlara değinilmeli…

‘Öz’ün öz sözle tanımı; “Elmas ve kömür aynı karbon sayısına sahiptir, ancak moleküler yapıları sebebiyle biri elmas diğeri kömürdür. İnsanı düşünelim; herkes topraktan yaratıldı. Ancak ahlâk, merhamet ve vicdan gibi kimyasal bağlar onların asıl cismini belirler.” (Prof. Dr. Aziz Sancar)… Öz, içsel, içle ilgili… Öz, bir şeyin ana unsuru, ögesi, esası… Öz, bir şeyin temelini oluşturan çekirdek… ‘Öz’e dayalı özlü sözler… Özveri, özgü, özgün, özlü, öznel, özlem, özge, özgür, özgürlük, özbeöz… Öz olmayınca, söylenecek söz de olmaz… İşin özünü bilmeden söylenecek söz, insanın özünü ele verir…  Her şeyi söyleyivermek mârifet değil, cesaret de değil… Mesele; özümüze ve sözümüze sahip olabilmek meselesi… Ağzı olan yüksek sesle düşününce, hiçbir konu halledilemiyor… Söylediklerimiz, özümüzü ele veriyor… Özümüzde ne varsa sözümüzde o var…“Ağacın kalitesi özünden, insanın kalitesi sözünden belli olur.” (Atasözü)… Öz çürüyünce, yapılan her çaba boşuna… İçi çürük, dışı güzel elma gibi… Her şeyin aslı, özü… Aslı varken sahtesine, fotokopisine rağbet mi olur? İnsanın özü, benliği bilinmezlerle dolu… Âlemin özü, insan… “Kendini küçük bir beden zannediyorsun. Hâlbuki koskoca bir âlem dürülmüş içinde senin.” (Hazreti Ali)… “Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen; merdum-i dide-i ekvan olan âlemsin sen. (Kendine dikkatlice bir bak; sen âlemin özüsün. Sen varlıkların gözbebeği olan insansın.)” (Şeyh Galib)… Cevizin kabuğunu kırabilelim ki öze kavuşalım… “Cevizin kabuğunu kırıp özüne inemeyen, cevizin hepsini kabuk sanır.” (İmam-ı Gazali)… Özümüzün hâlini dillendiren sözler… “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya. – … İnsan bir ‘öz’dür ki, madde ve mananın karışımı… – Öz, maddeye egemen olmadıkça, insan özgür olamaz… – Öz’ünü tanımayan, hiçbir şeyi tanıyamaz.” (Necip Fazıl Kısakürek)…

Her şeyin güzelliği, özün güzelliğinde saklı… Özümüzü bilmeden, ne özümüzün sözünü ne başkalarının sözünü bilebiliriz… Özümüze dönmek, sırtımızı dönmek olmamalı… Özümüz doğru olmalı ki, hakkı söylemede elif olabilelim, nezakette ve zarafette vav olabilelim… Mâlum, “Testinin içinde ne varsa, dışına o sızar.” (Hz. Mevlânâ)… İşin kolayına kaçmadan, özümüzden uzaklaşmadan, özümüzü bulduğumuz teknede kürek çekmeliyiz… Taşıma suyla değirmen döndürme gayreti bile değerli; bir adım sonrası maksadımız su kaynağına ulaşabilmekse eğer… Özümüzün dışında arayacağımız çözüm, kısa vadede işe yarasa da uzun vadede sorunları daha kördüğüm hâline getirecektir… Özümüze dönelim, fırıldak gibi dönmeyelim… Özünü beğenmeyen ve özünden kopuk olan, başkalarının oyuncağı olur ancak… Özümüzü bilmeden, sözümüzü de bilemeyiz… Özünü kaybeden, trendleri (pek çok insanın ilgisini çeken, beğenilen, eşyaları ve insanların eğitim durumlarını) takip eder; aklını, kalemini, özünü ve sözünü birilerine kiraya verir… Esas olan, görülmeyen özü bulabilmek… İşin püf noktası, öz… Güzellik dediğin yıllara boyun eğer, öz ise hep diri, genç ve taze… Öz satın alınamaz, öz bir başkasına devredilemez… Her bir şeyin özü, sevgi… Kendimizi tanımanın yolu, öz ile mümkün… Özden vazgeçip, başkalarını memnun etmeye çalışmak özden ödün vermek… Öz’e ve özümüze sadık olmak gerek… Yaratılanı sevmek, yaşamanın anlamı, özü… Para, insanı, insanlığından eden, özünden koparan araç olmamalı… Parayı kullanmalı, para bizi kullanmamalı… Bizi biz yapan özümüz, değerli ya da değersiz kılan da, tek bir sözümüz… Özümüzde eşitiz; giydiklerimizin ve yediklerimizin farkı, bizi ne kadar farklı yapar ki…  Farklılıklarımızda, artılarımızla birbirimize saygı duyuyoruz, hepsi bu… Yaptıklarımız bir bir gerimizde kalıyor…  Sadece özümüz bize kâr kalıyor… Birilerini mi etkilemek istiyoruz? Bunu, terbiyemizle, edebimizle, karakterimizle, kişiliğimizle, karizmamızla başarabiliriz… Görünüşümüzle değil, özümüzle… Tek gerçek statümüz, özümüz… İçi dışı sevgi ile donanımlı özümüz… Sevgi, evrenin özü… Şeffaflığımızda özümüzde, vicdanımızda, her şeyin güzeli var… Belki, herkes görünüşüne göre yargılanır, ancak son noktada, her bir kimse özüne göre yargılanır yüreklerde… Bedenimizi gören gözler özümü görebilseydi, her şey çok farklı olurdu… Değişim özde olursa, kalıcı olur… Başkalarına göre yaşayıp, başkalarına göre davranmak, özümüzü değiştirmek, akıl kârı değil… Süslü paketlere aldanmamak lâzım… Bir kişinin iç dünyasıyla dışa yansıttığı sözleri arasındaki uyuma, özüne ve sözüne bakmak lâzım… Öze bakmak lâzım; öz, ambalajdan daha kıymetli… 

Özetin özeti olan öz, tek gerçek… Özümüze dönmeden yapacaklarımız, sadece havanda su döğmek… Gerisi, her ne ise boşa küre çekmek… Kadim medeniyet kodlarımıza dönmektir, özümüze dönmek… Selam, sevgi ve saygılarımla.

(Kanalımı takip etmeniz dileğiyle… https://t.ly/muzafferceven)




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *