Hoş geldin bereketinle geldin Yağmur Hanım. İlk yazında ahde vefa göstererek öğretmenlerinizi onure etmişsiniz. Buda sizin vefakar ve saygınlığınızı gösteriyor. Günümüzde hasret kaldığımız önemli hasletlerinden biri de vefa duygusu. Bunu unutanlar olsada, sizin gibi unutmayıp yaşatanlar da var. Kelamınıza ve kaleminize sağlık. Yazınızda bambu ağacından bahsettiğinizi görünce yıllar önce yazdığım bu yazı geldi aklıma. Alıntı yaptığım o yazımı arşivimden bulup faydası olur düşüncesiyle tekrar yazdım.
Yazınızda ” Bir gün önemli bir sınavda” başarısız olacağınız zehabına kapılır moral bozukluğu yaşıyorsunuz. Öğretmeniniz size banu ağacından misal vererek şöyle der. ” Bambu bitkisini bilirsin değil mi? Bambuyu çok sulasan bile uzun bir süre uzamaz. Verdiğim onca su boşa mı gitti diye düşünürsün. Fakat sonra o bambu öyle bir uzar ki. bir bakmışsın yanındaki tüm bitkilerden daha uzun olmuş. Ne verdiğin su boşa gitmiş ne de öyle düşünmeye gerek varmış. Sen belki de çok hızlı uzayan bitkiler içerisinde eşsiz bir bambusundur. Ben sana güveniyorum.Sabredicez ve bambunun uzamasını bekleyeceğiz.”
Öğretmeninizin de dediği gibi bambu ağacı emek ve sabır ister. Bunu da en iyi Çinliler bilir. İsterseniz Çinlilerin bambu ağacını nasıl yetiştiyorlarmış ona bir bakalım. Bambu ağacının yetişmesi için; önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrenelir. ilk yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrenilir. Bambu ağacı ikinci yıl da toprağın dışına filiz vermez.
Üçüncü ve dördüncü senelerde her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum bu yılda filiz vermez.Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da su ve gübre vermeye devam ederler. Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır. Şimdi akla gelen soru: – Çin bambu ağacı, 27 metreye altı hafta da mı yoksa beş yıl damı ulaşmıştır?
Bu sorunun cevabı tabii ki beş yıldır. Büyük bir sabırla ve ısrarla tohum beş yıl süresince sulanıp gübrelenmeseydi ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edemezdik. Bir başarının şartları her zaman çok basittir. Bir süre için alışın, bir süre tahammül edin, her zaman inanın ve hiçbir zaman geri dönmeyin. Zira her önemli iş önce inanmakla başlar. İnanmak, bir düşünce tarzı ve bir mantık yapısıdır vesselam. Sabırda sebat etmemiz temennisiyle sağlıcakla kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurları.