KÜTAHYA BÜYÜMELİ Mİ?

1320

Son yıllarda sürekli göç veren bir Kütahya’dan bahsediyoruz. Son nüfus rakamlarına bakıldığında da çok küçükte olsa bir nüfus kaybını görebiliyoruz.

Ancak bundan sonra ne olacak diye bir baktığımızda çevre illerdeki yatırım alanlarında ki doluluk, Kütahya’nın daha uygun bir potansiyele sahip olması, Zafer OSB, Simav Sera OSB gibi yatırımları da dikkate aldığımızda şehrin nüfusunun ilerleyen yıllarda artacağını gösteriyor.

Gelişiyoruz, büyüyoruz, çoğalıyoruz yada çoğalacağız; Bunların hepsi çok güzel. Ancak biz büyümeli miyiz? Yada biz buna hazır mıyız?

Elbette Kütahya’nın gelişmesini büyümesini çok istiyoruz. Ancak huzurlu bir kent olarak bahsedilen Çiniler diyarı Kütahya’nın bu büyümeyle elde edeceği artıları kadar eksilerinin de çok büyük sorunlar aksettirecek olması düşündürüyor!

Örneğin asayiş sorunları hat safhaya çıkacak. Diğer illerde sık sık duyduğumuz o istemediğimiz olayları fazlasıyla yaşayacağız. Sonra şehir olarak sıkışıp kalmış ve her geçen gün trafik sorunuyla boğuşmaya başlayan bir il konumundayız. Eğer gerekli yatırımlar yapılmaz, yeni cadde ve sokaklar oluşturulmaz, yeni yollar açılmazsa bu sorunun işin içinden çıkılmaz bir hal alacağını bilmemiz lazım.

Bu nedenle bizim büyüyelim kararımızın arkasında yeni önlemleri almamız lazım. Alamazsak bu şehir nüfus olarak büyüse de bize dar gelir.

KÜTAHYA VALİSİ MUSA IŞIN’DAN SAMİMİ AÇIKLAMA

Kütahya Valisi Sayın Musa Işın, geçtiğimiz Pazartesi günü Gazetemizi ziyaret etti. Kısa süreli bir sohbet ettik. Derdimizi sordu, yanımızda olduğunu belirtti. Teşekkür ederiz sayın Valim.

Gazetemiz yıllardan beri çalışanlarıyla bir aile ortamında çalışmış ve her bir ferdi kendi işini yapar gibi çaba göstermiştir. Buda gazetemizin geldiği noktayı göstermektedir.

Her gün özel haberleriyle okuyucusunun karşısına çıkarken güncel konuları da zamanında okutmanın mücadelesi içindeyiz.

Sayın Valimize de bunları dile getirdik. Tabi gazetemize gelen sayın Valimizden günün manşetini almadan uğurlamak olmazdı.

Sayın Valimize Zafer OSB’deki son durumu ve orada çalışacak 15-20 bin kişinin aileleriyle birlikte nerede konaklayacağını sorduk. Öncelikle söyleyelim ki samimi bir açıklama oldu.

Bununla ilgili gerekli tüm makamlarla görüşüldüğünü, acilen adımlar atılması gerektiğini ancak bunun nasıl sonuçlanacağı ile ilgili henüz kendilerinin de bir şey söyleyemediklerini vurguladı.

Tabi işin üstünde ve gerekli adımları da atmaya devam ediyorlar. Haberi daha ayrıntılı olarak gazetemizden takip edebilirsiniz.

AK PARTİ VE KONGRELER

Kütahya’da son dönemlerde AK Parti kongre tarihleri ile ilgili haberleri takip etmişsinizdir. Süreç hızla devam ediyor, yeni başkanlar da belirleniyor.

Tek aday ile kongreye gitme sisteminin devam ettiğini hepimiz biliyoruz. Geçtiğimiz günlerde 41 il başkanının değiştirildiği yönünde Erkan Kandemir’in bir açıklaması var. Kütahya’da bu iller arasına girer mi girmez mi orası bilmem!

Geçtiğimiz günlerde sohbet ortamında AK Parti’de ki son dönemlerde yaşanan durağanlığa dikkat çekilerek ne düşündüğümü sordular. Dost meclisidir dedik samimi olarak düşüncelerimi aktardım. Uzun yıllar iktidarda kalan bir parti açısından yaşanan durumun normal olduğunu düşündüğümü aktardım.

Ancak Kütahya’da daha anormal bir durağanlık olduğunu da belirttim. Yapılacak il kongresi ile bu anormal durumun ortadan kalmasını bekliyorum. Neden?

Öncelikle şuanda görevde bulunan il Başkanı Mustafa Önsay’ın ilk anda kurduğu ekip ile şimdi ki ekip arasında dünyalar kadar fark var. Ekipten kastım elbette yönetim kurulu… Görevden ayrılanlar, seçim nedeniyle istifaların yaşanması vs…

Birde buna sandıkta ki başarısızlık eklenince durağanlığın gerçek nedeni cevap bulmuş oluyor.

Milletvekili seçimlerinde 3 vekili koruyan AK Parti’nin Belediye seçimlerinde kazandığı ilçelerin neredeyse tamamını kaybetmesi partiyi bir adım geriye itmiştir. En önemlisi de Kütahya Belediye Başkanlığı seçimlerinde teşkilatın içinde yaşanan Saraçoğlu-Önsay çelişkisi ile birlikte Cumhur ittifakında yada adaylar arasında ki karşılıklı açıklamalar hiçte hoş olmayan bir tabloyu ortaya çıkarmıştı.

Ayrıca son dönemlerde hem kadın kolları hem gençlik kolları hem de merkez ilçenin çokta perdenin ön kısmında olduklarını söyleyemiyorum. AK Parti’nin başarılı olduğu dönemlerde Kadın kollarının başarısını kimse göz ardı edemez. Merkez ilçe teşkilatlarının sanki iktidara yürüyen bir partinin il teşkilatı gibi çalıştığını hepimiz biliyoruz. O gençlerin partiyi nasıl benimseyip canla başla mücadelesi asla unutulmaz. Ancak şuan bunların yüzde kaçı mevcut derseniz işte orada büyük bir soru işareti doğmuş durumda ve durağanlığında gerçek cevabını veriyor.

Tüm bu yaşananlar ele alındığında durağanlığın oluşması normal bence… Peki bundan sonrası için ne olacak?

Teşkilatın, partinin gönül verdiği isimler göreve gelirse, yönetim kurulları yine Ahmet-Mehmet’ten oluşmaz da gerçekten bu işi yapacak isimlere yer verilirse AK Parti bu durağanlığını üzerinden atabilir.

Teşkilat artık koltuk kavgası yapanlardan değil, dava uğruna çalışanlardan oluşması gerekiyor.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm Türkiye genelinde teşkilatların belirlenmesi ile ilgili hakkaniyetli bir tavır sergilenmesi, sağlaması da burada önemlidir diye düşünüyorum. 

İYİ PARTİ VE TEKDEMİR

İyi Parti Kütahya İl Başkanlığını yıllarca yapan bir isim Nurhan Sunel… Geçtiğimiz günlerde istifa etiğini açıkladı. Partinin gerçekten inanmış mücadele eden bir ismiydi. Bakın başarılı yada başarısız demek başka bir şey, inanarak o yolda yürümek başka bir şey. Sunel gerçekten inanan bir isimdi.

Şimdi Belediye Başkan Adayı Ahmet Tekdemir göreve geldi. Tekdemir ile çok önceki yıllardan Belediye Kütahyaspor’da verdiği mücadeleden buyana tanırım.

Hırslı, mücadeleci bir yapısı var. Sevdiğim bir ağabeyimiz. Partinin genel merkezinde ve il teşkilatında yaşanan durumları bundan sonra nasıl pozitif yöne çevirebilirler bilmiyorum. Ama kendisine canı gönülden başarılar diliyorum.

Hiçbir siyasi görüşe ait olmayıp herkese eşit yaklaşımımızı herkes bilir. İyi Parti’nin şehrimize önemli katkılar yapması Kütahya’nın menfaatine olacaktır.

Hayırlı olsun Sayın Ahmet Tekdemir…

Sizden ricam her zaman doğruyu söylemekten vazgeçmeyin. Çünkü bütün siyasiler açısından doğruya doğru, yanlışa yanlış diyecek isimlere ihtiyacımız var.

Yazıların uzun olmaması gerektiğini savunan, Sayın Yusuf Koç’a söylenen ben yine almış başını gitmişim. O kadar uzun süre ayrı kalınca fazlasıyla birikmiş… 

Yine birilerine dokunabildiysek, doğruyu bulma adına ayaklarına basabildiysek ne mutlu bize… Bir sonraki yazımızda yeniden dokunmaya gıdıklama devam edeceğiz.

En kısa zamanda tekrar buluşmak dileğiyle…




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *