AĞUSTOS BÖCEĞİNİN SESİNİ DUYMAK 

215

Son günlerde dünyanın bir köşesinde insanlar, özellikle kadın ve çocuklar acımazsızca katledilmekte. İşin en acı tarafı terör devletinin katliamına maruz kalan bu çaresiz insanların

Sesinin insan haklarından dem vuran, demokrasi çığırtkanlığı yapan birçok ülkenin sesini duymaması, duyamaması veya duyduğunu açıkça söyleyememesi.

Bu durum bana ünlü bir Kızılderili hikâyesin hatırlatıyor;

Yıl 1905.

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Theodore Roosevelt, kızıl derililerin şikayetleri üzerine bir toplantı düzenler. Kızılderili şefleri trenle New York’a getirilir. Bir heyet kendilerini karşılar. Konuklara toplantı öncesi kenti gezdirilir.

Sokaklardaki insan seli, arabaların, iş makinalarının gürültüsü kızıl derilileri şaşırtır.

Bir ara Kızıl dereli şeflerinde birisi bir Ağustos böceğinin şarkısını duyduğunu söyler.

Yanındaki diğer reisler onaylar.

Ama beyaz adamlar inanmazlar, kentte Ağustos böceğinin olmayacağını, olsa bile bu gürültüde duyulamayacağım söylerler.

Şef ısrar edince, araba durdurulur. İnerler, önde Şef, arkada ev sahibi beyazlar ilerideki parka giderler, giderken yoldan geçenlere de sesi duyup duymadığı sorarlar onlardan da olumsuz cevap alırlar. Ve parkta bir ağaçta Ağustos böceğini görürler.

Amerikalılar şaşkındır. “Olamaz” derler, “Sende doğaüstü güçler var.”

“Hayır” der Şef, “Ağustos böceğini duymak için doğaüstü güce ihtiyaç yok.”

Amerikalılar, “O zaman biz niye duymadık.” derler.

Şef cebinden metal 50 sent çıkarır, kaldırımda yürüyen insanların arasına yuvarlar.

Bir anda herkes “acaba benden mi düştü.” diye paraya bakmaya başlarlar.

Kızıl dereli Şefi yanındakilere sorar. “Anladınız mı?”

“Anlamadık” derler.

Anlatır. “Bir insan için önemli olan nelere değer verdiğidir.. Çünkü her şeyi ona göre duyar, ona göre görür ve ona göre hisseder. Siz doğaya değer verseydiniz, Ağustos böceğinin şarkısını duyardınız.”

Siz insanlığa önem verseydiniz, o çaresizlerin sesini duyardınız:

Siz hakka adalete inansaydınız, bu katliama dur deme cesaretini gösterirdiniz.

Birazcık vicdanınız ve merhametiniz olsaydı yapılan soy kırıma destek vermezdiniz.

Tabi dünyanın birçok yerinde kargaşalar savaşlar çıkarmayı, insanların yerlerinden yurtların olmasını amaçlayan, dünyayı sömürme, bir çok yere hükme uğruna her şeyi mubah gören bir anlayışa sahip devletlerin mazlumların sesini duymasını beklemek hayal olacaktır. 

Hikayemize geri dönersek, şimdi soralım kendimize..

Neye değer veriyoruz? Neyi görüyor, neyi duyuyoruz?

Bozuk paranın sesini mi? Ağustos böceklerinin türküsünü mü?”

Kim bilir, hayat bize daha neler neler öğretecek. Yeter ki biz duymasını ve görmesini bilelim. Yasadıklarımızdan ders çıkaralım, insanlığımızı hırslarımız uğruna  kaybetmeyelim.! Güç ve kudret parada değil, Ağustos böceğinin sesini duyan yürekte. Unutmayalım; “Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır.” Hepinize iyi haftalar…




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *