Maalesef kamuoyunda böyle bir algı var. Halkın siyasetten soğumasına yol açan bu anlayışı yıkmak için değerli oylarımızla Ankara’ya giden vekillerimiz seçmenlerini unutmamalılar, halktan kopuk olmamalılar, iyi günde kötü günde arayıp sormalılar. Bunları yaparken TBMM ihmal etmemeliler, oturumlara katılarak Kütahya’nın sorunlarını beklentilerini dile getirerek sesimiz olmalılar. İnanıyorum ki bu samimi gayretleri seçmende karşılığını bulacak saygınlıklarını dahada artıracaklardır.
Temsil ettikleri milletin adına meclise devamlılık ve onların sesi olmak asli görevleridir. Zira orası sorunların dile getirildiği ve çözüm arandığı yerdir. Vekillerimiz her ortamda Kütahya’mızın özelliklerinden ve güzelliklerinden bahsederek samimiyet ve zarafetleriyle meclise örnek olmalılar. Yasamayı temsil noktasında ve görevi başında olan vekiller meclisteki faaliyetleri dışında seçimlerde olduğu gibi ahde vefa göstererek Kütahya’da gitmedik yer, sıkmadık el bırakmamalılar. Şehrimiz ekonomisinin ve sosyal dokusunun dahada güçlenmesi, vaatlerinin gerçekleşmesi için ilgili bakanlar ve bürokratlarla diyaloğa geçerek bu şehir adına gerekenleri yapmalılar. Ankara’da lobi oluşturarak bürokraside, medyada, sanat ve kültürde, önemli makamlarda Kütahya’yı temsil edecek donanımlı hemşerilerimizin getirilmesi için gayret etmeliler. Bugün bürokraside ve medyada etkili değilsek bu yönde bu gayretimiz olmamasındandır. Bu şehrin bir evladı olan ve 25 yılı aşkındır yerel TV kanalında spikerlik yapan, şimdi ise diksiyon kursu veren, en büyük arzusu TRT veya ulusal bir kanalda haber sunmak olan arkdaşımıza sahip çıkmıyor, elinden tutup bir yerlere getirmiyoruz. Çok izlenen bir TV kanalında bu hemşerimizi görünce Kütahyalı olmasından dolayı sevineceğiz ve gurur duyacağız.
Bunları yaparken ilgili kurum ve kuruluşların taleplerini ciddiye alarak TBMM’ ye taşıyarak takipçisi olmalılar. Çünkü biz onları bu şehre hizmet etsinler, bireysel değil toplumsal menfati gözeterek, herkesin faydalanacağı işleri yapsınlar diye gönderdik. Bu yönde çalışacaklarını umduğumuz yeni vekiller fırsat buldukça Kütahya’nın her yerine giderek hem teşekkür etmeliler hem de hasbihal
ederek isteklerine kulak vermeliler. Sivil Toplum Kuruluşlarını, esnafları ziyaret ederek sorunlarını dinlemeliler, ama kulak ardı etmemeliler. Ayrıca öyle her şeye tamam diyerek yapamayacakları işin sözünü vermemeliler. Bunları siyasi ayrım yapmaksızın gerçekleştirerek herkesi samimiyetle kucaklamalılar. Halkımızla aralarında yakın, dostane ilişki kurarak güven duygularını pekiştirmeliler. Vekillerimizin bu samimi ve dürüst yaklaşımından halkımız ziyadesiyle memnun kalacak unutmayacaklardır. Zira ” Bir selam bin hatır yapar.” Tevazu göstererek kendilerinden, toprağından kopmayan vekillerimizi unutmayacak hep hatırlarında kalacak seçim günü reylerini götürüp yine ona vereceklerdir. Buda vekillerin rahat çalışmalarını ve etkili olmalarını sağlar daha bir iştiyakla çalışırlar. Halkın desteğini yanında gören vekiller bu moralle Kütahya’ya çok şey kazandıracaklardır. Hizmetleriyle sahada görünür olmakla beraber çözüm odaklı adımlar atarak, palyatif tedbirler yerine köklü çözümler üretmeliler. Mahalli basınla diyalog içinde olarak yerel ve genel icraatlarını gazetelerimiz aracılığıyla halkımıza duyurmalılar, maddi ve manevi desteklerini esirgemeliler. Hizmete öyle odaklanmalılar ki, şehrimize bakanlık verilmediğine üzülmeyelim işte bizim bakanlarımız diyelim. Kısacası Ankara’ya gidip meclisin havasına kapılıp Kütahya’yı unuturlarsa halkımızda onları unutur işte en kötüsü de budur. Hiç değilse hafta sonları şehrimize gelerek İlçeleri, Beldeleri ve Köyleri ziyaret ederek onların yanında olduklarını hissettirmeleri gerekir. Zira ” gözden ırak olan gönülden de ırak olur.” Tepeden inme değil sahadan gelen, seçimlerin masa başında değil, sahada kazanıldığı bilen Sayın vekillerimize bunları hatırlatayım dedik. “Elçiye zeval olmaz” diyerek bizden söylemesi gerisini kendileri bilir. Sağlıkla kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurları.
