YENİLENEBİLEN ENERJİDE NE DURUMDAYIZ?

517

 24 Şubat’ta başlayan ve hala devam eden Rusya-Ukrayna savaşı bir dizi krize yol açtı açmaya da devam ediyor. Tahıl sıkıntısı bitmeden birde enerji krizi başladı. Avrupa’da bazı ülkelerin bu kışı soğuk geçireceğe benziyor. Ülkemizde herhangi bir sorun

yaşanmayacağı söylense de yine de tedbirli olmalıyız. Konuyla alakalı açıklamalarda bulunan Enerji ve Tabii Bakanı Sayın Fatih Dönmez, Türkiye’nin de dünyadaki gelişmelerden olumsuz etkilendiğini dile getirerek ” Doğal gaz tedarikçileri sevkiyat programlarına uyduğu takdirde inşallah bu kışı sıkıntı yaşamadan atlatacağız” dedi. Tedirginliklerin yaşandığı bu süreçte başta gıda ve enerji olmak üzere her nimeti öyle hoyratça tüketerek israf etmemeliyiz. Bakım yapılacağı gerekçesiyle Rusya’nın vanaları kapatması, doğalgaz akışını durdurması bakın nelere yol açtı. Devletimizin, özellikle Sayın Cumhurbaşkanı’nın dengeli, barışçıl bir siyaset yürütmesi bizde sıkıntının büyümesini engelliyor. Ülkemizde belirgin bir sıkıntı olamasa da, Avrupa doğalgaz tedarikinde sıkıntı yaşadığı için elektrik santrallerinde üretim yapılamıyor, fabrikalar kapanıyor. Haliyle bu durum başta sanayi üretimini olmak üzere ekonomiyi ve sosyal yaşamı ciddi manada etkileyerek krizi büyütüyor. 

 Dün Avrupa’da bazı ülkelerde hava kirliliğine yol açtığı, doğaya zarar verdiği endişesiyle fosil yakıtla çalışan santrallerinin kapatıldığı söyleniyordu. Bugün ise o tesislerin yeniden devreye alınmasıyla birlikte yenilebilir enerji kaynaklarına yönelerek yatırımlar yapıyorlar. Öncelikle Güneş Enerjisi Santralleri ( GES) kurarak açıklarını bununla kapatmaya çalışıyorlar. Hatta bu alanda rekor bile kırıyorlar. Avrupa Birliği ülkelerinin bu yaz güneş santrallerinden elde ettiği elektrikle kıtayı 29 milyar euroluk gaz ithalatından kurtardı. Bize nispeten daha az güneş alan ülkelerde bu yatırımlar yapılırken ülkemizde boş durmuyor. Maalesef biz Kütahya olarak bu alanda bir varlık gösteremiyoruz. Bildiğim kadarıyla hükümetimiz yenilenebilir enerji kaynaklarını aktif hale getirerek, yatırımlara yönelik planlamalar yaparak gerekli desteği sağlıyor. Sağlamalı çünkü Türkiye’nin genel olarak dünya enerji kaynakları rezervi içindeki payı oldukça düşüktür. Muhtemel krizleri önlemek için planlama önemlidir. Özellikle enerji planlaması bizim gibi enerji kaynakları kıt, ithal kaynaklara bağımlı, sınırlı döviz kaynaklarına sahip ülkeler için faydalı ve zorunludur. Genelde bunlar olurken bizde yerelde boş durmayarak yenilenebilen enerji kaynaklarımızı değerlendirerek verimli hale getirmeliyiz. 

Ülkemizde son yıllarda yenilenebilen enerji kaynaklarından olan güneş, jeotermal ve rüzgâr santrallarına önem verilirken yatırımlar yapılırken Kütahya’da bu alanda öyle ciddi yatırımların olmadığı görülüyor. Rüzgâr ve güneş enerjilerinden gereği kadar istifade edemiyoruz. Belki de hiç etmiyoruz. Dev tesislerimizin çatılarında güneş panelleri göremiyoruz. Kütahya’da bulunan dört adet Organize Sanayi Bölgesinde güneşten elektrik üretimi var mı, var ise ne kadardır? Doğrusu bu konularda bilgi sahibi değilim. Ayrıca yoğun ilginin olduğu söylenen Zafer Organize Sanayi Bölgesinde bu alanda herhangi bir girişim var mı? Var ise sistem genel mi, bireysel mi olacak? Bu mevzularla alakalı gerekli bilgiler verilirse bende bu köşeden siz okurlarıma paylaşırı. Bugün yaşananlardan dersler almazsak yarın daha büyük sorunlar yaşayamayacağımızın garantisini kimse veremez. İşte bugün Avrupa’nın yaşadıklarını görmeliyiz ve dersler almalıyız. Geleceğimizin daha müreffeh olması dileğiyle sağlıcakla kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurlar.  




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *