1975 Yılından bu yana basın camiasının bazen tam göbeğinde, bazende kıyısında oldum .Her meslekte olduğu gibi gazetecilikte de rekabet var. Yerelde çoğunluk meslek dayanışması içinde olurken maalesef kirli rekabet içinde bulunanlarda oluyor. 21 Ekim günü toprağa verdiğimiz yarım asırlık arkadaşım, kardeşim Remzi Günay hiçbir zaman kirli bir rekabetin içinde olmadı hep dayanışma ve paylaşım içinde oldu. Kirliliğe bulaşmadı temiz kalmayı başardı. Çünkü o güzel insandı hep öyle kaldı. Bunları onu iyi tanıyan ve aynı dünya görüşüne sahip olduğumuz bir dönem beraber çalıştığımız ve Gazete Kırküç’te yazdığımız için söylüyorum.
Ben Milli Gazete Fahri muhabiri iken o Yenidevir Gazetesi muhabiriydi. Ayrıca Kütahya Postası Gazetesinde beraber yazıyorduk. Kütahya Postasını Ekspres Gazetesi satın aldığında ben gazeteye gittim ve Kütahya Postasının basın kimlik kartını iade etmek istedim. Çünkü gazete el değiştirmişti. Ofise vardığımda Sami Sarışık beyle Babası Nuri Bey abimiz beraberdi. Hayırlı olsun temennisinde bulunduktan sonra basın kartını Sami beye verdim. Bunu gören Nuri abimiz yerinden kalktı ve ” Ne o sayın Koç” diye sordu. Ben iade nedenini anlatınca ” al şu kartı cebine koy. Ben Sami Beye talimat verdim senin ve Sayın Remzi Günay’ın kartını almayacağız. Bu gazete sizin bundan sonrada yazmaya devam edeceksiniz bekliyorum dedi.” Türk Basın Birliği Kütahya şubesi kurucusu oldu ve uzun yıllar yönetimde kaldı. Uzun yıllar muhabirlik ve yazarlık serüvenimiz devam etti. Ben SLİ’ den emekli olduktan sonra Kanal 43 genel yayın yönetmenliğine getirildim Remzi Bey, izleme ve danışma kurulu başkanı oldu. Benim canlı yayın programları ve haberlerimizi izliyor eksikliklerimizi ve hatalarımızı tespit edip bana bildiriyordu. Bazen gelir yayın kasetini beraber izler hatamızı bize gösterirdi. Gerçekten görevinde çok ama çok hassas ve dikkatliydi. Aynı hassasiyeti gazetemizde de gösterdi. Gerçekten güçlü bir kalemi vardı kırıp dökmeden yazardı.
Acımız büyük inanın dostlar bu yazıyı ağlayarak yazıyorum zira onunla adeta barışık bir aile gibiydik. Yarım asırlık içten samimiyetimiz devam etti o bizi, bizde onları kıracak hiç bir şey yapmadık. Zira o güzellik, hoş, incelik, nezaket, letafet timsalı bir insandı ve adam gibi adamdı. Hayatımızın hırgürleri ve hengamesi içinde yaşadığımız süreçlerde o hep sabrı, metaneti ve sıkıntılardan kurtulabilmenin yegane çaresi güzellik olduğunu söylerdi yazardı. Bire bir sohbetlerimizde yazılarımızın kritiğini yapar tatlı bir tartışma içine girerdik. Ben onun o engin sabrına hep özenmişimdir. Rahmetli Kardeşim Remzi Günay, fikirleriyle gün gibi berrak, ay gibi karanlığımızı aydınlatan parlaktı. Anlatacak çok daha güzellikleri var o güzel insanın. Biz senden memnunduk ömrün sahibi yüce yaradan Allah’ta senden memnun olsun kardeşim. Nur içinde yat güzel insan. Başta muhtereme bacıma, yeğenlerim Sadullah ve Cemalettin ve tüm yakınlarına taziyelerimi sunuyorum. Değerli okurlarımın sizden birer fahiha istirham ediyorum. Bu temenniyle sağlıkla kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurları.