Son zamanlarda bireylerin davranış bozukluklarının toplumsal düzeyde sorunlara neden olduğunu ifade eden DPÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, “Bu gibi sorunların aşılabilmesi ve tekrarlanması için bizi biz yapan değerlere, yüce Mevla’ya, tarihimize ve kültürümüze inanı sevmek gerek” şeklinde konuştu.
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi ve KADİM Vakfı iş birliği düzenlenen VIII. Uluslararası Maneviyat Psikolojisi Sempozyumu’na ev sahipliği yaptı.
İlahiyat Fakültesi ev sahipliğinde düzenlenen sempozyumun açılış törenine Kütahya Vali Vekili Burhanettin Yavaşi, Kütahya Milletvekili İsmail Çağlar Bayırcı, Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, KADİM Vakfı Başkanı Mustafa Önsay, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Yalçın, sempozyuma bildiri gönderen bilim insanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve davetliler katıldı.
Sempozyum düzenleme kurulu başkanı Mustafa Atak, sempozyumun paydaşlarından KADİM Vakfı Başkanı Mustafa Önsay, Dekan Prof. Dr. İsmail Yalçın’ın konuşmalarının ardından kürsüye gelen Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
Erciyes Üniversitesi Rektörü olarak Kütahya’da bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Çok değerli bir sempozyumda bir araya geldik. Üniversiteleri Ar-Ge, üretim ve toplumsallaşma faaliyetleri var. Bunları yaparken zaman zaman insanları anlama açısından bazı noktaları atlayabiliriyoruz. Bir özeleştiri olarak bireylerin bu anlamda bir donanıma sahip olmaları gerektiğine inanıyorum.
‘DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
SORUNLARA NEDEN OLUYOR’
İbn-i Sina’nın “beden sağlığının temelinde ruhsal sağlık vardır” sözünü hatırlatan Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, “Son zamanlarda bireylerin davranış bozukluklarının toplumsal düzeyde sorunlara neden olduğuna şahit olduk. Bu gibi sorunların aşılabilmesi ve tekrarlanması için beş maddenin toplumumuzca benimsenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bunlardan ilki bizi biz yapan değerlere, yüce Mevla’ya, tarihimize ve kültürümüze inanmaktır, İkincisi kainatı, değerlerimizi, yurdumuzu, ailemizi sevmektir. Üçüncüsü doğruyu, kötüden sakınmayı ve değerlerimizi öğrenmek ve bunu beşikten mezara kadar sürdürmektir. Bizler öğrenmeyi sadece bir diplomaya indirgememeli, öğrenmeyi ömür boyu sürecek bir yolculuk olarak görmeliyiz.
‘YENİ DEĞERLER KÖKLERİMİZDEKİ DEĞERLERDEN ÜRETİLİRSE KALICI OLUR’
Dördüncü kavramımız üretmek olmalı. Az önce saydığım üç maddede olduğu gibi değerlerimize, sevgimize ve doğru bilgiyi öğrenmemize paralel biçimde üretimde bulunmalıyız. Bu üretimi kültürümüz ve tarihimiz üzerinden şekillendirmeliyiz. Köklerimizde olmayan düşünce akımlarından ve eğilimlerden uzak durarak üretim yapmalıyız. Ancak bu şekilde üretilen değerlerle kalıcılığa ulaşabilir. Son madde ise tüm bu değerleri canlı tutmak ve yönetmek. Gençlerimize ve çocuklarımıza da değerleri üretmeyi ve bunları canlı tutmayı öğrettiğimiz takdirde sağlıklı bir nesle ulaşabiliriz. Her birimiz ve özellikle gençlerimiz “hangi yoldan gidersem, hangi davranışları sergilersem önemli bir kazanım elde ederim” sorusunu kendine sormalı ve bunların doğru cevaplarını almaya çalışmalıyız. Bu konudaki sorumluluğumuzu kimseyle paylaşmamalıyız.
30 BİLİM İNSANI 25 BİLDİRİ SUNDU
İnancı ne olursa olsun insan fıtratının İslam üzerine kurulduğunu belirten Milletvekili İsmail Çağlar Bayırcı, İslam toplumlarındaki huzursuzluğun ancak Müslümanların İslam’ın ilkelerini tam anlamıyla benimseyebilmesiyle aşılacağını ifade etti.
Kütahya Vali Vekili Burhanettin Yavaşi ise “Maneviyat psikolojisi insanın kendisini anlamlandırmada ve zorluklarla baş etmesinde önemli bir rehberdir” dedi.
Protokol konuşmalarının ardından sempozyum kapsamında Prof. Dr. Hayati Hökelekli’nin konuşmacı olduğu konferans düzenlendi. Açılış töreni toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. İki gün boyunca koruyucu ruh sağlığı uygulamalarının nefis, tasavvuf ve İslam psikolojisi özelinde irdelendiği, pozitif ve kültüre dayalı psikolojinin yanı sıra, manevi danışmanlık ve rehberliğin bu uygulamalarla ilişkisinin 6 ayrı oturumda ele elındığı VIII. Uluslararası Maneviyat Psikolojisi Sempozyumu’nda 4 farklı ülkeden katılan 30 bilim insanı toplamda 25 bildiri sundu.
