MİLLÎ MÜDAFAA…

1532

Millî müdafaa/savunma… Zafere, kendimize gelmekle, kendimizi bilmekle ulaşabiliriz… Nefsi müdafaa/savunma ve nefsimize galebe gelebilmek önceliğimiz olmalı… Hacı Bektaşi Veli’nin ifadesiyle “Eline, beline, diline hâkim olan; aşına, işine, eşine sahip olan; eli açık, gönlü açık, sofrası açık olan; ayıpları örten, sırları tutan, öfkesini yutan” olabildiğimiz nispette gerçek başarıyı elde edilebiliriz… Nefislerimiz, kötü huylarımız, kinimiz, öfkemiz, hasetlerimiz, hırslarımız, düşmanlıklarımız; hasmımız… Nefislerimize dizgin vurabilelim ki, ruhlarımız dirilsin… Millî Savunma Sanayimizi güçlendirelim ki, memleketimizde gözü olanların gözüne uyku girmesin… 

2002 yılında yalnızca 66 savunma projesi, yaklaşık %80 dışa bağımlılık oranı ile yürütülürken; gelinen noktada %65’in üzerinde yerlilik oranı ile savunma sanayiinde proje sayısı yaklaşık 12 kat artarak 793’e ulaşmış… Geçmişte yalnızca 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatımız, 2021 yılında yaklaşık 13 kat büyüyerek 3,224 milyar dolara ulaşmışTürk savunma sanayiinin temeli Osmanlı İmparatorluğunun yükselme devrine kadar uzanmakta… Bu dönemde top ve savaş gemileri gibi çağın en önemli harp araç ve gereçleri tamamen yerli imkânlarla üretilmiş, ‘Tophane-i Hümayun’ İmparatorluk silah sanayiinin temelini oluşturmuş ve bir defada 1060 top döküm ve ayda 360 kg barut üretim kapasitesine ulaşılmış… Savaş gemisi üretim kapasitesi ve teknoloji düzeyi de Avrupa ülkelerinin çok ilerisinde olmuş… İnebahtı Savaşında tamamen yok olan donanmanın, beş aylık bir dönemde 200 gemi olarak yeniden inşa edilmesi, Osmanlı tersanelerinin üretim kapasitesinin boyutunu ortaya koymakta◼… Savunma sanayimiz millî olunca şahlanış başlamış… Mâzide, hibe alınan savunma araç-gereçleriyle âdeta avunma sanayii dönemini yaşayan ülkemizin nereden nereye geldiğini anlayabilmek zor değil… Millî müdafaa, geçici heveslere, çıkarlara karşı çıkmakla, değerlerimize sahip olmakla ve kendimiz olmaya karar vermekle olur… Savunma, laf üstüne laf koyarak değil, taş üstüne taş koymakla olur… Savunma sanayimizin millî olması, savunma araç, gereç ve mühimmatı bizim üretmemiz son derece önemli… Bunun için özümüze sahip çıkmak ve özümüzdeki gücü harekete geçirebilmek gerek… Kadim medeniyet kodlarımıza, fabrika ayarlarımıza döndüğümüzde, silkelenip kendimize geldiğimizde, gerçekten büyük Devlet ve Millet olduğumuzun farkına varabileceğiz… Türkiye’mizin ilk yerli uçağını yapan ve bu uçakla ilk ve tek uçuşunu 28 Ocak 1925’te gerçekleştiren Vecihi Hürkuş’un hazin hikâyesini, ‘Gümüş Motor Fabrikası’ hikâyesini ve diğerlerini daha iyi anlayabileceğiz… Bugün geldiğimiz noktada “motor da yapılır, otomobil de yapılır, helikopter de yapılır, uçak da yapılır, (s/t)iha vb. de yapılır, hepsi yapılır.” hikâyelerimizi daha iyi idrak edebileceğiz… Farabi’den Ali Kuşçu’ya, Türkiye’mizin ilk atom mühendisi Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre’den Nobel Ödüllü bilim insanımız Prof. Dr. Aziz Sancar’a kadar pek çok Türk bilim insanımızı yâd edelim…

Farabi: Arapça, Farsça, Süryanice ve Yunanca gibi pek çok dili bilen filozof, aynı zamanda hekim ve müzisyen. Biruni: Newton’dan 700 sene önce yer çekimi kuramı üzerine ilk fikirleri ileri süren; Galileo’dan 600 sene önce ise geliştirdiği teleskoplar ile gözlemleri sonucunda gezegenlerin güneş etrafında döndüğü görüşünü savunan bilim adamımız. Uluğ Bey: Hem bir hükümdar hem de bir bilim insanımız, Astronomi ve Matematik bilginimiz. Ali Kuşçu: Ayasofya müderrisi, Fatih Külliyesi’nin eğitim programlarını hazırlamış, Astronomi ve Matematik dersleri vermiş, Medreselerde Matematik derslerinin okutulmasında önemli bir rolü olmuş, aynı zamanda İstanbul’un enlem ve boylamlarını ölçmüş ve çeşitli güneş saatleri yapmış. El-Cezeri: Sibernetik alanın kurucusu kabul edilen, Fizikçi, robot ve matrix ustası bilim adamımız. Takiyüddin: Matematik, Astronomi ve optik alanında eserleri olan Osmanlı dâhisi. Mirim Çelebi: Gökkuşağı ve halenin oluşumunu ele aldığı kitabında (Risâle fi’l-Hâle ve Kavs-i Kuzah), Osmanlı Devleti’nde optik konusunda o güne kadar yazılmış ilk hacimli çalışmayı yapmış. Piri Reis: Akdeniz’in bütün limanlarını ve adalarını dolaşmış, daha sonra bir süre Gelibolu’da kalmış ve orada dünya haritasını hazırlamış (1513). Mimar Sinan: 84 cami, 52 mescit, 57 medrese, 7 darülkura (Kuran okumayı ihtisas derecesinde öğreten okul), 22 türbe, 17 imaret, 3 sağlık yurdu, 7 suyolu, 8 köprü, 16 kervansaray, 33 saray, 6 mahzen, 32 hamam yapan ünlü mimarımız. Evliya Çelebi: El sanatları ve zanaatkârlara ilgisi, tarihi eserlerin tasvirindeki betimlemeleri ve kullandığı terminoloji de sanat ve mimarideki engin bilgisinin bir göstergesi olarak kabul edilen Osmanlı seyyahı. Salih Zeki: Cebirsel mantığın Türkiye’ye girişi ile ilgili çalışmaları var, ayrıca Türkiye’de bilim tarihi yazıcılığının babası. Mehmet Fatin Gökmen: Kandilli Rasathanesinin kurucusu ve ilk müdürü. Vecihi Hürkuş: İlk Türk yapımı uçak olan “Vecihi K VI”yı imal etmiş, uçağın ilk uçuşunu 28 Ocak 1925’de gerçekleştirmiş,  Türkiye’nin ilk sivil hava yolu şirketi olan Hürkuş Hava Yollarını 29 Kasım 1954’de kurmuş.  Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre: İlk Türk atom mühendisi ve yazarımız. Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu: 1955 yılında Kaliforniya’daki Berkeley Üniversitesi’nden mezun olmuş, sonraki yıl burs kazandığı MIT’de yüksek lisans yapmış, Yale Üniversitesi’nde kimya alanında profesörlük unvanına kavuşan en genç bilim insanımız. Prof. Dr. Aziz Sancar: Nobel Kimya Ödülü’nü almış, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra, moleküler Biyolojiye yönelmiş, Teksas ve Yale üniversitelerinde tezleriyle gündem oluşturmuş, DNA onarımı, Biyolojik saat, kanser tedavisi gibi konular üzerine 288 bilimsel makale ve 33 kitap yayınlamış bilim insanımız. Prof. Dr. İsmail Demir: Türkiye Savunma Sanayii◼ Başkanımız… Selçuk Bayraktar, Prof. Dr. Mahmut Akşit ve daha nice millî kahramanlarımız, bilim adamlarımız…

Millî savunma ve sivil savunma… Sivil Savunmanın, millî savunmanın temeli olduğunu bilerek millî bilinçle hareket etmek gerek… Sivil savunma, öz savunmamız demek… Savaşta ve barışta, yangın, sel deprem vb. felaketlerden kendimizi, ailemizi ve yurdumuzu millî ve sivil savunma ile koruyabiliriz… Selam, sevgi ve saygılarımla…

https://www.ssb.gov.tr/




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *