ARŞİVİN PENCERESİNDEN      

555

                                                                                                                                                 

Her yazar çizer gibi, zaman zaman, bugüne kadar hangi konuları kaleme aldığımı tekrar görmek adına; geçmiş yazıları gözden geçirmek gibi bir alışkanlığım var. Sanırım bir çok kalem erbabı da böyle yapıyordur.

Geçenlerde yine böyle bir arşiv taramasında, ilk yazdığımda da beni çok etkileyen bir hikâye karşıma çıktı.

Malûm okullar açıldı.

Ve.. Dile kolay, 19 milyon gencimiz, kendilerini geleceğe hazırlayacak öğretmenleri eşliğinde ders başı yaptı. Hepsine şimdiden başarılar ve aydınlık yarınlar diliyorum.

Hayata çatısız bir okul derler.

Karşılaştığımız olaylardan dersler almak/çıkartmak biz insanlar içindir.

İster atanmış.. İster seçilmiş.. İster eğitimci.. İster öğrenci.. Hasılı.. Sorumluluk yüklü hangi  meslek alanında olursak olalım; her birimizde bulunması gereken ve fakat bir çoğunu yitirdiğimiz değerlerimizden birini /ders niteliğinde/ çarpıcı bir şekilde hatırlatan ‘alıntı’ bir hikâyeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Umarım beğenirsiniz.

☆☆

Genç Kaymakam, yeni atandığı ilçeye bakmaya gider.

İlçeyi kendi başına dolaştıktan sonra, ara sokaklarda gördüğü bir çay ocağında “bir bardak çay içeyim” diyerek oturur. Tam o sırada 12-13 yaşlarında bir çocuk yanına gelir;

“___ Amca boyayım mı ? “ der.

Ayakkabıları boyalı olmasına rağmen, çocuğu kırmamak için;

“___ Tamam, gel boya “ der.

Bu arada Kaymakam:

“___ İyi boyarsan sana istediğin paranın iki katını veririm “ deyince, çocuk:

“___ Ben hep aynı boyarım “ der.

Kaymakam beklemediği böyle bir cevap karşısında;

“___ Nasıl yani ? “ deyince, çocuk:

“___ Öğretmenimiz; çocuklar, ne iş yaparsanız yapın ama HERKESE AYNI YAPIN. Ayrım yapmayın, diye tembih etti. Ben de bu parayla hasta anneme ilâç alacağım. Sana ayrım yaparsam o ilâcın annemin hastalığına şifası olmaz.” diye cevap verir.

Genç Kaymakam, hayatının en iyi dersini almıştır.

Duygulanır, ağlamamak için kendini zor tutar.

Boyacı çocuğa cebindeki en büyük parayı verirken, bir de kartını uzatır.

Babası olmayan, hem okuyan hem de hasta annesine bakmaya çalışan çocuğa ilgilenme sözü verir.

Çocuğa o dürüstlüğü aşılayan öğretmenini de ziyaret ederek, ilçede görev yaptığı sürece ilgi gösterir.

Boyacı çocuktan duyduğu “Bizde herkese aynı olur” sözünü de meslek hayatı boyunca unutmamak ve uygulamak için, makam odasında bulunan isimliğin arka yüzüne yazdırır.

Bazen uygulamalarda zorlansa da taviz vermemeye çalışır.

Hikâye bu.

Sözü, merhum şair Cahit Zarifoğlu ile bitirelim.                                                                                      “Kıymet bilen insanlara zaafım var.                                                                                                              Onlar incili kaftan.                                                                                                                                            Gerisi ise yamalı fistan.

Sağlık, esenlik ve başarı dileklerimle yeni eğitim ve öğretim yılı tekrar hayırlı olsun.

                       _______




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *