Kütahya kamuoyunun uzun zamandır aslında uygun restorasyonunu beklediği Kütahya Lisesi, kurulduğundan itibaren öğrencilere ve şehre ışık olmaya devam ediyor. Taş mektep olarak da bilinen lise, Orgeneral Asım Gündüz, Namdar Rahmi Karata, Mustafa Hakkı Yeşil, Sabri Ülker gibi Türkiye tarihine iz bırakan isimleri de mezun etti.
Türkiye’nin köklü eğitim kurumlarından biri olan ve eğitim hayatına başladığı ilk günden itibaren önemli şahsiyetlere ev sahipliği yapan Kütahya Lisesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde eğitim kurumlarını modernleştirme çalışmaları kapsamında, 19. yüzyılın sonlarına doğru kuruldu.
İŞGAL SIRASINDA KAPATILMAK ZORUNDA KALDI
1865 senesinde Kütahya’da Kaymakam olarak görev yapan Mehmet Tevfik Bey’in, Kütahya’da bir rüşdiye mektebi açılması için talepte bulunması üzerine 1869 yılında açılan Kütahya Lisesi, o dönemde büyük ilgi gördü, halk çocuklarını bu okula göndererek iyi bir eğitim almalarını sağladı. 1886 yılında Kütahya Mülki İdadisi’nin binasının yapımı tamamlandı ve yeni yapılmış olan bina, 26 Ocak 1891 tarihinde resmi törenle açıldı. Milli Mücadele ve Yunan işgali sırasında kapatılmak zorunda kalan Kütahya Lisesi, işgal yıllarının ardından Sultaniye olarak yeniden açıldı, Cumhuriyet döneminde ise ortaokul olarak hizmet vermeye başladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra, eğitimde yapılan reformlar doğrultusunda Kütahya İdadisi de dönemin yeni eğitim sistemiyle uyumlu hale getirildi.
YANGIN SONUCU BÜYÜK ZARAR GÖRDÜ
1933 senesinde lise olarak faaliyet gösteren okul, idadi olarak inşa edilen binada meydana gelen yangın sonucu büyük zarar gördü. Binanın yalnızca duvarları kaldı, geri kalan kısmı tamamen yandı. Daha sonraki süreçte bu duvarlar koruma altına alınarak bina betonarme şeklinde yeniden inşa edildi. Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan Kütahya Lisesi’nin tarihi binası, yıllar içinde çeşitli restorasyonlardan geçti, günümüzde de restorasyonu devam ediyor.
BÜYÜK TAARRUZ’UN HAZIRLANMASINDA ÖNEMLİ ROL OYNADI
Tarihi süreç içerisinde birçok kişi bu okulda eğitim görmüş ve mezun olduktan sonra da siyaset, eğitim, ekonomi, spor vb. pek çok alanda ülkeye hizmet etti. Kütahya Rüştiyesi’ni tamamladıktan sonra Harp Akademisi’nde Atatürk’le aynı sınıfta yer alan Orgeneral Asım Gündüz, 1920’de, Mustafa Kemal Paşa’nın çağrısıyla Ankara’ya giderek Harp Cephesi Kurmay Başkanlığı görevine getirdi. Büyük Taarruz planının hazırlanmasında önemli bir rol oynayan Orgeneral Asım Gündüz, 5 Ocak 1929’da Genelkurmay İkinci Başkanlığı’na atandı. Hatay’ın Türkiye’ye dahil edilmesi sürecindeki görüşmelerde Türk Askeri Heyeti Başkanı olarak görev yaptı. 1 Aralık 1943 tarihinde Yüksek Askeri Şura Üyeliği’ne atandı ve 3 Ağustos 1945’de emekli oldu. 1946 ve 1950 yıllarında Kütahya mebusu olarak TBMM’de görev yaptı ve 1954 yılına kadar milletvekilliği görevini sürdürdü.
Cumhuriyet döneminde yazılmış olan hiciv ve mizah şiirlerinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Namdar Rahmi Karata ilköğretim ve rüştiye eğitimini Kütahya’da tamamladı. Konya Darülmualliminden öğretmenlik ehliyeti alan Karata, Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Avrupa’ya eğitim maksadıyla gönderilen ilk öğrenciler arasında yer aldı ve 1925 yılında Paris’e giderek psikoloji üzerine yüksek tahsilini tamamlayarak diplomasını aldı. Karata, Türkiye’deki ilk ciddi felsefi akımlardan biri olan Enerjetizm’in kurucuları arasında yer aldı.
KÜTÜPHANESİNİ KÜTAHYA’YA BAĞIŞLADI
1905 tarihinde Kütahya’da dünyaya gelen Mustafa Hakkı Yeşil, 1919 yılında Kütahya Sultanisi’ne kayıt oldu. 1946 yılına kadar Kütahya’nın birçok köyünde öğretmenlik yapan Yeşil, 1946 yılında Vahid Paşa Kütüphanesi’ne müdür olarak atandı. 1957 senesinde İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi’ne tayin edilen Yeşil, Süleymaniye’de Nihal Atsız’ın da içinde bulunduğu isimlerle beraber Tasnif Komisyonu’nda çalıştı. Emeklilikte Başvekâlet Arşivi ve Topkapı Sarayı Müzesi’nde görev alan Yeşil, Kütahya Sultanisi’nden hocası olan İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın başkanlığında çalışmalarını sürdürdü. Kütahya’nın tarih, coğrafya ve folkloru üzerine çeşitli kitap ve makaleler yazdı. 1979 senesinde, yaşamı boyunca biriktirmiş olduğu 30.000’den fazla eserden oluşan kütüphanesi ile Kütahya’ya döndü. 1980 yılında bu koleksiyonu Kütahya Belediyesi’ne bağışlayarak “Kütahya Belediyesi Mustafa Hakkı Yeşil Kütüphanesi”nin vücuda gelmesine vesile oldu.
SABRİ ÜLKER VE KÜTAHYALI DOSTUNA VEFASI
Yakın dönem Türk sanayiine damga vuran şahsiyetlerden biri olan Sabri Ülker, yoksul bir göçmen çocuğu olarak parasız yatılı sınavlarını kazanarak hayata adım attı. II. Dünya Savaşına denk gelen yıllarda Sultanahmet İktisadi ve Ticari İlimler Mekteb-i Âlisi isimli yükseköğrenim kurumunda eğitimini tamamladı. Henüz 24 yaşında, küçük bir atölyede üç kişiyle birlikte bisküvi üretimine başlayan Ülker, 12 Haziran 2012’de 92 yaşında, vefat ettiğinde, 30 bin çalışanı olan dev bir şirketi miras bıraktı. Kütahyalı bir irfan ehli olan Mustafa Gümüşsoy’un naklettiğine göre Kütahya’da Ülker ürünlerinin bayii olan Ziya Bey Sabri Bey’in Kütahya Lisesi’nden arkadaşı idi. Öğrencilik yıllarında Ziya Yıldız Bey bazen Sabri Bey’i kendi evine davet eder annesinin hazırladığı sofraya birlikte otururlardı. Sabri Bey Ülker markasını kurduğunda Kütahya’daki bu kadim dostunu unutmayıp onun ticarete atılmasına katkıda bulundu. Hatta bu dostuna her zaman destek olmayı şirket yöneticilerine de tembihledi.
Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman KIZILTOPRAK