YARIM ASIRLIK TERZİ MUSTAFA SARI MESLEĞİ DEVREDEMİYOR: DİKİŞ MAKİNASI HİÇ SUSMASIN

155

Yarım asırdır aynı yerde vatandaşa hizmet eden Terzi Mustafa Sarı, 50 yıldır bu işi yapmanın gururunu yaşarken, yetiştirecek gençler bulamadığının da üzüntüsü yaşadığını dile getirdi. Mesleğin son ustaları olduğunu belirten Sarı “Çırak yetişmiyor artık. Biz bittik mi hepsi bitiyor. Ama Allah büyük, belki yetiştirecek insan da buluruz. Bu dikiş makinası da hiç susmaz” dedi.

Çocukluğumuzda meslekleri sayarken, ‘Büyüyünce şu olacağım’ derken ilk akla gelen mesleklerden olan terziliğin, yarım asırlık serüvenini, 52 yıldır terzilik mesleğini ustalıkla icra eden Mustafa sarı GAZETE KIRKÜÇ’e anlattı. 

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü tüm Türkiye’de olduğu gibi Kütahya’da da kutlandı. Zafer Meydandaki kutlama alanını dolduran kalabalık ilk olarak dün defnedilen Kütahyalı Şehit Por.Söz.Er Rıdvan Gürsoy ve tüm şehitler anısına saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşını okudu.

İşçilerin çalışma şartları ve haklarına dikkat çekildiği 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününde Kütahya’da faaliyet gösteren sendikaların temsilcileri ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz konuşma yaptı. kutlandı. İşçi sınıfının bu vatan için çalışmaktan bu millet için üretmekten vazgeçmeyeceğini ifade eden TÜRK İŞ Kütahya İl Temsilcisi İsmail Gök, “Fakat kimse unutmasın ki emeğimizin hakkını alacağız kazandırıyorsak biz de kazanacağız.” Şeklinde konuştu.

‘BU İŞİ DEVAM ETTİRECEK İNSAN KALMADI’

52 yıldır terzilik mesleğini icra ettiğini ve işe çocuk yaşından itibaren gönül verdiğini dile getiren Tezi Mustafa Sarı onca takım elbise, abiye, ceket, etek dikimi devrinin artık sona erdiğini belirtti. Yarım asırda bu işte de, dünyada da her şeyin değiştiğini kaydeden Sarı “52 yıldır bu iş o kadar değişti ki. Terzilik bitti artık. Yeni elbise hiç dikilmiyor. Şu an sadece tamir işleri yapılıyor. Tamire ihtiyaç duyuyor vatandaşlar. Buna da her zaman ihtiyaç duyacaklar ama bu işi devam ettirecek insan kalmadı” ifadelerini kullandı.

‘BİZ BİTTİK Mİ HEPSİ BİTİYOR’

Terzilik mesleğini devredecek yeni bir nesil oluşmadığını, bunun için uğraşlarının da sonuçsuz kaldığını ve bundan duyduğu üzüntüyü dile getiren Sarı “Çırak yetişmiyor artık. Biz bittik mi hepsi bitiyor. Gençler gelmiyor. Paça boyu, daraltma, yama yapma bunlar hep olacak. Ama çırak gelmiyor. Ben kaç kişiye söyledim ama buraya gelip iş öğrenmiyorlar. Gençler daha iyi yer arıyor. Bu iş de güzel. Altın bilezik ama gençler ‘Bu iş zor’ diyor” dedi. Terzilik mesleğinin yetenek ve ilgi gerektirdiğini vurgulayan Sarı “Bu ilgiyi bu işe vermek isteyen gencimiz maalesef yok günümüzde” diye konuştu.

‘BELKİ BEN BU ELBİSELERİ

DİKMEYİ UNUTTUM’

Çok küçük yaşta eline kumaş, makas aldığını ve dikiş makinasının başına oturduğunu ifade eden Sarı, ilk günkü heyecanla bugün aynı hevesle dükkânının kapısını açıyor. Dikiş makinasının başına oturuyor. Mesleğin son ustalarından olan Sarı “Bu dükkânı 1970 yılında açtım. 70 yılından beri bu dükkândayım. Karşı dükkândan buraya taşındım ama hep aynı yerde buldu beni müşterilerim ve ahbaplarım. Eskisi gibi müşteri de yok zaten artık. Sadece tamir yaparak paramızı kazanıyoruz. Artık takım elbise, abiye, etek, ceket dikimi için gelen müşterimiz kalmadı. O kadar eskiden oluyordu ki bu işler, belki ben bu elbiseleri dikmeyi unuttum. Hiç olmuyor çünkü. Zaten Kütahya’da da dikim yapan şimdi çok nadir ya da yoktur” dedi.

‘ESKİ TOPRAKSIN

HEMEN BIRAKAMAZSIN’

Terzilik işinden artık tamir-tadilat yaparak para kazanılmadığının altını çizen Sarı, aile geçindiren biri için terziliğin bütçeyi zorlayacak bir iş olduğunu vurgulayarak “Ben yaşlı adamım. Çoluk çocuk yardım ediyor. Onlar destek çıkıyor. Ben artık burada eğlence için işimi devam ettiriyorum. Evde kalsam zor. Bu iş zanaat, yıllarını veriyorsun. Öyle bir günde bırakıp evde oturma kararı veremiyor insan. Alıştık biz her gün bu dükkânı açmaya. Eski toprak olunca da hemen bırakılmıyor iş, güç, meslek” ifadelerini kullandı.

İŞÇİSİNDEN, SİYASİSİNE

DİKİM HİKÂYESİ…

50 seneye dönüp baktığında ne kadar çok insan tanıdığını, ne kadar çok insanı kendisine göre dikilmiş özel elbiselerle mutlu ettiğinin sayısını dahi hatırlamadığını belirten Sarı “Eskiden o kadar çok insana dikim yaptık ki. Memurundan, işçisine köylüsünden, siyasisine. Kimler kimler denk gelirdi. Şimdi yok tabi. Kütahyalı hemşerilerime hep dikim yaptım. Şimdi de hala buradayım. Uzun yıllar daha yapmayı nasip etsin rabbim. Allah büyük, belki yetiştirecek insan da buluruz. Bu dikiş makinası hiç susmaz” diyerek temennisini dile getirdi.

‘ALIŞ-VERİŞ HEP OLUR

ÖNEMLİ OLAN GÖNÜL YAPMAK’

Yılların esnafı olmanın, geçmişin izlerini taşımanın bambaşka bir sorumluluğu olduğunu ifade eden Sarı, halden anlamanın esnaflığın birincil kuralı olduğunu vurguladı. Alışverişin hep daim olacağını ama gönüllerin kolay kurulamayacağını belirten Terzi Sarı “Fiyatlar bizde sabit değildir. Gariban gelir, 20 liraya yaparsın, gönül işidir bu. ‘Param yok, giyecek bir şeyim yok’ der insan, sen de gönülden tamirini yaparsın. Daha şimdi biri ‘param yok’ dedi, olanına verdik gitti. Eski muhabbet, eski esnaflık budur. Hep de böyle olmalıdır. İlla şu fiyat olur diye bir şey yok. Ben öyle yapamıyorum. Adamda da olmuyor. Ne yapabilirsin?” diye konuştu.

Esnaflıktan önce birliğin beraberliğin korunması gerektiğinin önemine dikkat çeken Sarı sözlerine söyle son verdi; “Kendi insanına sahip çıkacaksın. Kendi esnafımıza sahip çıkacağız. Eskinin de yeninin de ayrı ayrı değerini bileceğiz.”

FATMA SÜMER




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *