Değerli okurlarım, sondan söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Burada bir genelleme yapmayacağım sadece vakadan bahsedeceğim. Piyasada iş beğenmeme, kariyer yapamama gibi kaygıların olduğu söyleniyor. Aranan eleman olma gayretinde olanlar olduğu gibi, çıraklığını yapmadığı işin ustalığına soyunanlar da var. Kısacası çoğunluk rahat iş peşinde. Tamam, kariyer sahibi olmak önemlidir ama kariyerin önündeki bariyerlerin kaldırılması daha mühimdir. Zira meslekte başarı kazanmak öyle kısa sürede kendiliğinden olacak bir şey değil. Sabır, sebat, gayret ve en önemlisi pratik ister. Bununla alakalı OSTİM Vakfı yayınlarının ilk kitabında ” Kariyer katili 10 söz” başlıklı yazının başlığını yukarıda olduğu gibi değiştirerek siz okurlarımla paylaşayım dedim.
” Zeki ve çalışkan birçok insan iş hayatının başında ön yargılara takılıyor. Bu peşin hükümler, anlayış ve alışkanlıklar parlak bir kariyere giden yolu tıkıyor. İşte genç insanları ya da iş yeri değiştirenleri kariyerinde engelleyen 10 temel takıntı.
1- Bu iş yerinde motivasyon/ teşvik yok!
Sen kendini başarıya motive edemezsen, bunu kimse başaramaz. Başkalarından motivasyon beklemeden önce, sen işini elinden geldiğince iyi yapmaya çalış. Bozulan moralini düzeltmeyi başkasına bırakma. Kendini en iyi ancak sen tanıyabilirsin. Kırılan kalbini yine sen tamir etmeye bak.
2-İş arkadaşlarım hiçbir şey bilmiyor.
Devir ” ekip” çalışması devri. Sen kendini yabancı dilinle ve diplomanla belki bir yıldız olarak görebilirsin ama tek başına ulaşacağın başarıların sayısı çok kısıtlı olacak. İşteki sorunlar, dahi de olsa tek bir kişinin üstesinden gelemeyeceği kadar karmaşıktır. Arkadaşların sana, sen onlara muhtaçsın.
3- Bu paraya bu kadar çalışılır!
İşte bir numaralı kariyer katili eleman sloganı. Ücretin gerçekten düşük olabilir. Ancak sen verimini düşürdüğünde işyeri çok az zarar görür. Esas zararı sen kendin görürsün. Bu kısır döngüye bir kez girdin mi çıkman çok zor olabilir. Vitesi bilerek, kendi potansiyelinin altına düşürdüğünde beyin hücrelerinin suyu çekilir.
4- Diplomayı aldıktan sonra da mı okuyacağız. Bu kadar bilgi yeter.
Tam ağza acı biber sürülecek bir söz. Tüm koşulların/ şartların hızla değiştiği bir oramda, yenilikleri izlemediğin takdirde geride kalırsın.
5- Müdürüm beni anlamıyor. Şef de nedense bana taktı.
Müdürün işi başından aşkın, seni anlamaya pek vakti yok: Zaten onun da kendine göre kırk tane sorunu var. ( Valla bizim müdürde öyle onunda çok işi var, bir çay bile söylemiyor) Başka bir işyerine gitsen de durum pek farklı olmayacak zaten. Kendi işini, üretimini ve gayretini masanın üstüne koyduğunda, gösterdiğinde herkes seni bal gibi anlar.
6-Ben tek başına ne yapabilirim ki.
Zaten kimse yeni bir şey üretmiyor. Sorunlara, zorluklara hemen teslim olma. Her sorunun muhakkak bir çözüm yolu vardır. Düşündükçe sende bir çıkış yolu bulabilirsin. Araziye uyup, ” böyle gelmiş böyle gider” dersen ilerideki masadaki ” Dinozor” dan bir farkın kalmaz.
7- Bu işi hiç mi hiç sevmiyorum!
Eskilerin dediği gibi,” Aşk olmadan meşk olmaz”. Sen işini sevmiyorsan, işinde sevi sevmez. İşine sarılmadığın taktirde kariyer merdiveninde yükselmek hayal olur. Çünkü işteki kabiliyet ve yüksek performans, ancak gönüllü çalışıldığı takdirde ortaya çıkar. Beyin ancak yürekten güç alıyorsa bir şeyler üretebilir.
8- Yarın kendime yeni bir çalışma programı hazırlayacağım.
Babanın yıllardır söylediği gibi, bugün başlanmayan bir işe yarında başlanamaz. ” Yarın” dedikçe günler, haftalar ve aylar çok çabuk geçer. Dağarcığında bir şeyler varsa, hemen yapmaya başla. Hemen, Şimdi!
9-Ah bir ” green card” alabilsem!
Sorunlar ve gerekli çözümler senin zayıf omzuna ağır geliyor. Kaçmak, yepyeni bir ortamda, yeni bir hayata başlamak istiyorsun. Ancak Amerika’da da hayat kolay değil. Üstelik orada elemanlardan beklenen çalışma standardı, buradakinden daha yüksek. Sen alışkanlıklarını değiştirmedikten sonra ne yapsan faydası yok.
10- Raporu bir kez daha okumaya gerek yok. Yanlış varsa biri düzeltir herhalde…
Üzerine aldığın bir işi eksiksiz yapmaya çalış. Kendi yanlışlarını kendin bul, onları başkasının yakalamasına fırsat verme. Mükemmelliğe belki kimse ulaşamıyor ama yine de sen eksiksiz ve hatasız bir ürün ortaya koymaya çalış. Ürünün, işin giderek hayatın kalitesinin, bir ekstra emekle, bir fazladan “Özen’le” yükseleceğini hiç aklından çıkarma. Özensizlik, seni hiçbir zaman teslim almasın”.
Değerli okurlarım, biliyoruz ki her şeyin bir temeli vardır zira temelsiz bina tez yıkılır. Meslekte sağlam bir temel atarsanız kariyeriniz muhkem olur konumunuzu korursunuz. Günümüzde kusuru kendinde arayan azalmış, başkalarında arayan çoğalmış. Birde en çok karşılaştığımız konuların başında talihsizlik şikâyeti geliyor. Tamda atalarımızın ” Talihinden şikâyet eden çok, aklından şikâyet eden yok” dediği gibi. Benden bu kadar muhterem okurlarım, sizin de diyecekleriniz var ise köşemin size açık olduğunu söylemek isterim. Sağlıkla kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurları.
