Harcamak, harcanmak… Harcamak ve harcanmak, ekonomik ve duygusal bağlamlarda derin anlamlar taşıyan iki eylem… Bu terimler, bireylerin maddî kaynakları yönetme biçimlerini ve emeklerinin karşılığını nasıl aldıklarının ifadesi… Harcamak ve harcanmak, sadece ekonomik anlamda değil, insanî ve toplumsal değerler açısından da önemli… Ne kadar iyi olursak olalım, yanlış yerdeysek eğer, değersizleşiriz, harcanırız… Ne edersek, ne harcarsak değerimiz de o kadar olur… Harcamak, harcanmak, gül ve kül misâli… Yerine düşen gül, düşmeyen kül olur…
Harcamak, kaynakların yönetimi… Harcamak, bir bireyin veya kuruluşun sahip olduğu maddî ve manevî kaynakların kullanılma biçimi… Maddî kaynaklar; para, zaman, emek gibi ölçülebilir unsurlar… Manevî kaynaklar; sevgi, ilgi ve enerji gibi soyut değerler… Bir kişi, maddî kaynaklarını bilinçli bir şekilde yöneterek uzun vadede refahını artırabilir… Parayı sadece ihtiyaçlara yönelik harcamak, tasarruf yapmak ve gelecekteki belirsizliklere karşı hazırlıklı olmak demek… Aşırı harcama veya gereksiz lüks tüketimi, uzun vadede ekonomik sıkıntılara yol açabilir… Harcamak, bireyin önceliklerini, yaşam tarzını ve değer yargılarının yansıması… Manevî kaynakların harcaması, kişinin başkalarına ne kadar zaman ve enerji ayırdığı ile alâkalı… Aile, arkadaşlar ve toplum için harcanan zaman ve çaba, kişisel ilişkilerin derinleşmesine ve toplumsal bağların güçlenmesine neden durum… Manevî kaynakların çarçur edilip tükenmesi, kişinin duygusal tükenmişlik yaşamasına ve kendi ihtiyaçlarını ihmal etmesine sebep hâl… Harcanmak ise, emek ve değerin karşılığı… Harcanmak, bir kişinin veya kaynağın başkaları tarafından kullanılması veya tüketilmesi durumu… Harcanmak, emeğin karşılığının tam olarak alınamadığı veya bir kişinin potansiyelinin yeterince değerlendirilmediği ahvâl… Harcanmak; bir çalışan, iş yerinde yeteneklerinin tam anlamıyla kullanılmadığını hissedebilir; bu durumda, kişi harcandığını düşünebilir. Harcanmak, bireyde hayâl kırıklığı, tatminsizlik ve motivasyon (isteklendirme) eksikliğine yol açabilir. Harcanmak; toplumda bireylerin yeteneklerinin doğru şekilde değerlendirilmesini, üretkenliğini ve toplumsal ilerlemeyi olumsuz etkileyebilir… Harcanmak sadece bireyler için değil, kaynaklar için de geçerli… Doğal kaynakların aşırı kullanımı; gelecek nesiller için bu kaynakların tükenmesine ve toplumların sürdürülebilir bir gelecek inşa etme kabiliyetinin zayıflamasına neden olabilir…
Harcamak, harcanmak; bireylerin ve toplumların kaynaklarını nasıl yönettiğini ve bu kaynakların nasıl değerlendirildiğini gösteren önemli ölçütler… Emeğin ve kaynakların yanlış değerlendirilmesi, israftır; hem bireye hem topluma yapılabilecek en büyük zulümdür… Bunu önlemenin tek yolu; işin ehline verilmesidir ve liyâkat ile davranılmasıdır… Tek çözüm; bilinçli tercihler yapmaktır, daha dengeli ve sürdürülebilir bir hayat için… Her şeyden önce, kazanmayı doğru bilmek gerek… Kazanmak, başkalarından geçinmek olmamalı, emeğin sömürülmesi olmamalı… Emek, zihinle, elle, orakla-çekiçle, kazmayla-kürekle, en önemlisi yürekle olur… Emeğin karşılığında, kaşıkla verilip kepçeyle alınması ve sömürülmesine kim boyun eğebilir? Emek ve alın teri, çoğu insanlar için bir somun ekmek demek… Alın teri dökmek, kimsenin hakkına girmeden, çalışıp çabalamak ve bir işte büyük emek vermek… Birbirimize her daim emeğimiz geçmekte… Komşu, komşunun külüne muhtaç, elbette… Bu farkındalık, emekle mümkün… Emek olmadan, hiçbir şey yetiştirilemez, hiçbir şey yapılamaz… Emek çekilmiş her şey, değerlidir… Sermaye, tek başına hiçbir şeydir… Sevmeyi sürdürebilmek için bile emek gerek… Harcamak? Harcanmak? Bu soruların cevapları, özlü sözlerde… Zamanını boşa harcayan, hayatını boşa harcar… Gücünü boşa harcama, hayallerine harca… Kendini harcadığın şey, seni tanımlar… Harcanan emek, bir gün mutlaka karşılığını bulur… Değerini bilmeyenler için kendini harcama… Harcanan sevgi, boşa gitmez… Doğru yere harcanmayan çaba, hüsran getirir… Bir şeyleri kazanmak için, başka şeylerden harcamak gerekir… Enerjini seni aşağı çekenlere değil, seni yukarı taşıyanlara harca… Kendini tükettiğin yerde dur ve yeniden başla… Önemli olan, bozuk para gibi harcamamaktır, değerini düşürecek biçimde bir kimseden yararlanmaya çalışmamaktır… Başarabilmek için, çaba harcamaktır, bir işi yapabilmek için elinden geleni yapmaya çalışmaktır… Tasarruflu olabilmek için, cepten harcamasını bilmektir… Her zaman doğru sözlü olmaktır, bir başkasının söylemediği bir sözü söylemiş gibi aktarmamaktır… Her ne harcarsak, boşa harcamamaktır, israf etmemektir, gereksiz yere harcama yapmamaktır… Hazırdan geçinmemektir, emeği harcamada özen göstermektir, bir işi başarmak için uğraşmaktır, gayret göstermektir… Hiçbir yerde ve ortamda harcanmamak için titiz davranmaktır… Alışverişte harcama yaparken, ölçülü davranmaktır… Birileri tarafından harcanmamak ve değerimizin, yeteneklerimizin farkına varılabilmesi için, tutarlı davranmak gerek… Çalışırken ‘bu işte harcanıyorsun’ denildiğinde, sabırla işe devam etmek lâzım… İnsan, bilinçli ürettiğinde değerli olur… Bilinçsiz tükettiğinde kendi değerini bile değersizleştirir… Neyi harcamak, neyi boşa harcamak? Gereksiz yere kullanmak veya israf etmek… En kötüsü, zamanı boşa harcamak, zamanı verimli kullanamamak… Para olunca, yerinde ve doğru harcandığında doğru… Yoksa sahip olunan para bizi harcar… Çalışkan ve verimli bir kişiyi değersizleştirmek ve bozuk para gibi harcamak… Bu, kişinin emeğinin veya yeteneklerinin değerinin bilinmediğinin kanıtı olsa gerek… Bir kişinin yeteneklerinin veya emeğinin boşa gitmesi, böyle bir şey… Bunun adı, adam harcamak… Adam harcamak, bir kişiyi gözden çıkarmak, saf dışı bırakmak veya bile bile tehlikeye atmak… İş hayatında veya sosyal ilişkilerde, bir kişinin çıkarları uğruna başka birini feda etmesidir… Çıkarı uğruna takla atandır, fırıldak olandır, yanardöner olandır bunu yapan… Bunu yapanın siyasî tercihi, vatan-millet merkezli değil; hevâ, mide ve nefis odaklı çıkardır sadece…
Dostunu harcayan, aslında kendini harcayandır, çıkar uğruna fırıldak olandır, harcanandır… Dostunu harcayan, güvenilmez biridir… Dostunu harcayan; toplumda itibarı olmayandır… Dostluk, güven ve sadâkat üzerine kurulu bir ilişkidir… Dostlunu harcayan, bu değerleri hiçe sayandır… Dostun harcanması, bir kişinin kendi çıkarları uğruna arkadaşını veya dostunu feda etmesidir… Dostun harcanması; kişinin dostluk ilişkilerini çıkarları için kullanmasıdır… Para, servet kazanılır ve yerinde harcanır… Dost, zor kazanılır ve asla harcanmaz… Dost, yere serilecek post değildir… Dostun yeri gönüldür… Değerlerin farkında olabilmek herkesin harcı değil elbette… Harç, harcamakla da ilgili… Meselâ, ev harcı, tapu harcı… Ev harcı (tapu harcı), gayrimenkul alım satım işlemlerinde ödenen bir tür vergi… Tapu harcı, tapuda beyan edilen satış bedelinin yasayla belirlenen orandaki bedeli… Tapu harcı, konut, iş yeri, arsa, tarla gibi tüm gayrimenkuller için geçerli… Gerçek hayatta tapu harcı ödenir… Rüyada ise ev harcı görmek, yeni bir işe veya projeye başlamaya işaret sayılır, kişinin hayatında yeni bir dönemin başladığını ve bu dönemde başarılı olacağına işaret diye düşünülür… Harcanmamak için düşlerle değil, gerçeklerle hemhâl olmak gerek…
Harcamak, harcanmak, kazanmak ya da kaybetmek… Herkesin harcı değildir, harcamak… Kısa günün kârı değildir birilerini bozuk para gibi harcamak… Akıl tutulmasıdır, akıllı bir insanı harcamak… Harcamak ve harcanmak, kazanmak ve kaybetmek ile ilintili, her bir durumda ve koşulda… Sözüm ona akıllı olduğunu düşünenler, birilerini çok kolay harcayarak, kendilerini harcıyorlar aslında… Akıllı geçinmek değildir, zorluklar karşısında çok kolay harcamak ve harcanmak… Selam, sevgi ve saygılarımla… https://bit.ly/muzafferceven kanalımı takip etmeniz, linki paylaşıp destek olmanız, olumlu-olumsuz görüşlerinizi, eleştirilerinizi iletmeniz dileğiyle…