YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE BİZ

270

 Yarınlara güvenle, umutla bakabilmemiz için yeraltı ve yer üstü kaynaklarını verimli biçimde kullanarak ekonomik fayda sağlamalıyız. Bunların başında enerji kaynakları gelmektedir. Bu kaynakların çoğu yer altında fosil yakıtlar olduğu gibi yeryüzünde, deniz diplerinde ve gökyüzünde  olanlarda var. İnsanlık hep bu kaynaklara ulaşmak, insanların istifadesine sunmak için gayret göstermiştir. Önce ısınmak için enerjiye ihtiyaç duyan insanlar, değişik alanlarda kullanmak amacıyla alternatif enerji üretmek için arayışlara girmişler ve bulmuşlar. Zamanla artan nüfusla beraber sanayileşmenin ve teknolojinin gelişmesiyle enerjiye olan ihtiyaçlarıda artmıştır ve dahada artmaktadır.

 İnsanların kullandığı enerji kaynağı teknolojik gelişmelere göre de değişmiştir. Önceleri, enerji kaynağı olarak sadece odun ve benzeri yakacaklar kullanılırken, bir zaman sonra kömür ardından da petrol ve doğalgaz bulunup kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde insanlığın ihtiyacı olan elektrik enerjisi çoğunlukla fosil yakıtlardan, hidrolik ve nükleer enerjiden temin edilmektedir. Son yıllarda ise güneş ve rüzgardan enerji üretmek için ciddi yatırımlar yapılmaktadır. Ancak ilimizde arzu edilen düzeyde değil.

 Ülkemizin birçok şehrinde yenilenebilir enerji kaynağı olan güneş ve rüzgar santralleri kurulurken ilimiz Kütahya’da bu alanda öyle ciddi yatırımların olmadığını görüyoruz.  Şehrimizde düşük kaliteli linyit kömür rezervinin bol olması, termik santrallerinde elektrik üretimi yapılıyor olması bizi rehavete itmesin. Bugünden alternatif enerji kaynaklarına yönelmesek, yatırım yapmaz isek yarın sıkıntı yaşarız. Zira elektrik tüketimi hızla artmaktadır. Böyle giderse yarın kömür kaynaklarımız azalır, kurulu tesislerden istenilen verimi alamayız. Zira ilimizde Organize Sanayi Bölgelerinin artması, yatırımcıların ilgi göstermesi, elektrik ve doğalgaz enerjisiyle çalışan tesisleri çoğalması elektriğe olan ihtiyacı artırmaktadır.

 Ülkemiz son yıllarda petrol ve doğalgaz aramalarında önemli yol kat etsede, keşfederek kullanımlara sunsada yinede yetersiz kalıyor.  Çünkü ülkemizin genel olarak dünya enerji kaynakları rezervi içindeki payı oldukça düşüktür. Dışa bağımlılığı azaltmak için yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak, hidrolik ( su gücüyle çalışan santral) güneş ve rüzgar santralleri kurmalıyız. Milyonlarca dolar vererek aldığımız petrol ve doğalgaz ithalatını azaltmak, insanımızın refah düzeyini artırmak, gelecekte daha büyük sıkıntılar yaşamamak için tüm kaynaklarımızı israf etmeden verimli hale getirmeliyiz.

 Rusya -Ukrayna savaşının yol açtığı kriz nedeniyle geçen yıl doğalgaz tedarikinde sıkıntı yaşayan Avrupa’da elektrik santrallerinde üretim yapılmamış fabrikalar kapanmıştı. Bu durum başta sanayi üretimi olmak üzere ekonomiyi ve sosyal yaşamı ciddi manada etkilemişti. Bu krizi fırsata dönüştürmek için yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelerek Güneş Enerjisi Santralleri ( GES) kurarak açıklarını kapatmışlardı. Avrupa Birliği ülkeleri o yaz güneş santrallerinden elde ettiği elektrikle kıtayı 29 milyar euroluk gaz ithalatından kurtarmıştı.  İşte bütün bunları değerlendirerek, yaşanmışlıklardan dersler çıkararak Kütahya olarak bizde hava ve çevre kirliliği yapmayan, yeşil enerji olarak tanımlanan  Güneş ve Rüzgar santralleri kurarak ülkemiz ve ilimiz ekonomisine katkı sağlamalıyız. Allah’a şükür ilimizde güneşte, rüzgarda bol. Kurulmalarında bir sıkıntı yaşayacağını sanmıyorum. Tabii, işin teknik boyutunu uzmanları bilir ben sadece temennimi dile getirdim. Bu konuda bir bilgi gelirse onuda yazarız. Çünkü bizim şiarımız her güzel şey Kütahya için. Herşeyin  gönlünüzce olması dileğiyle sağlıcakla kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurları.




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *