Esad Rejiminin sona ermesinin ardından Suriye’de kısa vadede bir yönetim kurmasına yardım etmenin Türkiye’nin önceliği olacağını belirten DPÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, “Suriye’nin geleceği Türkiye’nin liderlik rolüyle şekillenebilecek bir görünüm arz ediyor.” Dedi
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Independent Türkçe için bir yazı kaleme alarak Esad rejiminin düşüşünün ardından Türkiye’nin oynayacağı önemli role dikkat çekti. Suriye halkı için son 13 yılın çok zor geçtiğini belirten Rektör Kızıltoprak, Suriye’deki Baas rejiminin, halktan kopuk azınlık bir yönetim olarak reformlara engel olduğunu vurguladı. Kızıltoprak, “Türkiye, yıllar önce Şam yönetiminden reform yaparak Suriye halkının nefes almasını sağlayacak demokratik adımlar atması noktasında görüşlerini paylaştı. Ancak Esed ve adamları bu konulara kulaklarını tıkadı.” Dedi.
TÜRKİYE’NİN DESTEĞİYLE
BAŞARIYA KAVUŞTURDU
Rektör Kızıltoprak,Türkiye ve Rusya’nın önderliğinde hayata geçirilen Astana süreci sonrası görece bazı ilerlemeler sağlansa da süreçten beklenen somut çıktıların engellediğine değindi. Türkiye’nin bugün en baştan beri izlediği politikalarla doğru konum aldığını kanıtladığına değinen Rektör Kızıltoprak, “Türkiye ve Körfez ülkeleri ile AB ve ABD’nin dolaylı desteğiyle muhalefetin güçlendirilmesi ve rejimin uluslararası desteğinin kesilmesi noktasında yoğun çaba harcadı. SMO Türkiye’nin desteğini alarak operasyonlarını başarıya kavuşturdu. Bu nokta çok önemli. Suriye halkı Azerbaycan Karabağ’da olduğu gibi destan yazdı.”şeklinde konuştu.
Toprak bütünlüğü korunan ve üniter yapısı bozulmayan bir Suriye’nin temel çözüm olması gerektiğine değinen Rektör Kızıltoprak, “Suriye’de Baas rejiminin devam ettiğini gösteren bir yapılanma kabul edilemez. Suriye’nin kısa vadede bir yönetim kurmasına yardım etmek Türkiye’nin önceliği olacaktır. Suriye ile Türkiye arasında, uzun sınırlarla ve derinleşen ilişkilerle başta terörle mücadele ve su sorunu olmak üzere güvene dayalı dostluk ilişkileri çerçevesinde işbirliği yapma zorunluluğu var. Türkiye’nin, Arap sokağında kazandığı güven, Suriye’de de kullanılmalı, Türkiye’nin demokratik ve liberal ekonomik modelini benimseyen Suriye, bölgesel barışa katkıda bulunabilir.” Dedi.
‘TÜRKİYE MODELİNİN UYGULANABİLİR’
Rektör Kızıltoprak, “Bir rol model olarak Suriye’nin yeniden yapılanmasında Türkiye’nin kadim devlet geleneği ile oluşturduğu müsesses nizamın Suriye için örnek alınacağına ilişkin düşüncenin geçici hükümetin başkanı tarafından devrimin başarıya ulaştığı ilk gün tüm dünyaya duyuruldu. Ayrıca, Suriye’deki Esed rejiminin zulmünden kaçarak Türkiye’nin uzattığı eli tutup, Türkiye’nin her alanda yönetimini ve yaşantısını tecrübe etmiş, eğitim almış, iş hayatında bulunmuş ciddi sayıda Suriyeli nitelikli nüfusun ülkesine döndüğünde Türkiye modelinin uygulanabilirliğine ciddi katkıları olacak ve Türkiye’nin Suriye konusundaki samimi tutumunu bilen içlerinden birileri olarak pratiğe dökebileceklerdir. Türkiye, Suriye’nin altyapı ulaşım, ekonomi, ordu gibi öncelikle ele alması gereken konularda da inşaa sürecine gerekli desteği sunabilecek en yakın ve gelişmiş güvenebileceği yegane bölge ülkesidir.”ifadelerini kullandı.
‘BÖLGESEL İSTİKRARI DOĞRUDAN ETKİLEYECEK’
Türkiye’nin, bölgesel aktörlerle diyalog içinde kalarak Suriye krizinde ayrıca hakem konumuna yükselmesi gerektiğini dile getiren Rektör Kızıltoprak, “Suriye’nin yeniden inşası, sadece ülkenin iç yapısını değil, aynı zamanda bölgesel istikrarı da doğrudan etkileyecek kritik bir dönüm noktasında.Türkiye, bu anlamda, bölgedeki güvenliği sağlamak, Suriye halkının haklarını korumak ve demokratikleşme sürecine katkıda bulunmak için stratejik bir rol üstleniyor. Türkiye’nin güçlü kurumsal yapısı ve bölgesel deneyimi, Suriye için bir model oluşturma potansiyeline sahip. Bu süreçte atılacak her adım, sadece Suriye’nin değil, tüm Ortadoğu’nun geleceğini belirleyecek nitelikte olacaktır. Suriye’nin yeniden inşası, yalnızca iç dinamiklerle değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel aktörlerin işbirliğiyle gerçekleşecektir. Türkiye, bu işbirliğinde merkezî bir rol üstlenerek, Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma ve ülkenin iç yapısını dengeleme noktasında kritik bir pozisyon alacaktır. Bu bağlamda, Suriye’nin geleceği, uluslararası aktörlerin ortak çabaları ve Türkiye’nin liderlik rolüyle şekillenebilecek bir görünüm arz ediyor.”