KÜTAHYA 1413

1051

 Yazımın başlığı 600 sene önceki Kütahya’yı anlatan bir kitabın ismi. Geçen gün gazetemiz yazı işleri müdürü Bünyamin Bey’in masasında “Kütahya 1413 “isimli bir kitap ilişti gözüme. Alıp göz atınca yazarının hazırlayanın Kütahya’ya kitabı sevdiren, hemen her evde en az bir kitabı bulunan yarım asırlık Nazlı kitap evinin sahiplerinden Rahmeti Cafer Ağabeyimizin torunları Ensar ile Reha kardeşlerin olduğunu gördüm. Dün dedelerinin, babalarının mesleğini oğulları rahmetli İbrahim Bey ile Allah sağlıklı ömür versin Şükrü Bey sürdürüyorlardı bugünde Abdullah Reha Nazlı devam ettiriyor.

 Yazarlığını arkeolog Ensar Bekir Nazlı’nın, yayın yönetmenliğini, tasarımcılığını Bilim, Eğitim, İnsan ve Toplum kategorilerinde eserler yazmış, bu konuda deneyimli olan Abdullah Reha Nazlı’nın yaptığı Kütahya 1413 Kitabı özellikle çocuklar ve gençler için bir başucu kitabı. Hakikaten çok faydalı öğretici bir çalışmanın ürünü. Elimden düşüremediğim bir çırpıda okuduğum kitap bana bu şehre ait bilmediklerimi öğretti. İçinde yaşadığımız bu şehrin kültür, sanat, edebiyat ve özellikle tababet alanında tarihe yön veren, iz bırakan daha önemlisi bu cennet misali şehri bize miras bırakan değerlerini tanımaya, tanıtmaya önce körpe beyinlerimizden, çocuklarımızdan başlamalıyız. Bizim kültürümüzde insana “insan” olarak büyük değer verilmiş olmasına rağmen biz bunu ihmal etmişiz. Geçmişte ilim ve sanat muhiti olan Kütahya, yetiştirdiği abide şahsiyetler insanın değeri ve kişiliğinin üzerinde durmuşlardır. Bunun eksikliğini hisseden Ensar ve Reha kardeşler ahde vefa göstererek işe buradan başlamışlar. Ellerine ve emeklerine sağlık.

 Arkeolog Ensar Nazlı’nın, mesleki hassasiyetiyle kaleme aldığı, Beyin Nasıl Özgürleşir, Bilgi Çağını Anlayamadık, Gıda Mühendisi Gibi Düşünmek, The Sistem-Sistem’in Eğitimi, İlerlemenin 48 Kuralı gibi kitapların yazarı Reha Nazlı’nın arşiv bilgilerinden azami düzeyde istifade ederek, çizimlerini, tasarımını yaparak sırlar kenti Kütahya’nın esrar perdesini aralayarak bu şehre dair önemli şahsiyetlerin hikayelerini kurgulayarak bir roman kıvamında bize anlatıyorlar. Tıp alanında namlı bilgelerin tedavi yöntemlerini günümüze taşıyan Hekim Sinan, Germiyanoğulları ve Kütahya 1413 Hekim Sinan tedavisi kitabı 159 sayfa olup 10 bölümden oluşuyor. Özellikle tıp ilminde önde gelen, şimdi Arkeoloji Müzesi olarak kullanılan Vacidiye Medresesinin hekim ve eczacı yetiştirilmesinde önemli yer tuttuğu Kütahya’nın en parlak dönemini anlatan kitap hikayeleriyle öğretici bilgiler veriyor.1413 yılında sanatta, edebiyatta önemli şahsiyetleri bağrında barındıran, tıp ilminde sultanları, paşaları tedavi ederek adından övgüyle bahsettiren, aranan hekimleri yetiştirmiş olan bu şehrin değerlerini tanıyacak övünç duyacaksınız. Bize ceddimizi anlatan bu kitabı okurken şehrimizin o dönemde özellikle tıp ilminde ne kadar ileride olduğunu göreceksiniz. 

 Okurlarım neden 1413 diye merak edecekler. Bu sorunun cevabını ben değil kitabın yazarı Ensar Bekir Nazlı veriyor. ” Yıllar boyu geçtiğim sokaklardan oranın tarihini, geçmişini, bir zamanlar nasıl göründüğünü hayal ederek geçtim. Tarih okurken de Germiyanoğu, Selçuklu, Osmanlı, Roma ve Frigler’in Kütahya ile ilgili yönlerinin özellikle altlarını çizdim. Pek çok yeri gidip bizzat gördüm. Ve gün geldi, şimdi bu birikimlerin tarihe not düşülecek bir eserde birleştirilmesi kaldı. 1413 yılını özellikle seçtik. Öyle bir dönem ki, Ulu Cami yapılalı üç yıl olmuş. Dönenler var, Balıklı var. Şimdi Arkeoloji Müzesi olarak kullanılan Vacidiye Medresesinin en önemli yılları. Şimdi önemli dediğimiz neredeyse her şey tam o dönemden aynen duruyor. Yani öyle bir tarihe gidelim ki şimdiki Kütahya’yı anlayalım desek o tarih 1413 idi. Bizimde hikayemiz o yılda geçiyor.” 

 Eserinin muhtevası hakkında da bilgi veren yazar Ensar, 1413 yılında Anadolu’nun en önemli hekiminin Kütahya’da olduğunu ifade ederek, kitabın bir köşede duracak tarih kitabı ya da derleme değil özellikle çocukların ve gençlerin Kütahya sevgisi için hazırlanmış kurgu bir öykü olduğuna dikkat çekiyor. Kütahya’da geçen olayın o dönem ki gerçek tarih, gerçek olaylar üzerine kurgu karakterler koyularak bir hikâye ortaya çıktığına değinen Ensar Nazlı, amaçlarının; kitapçılarda tarih raflarında, tarihi çocuk kitaplarında Kütahya üzerine eser olmamasını değiştirme olduğunu açıkladı. Aslında her Kütahyalının bilmek isteyeceği ama tarih kitaplarının aralarında kalmış önemli şeylerin gözünde canlandırması ve gündeme gelmesini sağlamayı hedeflediklerini, kitabın her Kütahyalı çocuğun önünden dikkat etmeden geçtikleri yapıların önemini anlamalarını sağlayacağını belirtiyor. Kütahya’nın her ilden ziyaret edilebilecek bir şehir olduğunu göstermek için bir ömür sürecek çalışmalarının ilkine başladıklarını belirten Nazlı, ” Kütahyalı çocuklar ve gençler başta olmak üzere şehrine hayran ve tarihini bilen bir neslin pek çok şeyi değiştireceğini düşünüyoruz. Kütahya yeniden bir doğal cennet, yeniden Anadolu’nun bilim, edebiyat, sanat kenti olması için başlayacak değişimin ilk adımı olacak bir çalışma olmasını umuyoruz” dedi.

 Günümüzde ayakta olan tarihi yapılar hakkında bilgilerin yer aldığı kitapta kalemizin önemine de değinilmiş. Şehirleri ve önemli alanları korumak amacıyla inşa edilen kaleler şehirler için her açıdan önemlidir. Buna dikkat çeken Reha Nazlı özetle” Tarihte şehirler kale etrafındaki yamaçlara yapılmış. Bizim avantajımız, Kütahya’nın kale çevresindeki mahalle yapısının ve eski evlerin duruyor olması “derken, ünlü düşünür ve şair rahmetli Sezai Karakoç üstadın kalelerin tarihle ilişkisini anlatan ” Kalesi olmayan şehrin tarihide kısadır” sözü Kütahya’nın uzun ve görkemli bir tarihe sahip olduğunu işaret ediyor.

 İçinde yaşadığımız, ekmeğini yediğimiz, suyunu içtiğimiz, havasını solukladığımız bu şehrin tarihini, kültürünü ilmi ve edebi şahsiyetlerini anlamak, tanımak istiyorsak bu ve benzeri kitapları okumamızda yarar vardır. Zira okuyan, araştıran, soruşturan insan üretken olur. Bunun bilincinde olan Nazlı kardeşler ” Bismillah” diyerek ilk kitapları olan ” Hekim Sinan, Germiyanoğulları ve Osmanlı Kütahya 1413 Hekim Sinan’ın tedavisi” adlı kitabını çıkarıp okurlarının hizmetine sunmuşlar. Ben bu kardeşlerimizi tebrik ediyorum ve ikinci kitaplarını da dört gözle bekliyorum. Bu duygularla hoşça kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurları.  




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *