Kamu emekçileri, hayat pahalılığı git gide tırmanırken 11,54’lük zamma tepki gösterdi. Son zamlarla vatandaşların büyük bir çoğunluğunun açlığa mahkum edildiğine değinilen basın açıklamasında “Emeğimizin ve onurumuzun hiçe sayılmasına asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz!” denildi.
YÜZDE 11,54 TRAJİKOMİK BİR ZAM
BASK, HürSen ve Birleşik Kamu İş Zafer Meydanında bir araya gelerek memura yapılan yüzde 11,54’lük zamma saat 11.54’de tepki gösterdi. TÜİK’in açıkladığı yüzde 44,38’lik yıllık enflasyon oranının gerçeklerle asla bağdaşmadığına dikkat çekilen açıklamada; kamu emekçilerinin maaşlarına yüzde 11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamanın alın terine ve emeğe yapılmış büyük bir hakaret olduğuna değinildi. Bu hakaretin yalnızca kamu emekçilerini değil, toplumun geniş kesimlerini de derinden yaraladığı belirtilirken ekonomik krizle her gün biraz daha ağırlaşan hayat koşullarının, temel ihtiyaçların bile karşılanamayacak duruma gelmesine yol açtığına vurgu yapıldı.
Her kalemdeki artışların emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindirdiğine değinilirken; “Ülkemizde kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara ulaşmıştır. Ortalama konut kira bedeli asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu emekçileri kirasını ödeyebilmek için öğrenciler gibi ortak ev tutmaya mecbur bırakılmıştır. 2025 yılına, milyonlarca çalışanı ilgilendiren %30’luk asgari ücret zammı, memur emeklilerine reva görülen %11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen %15,75’lik zam ile girdik. Bu zamlar yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkum etmektir. Bu kölelik düzeni ile hayatta kalmak mümkün değildir.” Denildi.
ANCAK YÜZDE 100 ZAM YETER
Ancak, en düşük memur maaşına yüzde 100 zam yapılmasıyla insan onuruna yaraşır asgari bir ücret seviyesine ulaşılacağına değinilen açıklama şöyle devam etti: “Asgari ücret işçi sendikaları ve konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir komisyon tarafından belirlenmelidir. Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılmalıdır. Bu adım, yalnızca kadınların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de güç kazandıracaktır.”
“Halkın sırtına yüklenen adaletsiz vergiler, emekçinin alın terine yapılan açık bir gasp haline gelmiştir. Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi %15’e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır. Yandaş sendikaların dilenci gibi refah payı talebine karşı, gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı sağlanmalıdır. Alacağımız her zam taban aylığımıza ve emekliliğimize yansıtılmalıdır. İşverenin güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir toplu sözleşme sistemi şarttır! Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz! Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır.”
‘BU BURADA BİTMEYECEK’
Bir günlük iş bırakma eylemini de içeren bu mücadelenin yalnızca kamu emekçilerinin değil, toplumun her kesiminin mücadelesi olduğuna değinilirken açıklamada “Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, emeğimizin ve onurumuzun hiçe sayılmasına asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz! Hep birlikte sesimizi yükseltelim! Bu burada bitmeyecektir, taleplerimizin dikkate alınmaması durumunda tüm emekçiler ile genel grevin örgütlenme sürecinde etkili olacağımızı kamuoyuna buradan ilan ediyoruz. İşyerlerimizden ve alanlardan uyarıyoruz! Emeğimiz için, geleceğimiz için, adalet için mücadeleye devam ediyor ve hükümeti bu yanlıştan acilen dönmeye davet ediyoruz.” İfadelerine yer verildi.
ŞEYMA DÖNMEZ DEMİRDAŞ
