‘BİNDE BİR İHTİMAL BİLE OLSA BU ESERİ KURTARMAK İSTEDİK’ TEKRAR İNŞA ETMEK EN UYGUN ÇÖZÜM

339

Çinili Cami’nin güçlendirme ihtimali için uygulanabilecek dört ihtimale de odaklandıklarını ifade eden Prof. Dr. Ferit Çakır, yapılan tüm değerlendirmeler sonucu yapının büyük bir risk altında olduğunu, aslına uygun olarak tekrar inşa etmek en uygun çözüm olduğunu ifade etti.

Kütahya Dumlupınar Üniversitesinde Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ferit Çakır’ın konuşmacı olarak katıldığı Mimari Eserlerin Yaşatılması: Çinili Cami Örneği başlıklı konferans düzenlendi.

ÇİNİLİ CAMİ SONSUZA KADAR YAŞASIN İSTİYORUZ

Germiyanoğlu Yakup Bey Konferans Salonu’nda düzenlenen ve Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ferit Çakır’ın konuşmacı olduğu etkinliğe, Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Arif Özgür, Çinili Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı İbrahim Güneş katıldı. Çinili Cami’yi her şeyiyle yaşatmanın boyunlarının borcu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Çinili Caminin sonsuza kadar yaşamasını istediklerini vurguladı.

‘KADINLAR MAHFİLİNİN EKLENMESİ

YAPININ EĞİM SÜRECİNİ BAŞLATTI’

Yaklaşık 7 yıldır boş durumda bulunan Çinili Cami’de yapısal hasarlar, eğim sorunları ve teknik problemler bulunduğu açıklayan Prof. Dr. Ferit Çakır, “Risk altında görüldüğü için de kullanılamıyor. Camide betonarme elemanları çatlak durumda, demir donatılar korozyona uğramış ve yapısal büyüklük bozulmuş. Yapıda farklı genişliklerde ve şekillerde çatlaklar mevcut. Sonradan kadınlar mahfili eklenen yapının bodrum kısmında kolonlarda ve kirişlerde gelişmiş düzeyde kesme ve eğilme çatlakları gözlemleniyor. Bu çatlaklar nedeniyle kolon kiriş birleşim noktalarının oldukça zayıf durumda olduğu görüldü. Yapı mevcut durumda eğilmeye başlamış, bir tarafında 7 cm, bir tarafında 6 cm yatma meydana gelmiş. Tüm bunlarla beraber caminin kuzey doğusunda yer alan yamacın şev güvenlik sayısının statik ve sismik açıdan izin verilebilir sınır değerlerinin altında kaldığı, limit denge analizleri ışığında hesaplanmıştır”şeklinde konuştu.

‘YAKUPOĞLU’NUN EVİ DE ZARAR GÖREBİLİR’

Binde bir ihtimal bile olsa bu eseri kurtarmak istediklerini dile getiren Çakır, “Bu sebeple daha önceki raporları inceledik. Bu çalışmalara ilaveler gerektiğini gördük. Bizler deprem senaryolarını da göz önüne alarak analizler yaptık. Yapının özellikle zemininden kaynaklı büyük bir problemi var. Şevin yapı için büyük bir tehlike arz ettiğini ve olası bir depremde bu şevin hareketleneceği ortaya çıktı. Analizler sonucu olası bir depremde ilk olarak minaresi devriliyor. Bu olası senaryoda Ahmet Yakupoğlu’nun evinin de zarar görmesi de kuvvetli bir ihtimal”ifadelerini kullandı.

TÜM İHTİMALLER DEĞERLENDİRİLDİ

‘Güçlendirme ihtimali hiç mi yok’ diye çalışmalar yapıp, uygulanabilecek dört ihtimale de odaklandıklarının altını çizen Çakır, “İlk olarak zemini güçlendirmeyi ardından da yapıyı güçlendirmeyi düşündük. Burada zemini güçlendirmek için çok fazla seçeneğimiz yoktu. Titreşim veren aletlerle çalışma yapmamız gerekiyordu. Bu titreşim kaynaklarının verileri alındı ve yapıya müdahale etmeden zemini güçlendirmenin çok riskli olduğu anlaşıldı. İkinci olarak yapıyı askıya almayı ve zemini güçlendirme üzerine çalıştık. Yapının askıya alınması çalışmaları yapıda ilave ağırlıklar ortaya çıkaracak ve bu durum zemine ilave yükler getirecek. Yapıyı güçlendirmek, daha sonra zemini güçlendirmeyi ele aldık. Yapının mevcut durumu incelendiğinde yapısal sorunların ve güvenlik açıklarının üst düzeyde olduğu görüldü. Bu nedenle yapının mevcut koşullar altında uzun vadede ayakta kalamayacağını gördük. Zeminin kötü durumda olması nedeniyle bu senaryonun da uygulanmaması uygun görüldü. Çünkü zemin iyileştirme olmadan yapı güçlendirme çalışmaları yeterli bir çözüm olmayacaktı.” Dedi.

‘ASLINA UYGUN ŞEKİLDE YAPILMASI GEREKİYOR’

Son aşamada yapının ve zeminin aynı anda güçlendirilmesini düşündüklerini belirten Çakır, şu ifadeleri kullandı: “Ama yapı ve zeminin aynı anda güçlendirilmesi, hem teknik açıdan zorlu bir süreç gerektiriyor hem de olası riskleri arttırıyor. Bu incelemelerden sonra ‘yapının kurtarılabilir neyi varsa kurtaralım’ diye düşündük. Üzülerek de olsa yapının sökülmesi, üzerinde bulunan çinilerin numaralandırılarak çıkarılması ve caminin aslına uygun şekilde yapılması gerekiyor.Yapılan tüm değerlendirmeler sonucunda yapı ve zeminin hasarlı durumu nedeniyle, yapının büyük bir risk altında olduğu ve olası bir deprem anında göçme durumunun ortaya çıkacağı sonucuna varıldı. Yapının eğilmesi, yapısal hasarların yaygınlığı, zemin problemleri ve yapısal dayanıklılığın azalması, yapıyı güçlendirmenin mümkün olmadığı sonucuna varmamıza yol açmıştır. Bu bağlamda yapıyı güvende tutmak ve olası riskleri önlemek amacıyla yapıyı tümüyle sökmek ve zemin iyileştirme çalışmaları sonrasında aslına uygun olarak tekrar inşa etmek en uygun çözüm olarak kabul edilmiştir.”




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *