KUSUR ve ENGEL…

1840

Bakış açımıza göre ‘6’ rakamına baktığımız yerden ‘9’; ‘9’ rakamına baktığımız yerden ‘6’ diyebiliriz… 8’i ortasından yatay 2’ye böldüğümüzde 2 adet 0; dikey 2’ye böldüğümüzde 2 adet 3 buluruz… 8’i 2’ye böldüğümüzde bilindik Matematik işlem sonucu elbette 4’dür. Bir şeyin ne olduğundan ziyâde, ne ya da neyi gördüğümüz/işittiğimiz/hissettiğimiz ile hüküm vermek, gerçeğin sadece perdelenmesi ya da farklı algılanmasıdır… Ne söylediğimizi değerli ya da değersiz kılan, onu nasıl söylediğimiz ne maksatla söylediğimiz ne zaman söylediğimiz ile ilintili olan kısımdır… Böyle, şöyle ya da öyle durumlarda algımız – niyetimiz – bilimsel bulgu, yaptığımız ile örtüşemedikçe vardığımız netice, kusur ve engel olarak ortaya çıkar… Kusur, bahane, eksiklik, noksan, hata, sakatlık, özür, mâzeret, uygunsuz yakışıksız iş, kabahat, suç, bozukluk anlamında… Engel, bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap, ket demek… Herhangi bir yolu kapamak için, hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için açılır kapanır düzenek (engel, bariyer) olması mühim… Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek (engel, bariyer) olması önemli… Düşünce ufkumuza engeller konulmaması son derece gerekli… Engel, performansımızı yok eden çengel hâline gelmemeli… Bedensel, zihinsel engelli olmak bir kusur/özür değil elbette… Engellere geçit vermeden algılarımızda, okumamızda, yazmamızda ve yaptıklarımızda / yapacaklarımızda engelli olmamak çok daha elzem… Engelleri aşabilmek, engellere takılmamaya ve engelleri takıntı haline getirmemeye bağlı… Engelleri fırsatlar haline getirebilmek, kusurlar ve engeller ile kendimizi etiketlendirmeden ve takıntı haline getirmeden sürdürülebilir çalışmaya devam etmekle mümkün… 

Kusur/özür… Özür dileme… Yaratan’a iltica edip tövbe etmek, en güzel özür dileme… Duyarsızca hatayı ve yanlışı tekrar ederek özür dilemek olmaz… Özür dilemeyi zül görmek ise, tedâvisi olmayan bir özür… Hata ve yanlışların tekrarlanmaya devam edilmesi ise özrün hakârete dönüşmesi demek… Özür dilemeyi alışkanlık haline getirmek ise iletişimde engellere takılmanın yalama yapmış hâli… “Sonradan özür dilemeyi gerektiren şeyleri yapmaktan kaçınınız.” (Hadis-i Şerif) sözüne tâbi olmak tek çözüm…  “Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.” (Fatih Sultan Mehmet)… “Affedersiniz, beni maruz görün” vb. ifadeler ile söze başlayınca af dilemiyoruz; kusura ve engele takılmadan doğru ve etkin iletişim kurabilmeyi başarabiliyoruzİletişimde kusuru ve engeli sıfırlayan tarzımızdır, üslubumuzdur, karakterimizdir, kişiliğimizdir… Kimse kusura bakmasın, kimsenin haddine değil hatayı ve yanlışı alışkanlık haline getirene müsamaha gösterip sadece “Estağfurullah” (Hiç önemli değil) deyivermek… Kusura bakalım, engele bakalım lâkin kusura ve engele takılmayalım… Kusura bakar ve kusura kalırsak, kusurun kökünü kuruturuz… Problemlerin çözümü, kusurların ve engellerin aşılmasıyla kabil… Kazaların olmaması kusurların ve engellerin bertaraf edilmesine bağlı… Trafikte sürücü kusurları ve yollardaki engeller göz ardı edilebilir mi? Kusurlu ya da engelli olabiliriz… Kusur ve engel, davranışlarımızın ilim-irfân-etik-nezâket-zerâfet ile yoğrulmasıyla kontrol altına alınabilir ve hoşgörü ile izale edilebilir… Bu bağlamda meselâ İngilizcede “Excuse me”, “Pardon” ve “(I’m) sorry”,[]  iletişimde vazgeçilemez ifadeler… Türkçemizdeki karşılıkları, “beni mâzur görün”, “kusura bakmayın”, “bağışlayın” ve “affedersin”… Kusur vuku bulmadan ve kusur ortaya çıktıktan sonra söyleyeceğimiz ifade farklı elbette… “Bu kadar kusur, kadı kızında da bulunur.” ucuz yaklaşımına prim vermeden, kusura bakmadan, engele takılmadan, hoşgörü teneffüs ederek yaşamayı tercih edelim… Her kusur önemli olmayabilir ve bazı kusurlar üzerinde durulmaya değmeyecek kadar küçük olabilir… Mâlum kusursuz dost arayan dostsuz kalır… “Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz, diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz, Allah tövbeyi çok kabul edendir. Çok esirgeyicidir.” (Hucurat Suresi, 12. Ayet)…

Fikir Paylaşımı Gününde(Swap Idеas Day -10 Eylül) ve Pozitif Düşünme Gününde (Positivе Thinking Day -13 Eylül) olumlu, yararlı fikirlerimize engel konulmasına karşı duralım; fikirlerimizi beyan hakkımızın engellenmesinin kusur olmanın ötesinde anlam ifade ettiğini bilelim; baskıya ve zulme geçit vermeyelim; olumlu düşünelim… Dünya İlkyardım Gününde (12 Eylül), kusurların ve engellerin de aşılması konusunda zihinlerimizin de ilkyardıma ihtiyacı olduğu hakikati ile yüzleşelim… İlköğretim Haftasında (12-18 Eylül) ve Çevreyi Tеmizlеmе Gününde (National ClеanUp Day -15 Eylül)  yapılacak etkinliklerde öğrencilerimizin engelleri aşan, bahanelere sığınmayan, olumlu düşünen, okuyan, yazan, çevre bilinci olan, üreten olmaları konusunda gereken duyarlılığı gösterelim… Olumlu ve üretken düşündüğümüzde olumlu ve yararlı işler yapabiliriz… Güzel bir misâl… Sosyal medyada dolaşan bir alıntı: “Kadın sabah kalkmış, aynaya bakmış ve kafasında yalnız üç tel saç görmüş… “Hımm…” demiş… “Galiba bugün saçımı örgü yapacağım…” Öyle de yapmış, günü de harika geçmiş… Ertesi gün kalkmış, aynaya bakmış… Kafasında iki tel saç kalmış… ” Hımm…” demiş. “Bugün saçımı ikiye ayıracağım…” dediğini de yapmış, harika bir gün geçirmiş… Bir ertesi gün yine kalkmış ve aynaya bakmış. Kafasında tek tel saç var. “Tamam, tamam…” demiş… “Artık bugün atkuyruğu yaparım…” Öyle de yapmış ve çok çok güzel bir gün geçirmiş… Sonraki gün, aynaya baktığında, kafasında bir tek tel saç bile kalmamış… “Wow” diye bağırmış… “Bugün saç derdim yok…” Bakış açısı her şeydir… Hayat, fırtınanın geçmesini beklemek değildir ki… Yağmurda da yürüyebilmeyi becerebilmektir…”…

Hz. Mevlana’nın öğretisine kulak verelim:  “Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol… Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.”… Kusur ve engel… Sosyal ilişkilerimizde fizikî ve sosyal mesafe engelini aşmadan insanların kusurlarını ve ayıplarını örtelim… Alışverişte ise çıkar engelini aşalım ve malımızın kusurunu özellikle söyleyelim… Selam, sevgi ve saygılarımla.




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *