Kütahya’da ve çevre illerde çiftçinin en büyük sorunun doğal şartlardan kaynaklı çiftçinin kaliteli buğdayının yem sınıfına düşürüldüğünü belirten Altıntaş Ziraat Odası Başkanı Sadettin Koşmaz çiftçinin mağdur olmaması için ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini ifade etti. Koşmaz “Son çiftçimizin de ürün kalmayana kadar ürünlerin tamamı alınacak” dedi.
Çiftçinin yaşadığı en büyük sıkıntının ellerinde kalan buğday olduğuna değinen Altıntaş Ziraat Odası Başkanı Sadettin Koşmaz çiftçinin artan zamlarla birlikte zor durumda olduğunun altını çizerek çiftçilerin sorunlarını GAZETE KIRKÜÇ’e anlattı.
‘4 AY ÖNCEKİ OLUMLU HAVA KALMADI’
Son günlerde buğdayın alım fiyatını çiftçilerin yetersiz bulduğunu belirten Koşmaz, buğday alım fiyatlarını Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Ziraat Odası’nın belirlemediğine vurgu yaparak “Fiyatlar tarım bakanlığı tarafından açıklanır. Bu fiyatlar mayıs ayı başında açıklandı. Tabii ki fiyatlar açıklandığında olumlu bir tepki verilmişti. O dönem için herkes fiyatın makul olduğu kanaatindeydi. Ama mazotun o dönemde fiyatı 20-22 lira civarında seyretmesi de olumlu havayı destekliyordu. Fakat fiyatlar artı” ifadelerini kullandı.
‘ÇİFTÇİ TOPRAĞA KÜSMEK ÜZERE’
Çiftçinin zor durumda olmasının ilk nedenlerin devlet tarafından şimdiye kadar ekmek için un fabrikalarına ve ekmek fırınlarına verdiği süspansiyonun Temmuz ayının 20’sinde kaldırması olduğunu dile getiren Koşmaz devletin süspansiyonu kaldırmasının, elektriğe yüzde 51 zam gelmesinin, asgari ücretin 8 bin 500’den 11 bin 400’e yükselmesin çiftçinin belini büktüğünün altını çizdi. Bunların her birinin çiftçinin maliyetlerini artırdığını ve çiftçinin bu durumlardan toprağa küsmek üzere olduğunu aktaran Koşmaz “Devletimiz her zaman vatandaşın yanında olur. Devletimiz merhametlidir, büyüktür. Her kesimdeki vatandaşını düşünür. Köyde yaşayan 30 yaş altı çiftçimizin de en azından yüzde 50 bağ kurlarının devlet tarafından karşılanmasını talep ediyoruz. Mazotta çiftçiye yönelik özel bir çalışma yapılamasını ve indirim uygulanmasını istiyoruz. En önemli olarak da çiftçinin elindeki ürünün derhal ve derhal yemlik sınıfı olsa dahi alınmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
İHRACAT ÜRÜNÜ MÜ? İTHAL ÜRÜN MÜ?
Kocaeli Tmo Silosundaki patlama buğday fiyatlarını etkileyeceğini düşünmediğini kaydeden Koşmaz “TMO’daki patlamanın buğday fiyatlarını etkileyeceğini düşünmüyorum. Çünkü şu ana kadar hasarın ne kadar olduğu, telefin ne kadar olduğu bildirilmedi. Ve orası ihracatın ve ithalatın merkezi olduğu için patlayan ürün giden miydi gelen miydi? Tüm bunları bilmeden herhangi bir açıklama yapmak yanlış olur. Soruşturma sonucu önemli burada. Ürün ihracata giden mal mıydı? Yoksa ithal edilen ürün müydü?” diye konuştu. Sonuç ne olursa olsun hem çiftçilerin hem de vatandaşların rahat olması gerektiğine dikkat çeken Koşmaz şu ifadeleri kullandı; “Türkiye’mizin şu anda bütün illerimizde hiç üretim olmasa bile bir yıl boyunca yetecek elinde mevcut buğdayı arpası yemi var.”
‘ÇİFTÇİ BİZİ DİNLERSE 10 GÜNDE DEĞİL 2 GÜNDE BİTER’
TMO’nun randevuları çok verdiği iddialarına yanıt veren Koşmaz “Biz vatandaşın ilk günden bugüne kadar Kütahya’da Aslanapa’da TMO merkezlerinden 12 gün önce Altıntaş TMO merkezi ve getirme merkezi ve lisanslı depoyu olduğu açtık. Günde 800 ton civarında bir ürün alınıyor. 2 ayrı yerden bu ürünleri topluyoruz. Ve bunu Pazar günü hariç her gün yapıyoruz. Randevu için 3 bin kişi ayrı ayrı mesaj atıyor. Biz en başından beri uyarıyoruz; ‘Bu şekilde yaparak kul hakkına giriyorsunuz. Dampersiz römorkla ve kamyonla getirmeyin’ diye” ifadelerini kullandı. Bu konunun çiftçiler açısından anlaşılmasının önemine vurgu yapan Koşmaz “Çiftçilerimize söylüyoruz; Eğer getirirseniz biz 30 kişiye ulaşabilecekken bu sayı 20’ye düşüyor. Ürünleri alın sırayı öyle alın. Daha hasat başlamadan da bu konuda çok uyardık. İlk günler biz günlük 150 tonla kapattık. Çünkü vatandaş daha tarlaya giremeden randevu aldı. Çiftçimiz maalesef duyarsız. Çiftçimizin bir naylon alıp hasadı dökmesi gerekiyor. Avluna dök, hepsini istif yap. Büyük kamyon ve römorkta bulursa bu iş 10 günde değil 2 günde biter” şeklinde konuştu.
‘1’İNCİ SINIF BUĞDAY
3’ÜNCÜ SINIF OLDU’
Çiftçiyi küstürmemenin elzem bir konu olduğunun altını çizen Koşmaz “Çiftçimizi küstürmemek için şu anda çiftçinin en mustarip olduğu konuyu ele almamız gerekiyor. Bu sene yağışlar boldu. Bu yağışlardan kaynaklanan buğday kalemlerinde eksikler oldu. Buğday zarar gördü. Yağışın hemen devamında sıcaklar başladı. Güneşin tam buğdayın üzerine düşmesi sonrası ürünler cılız kaldı. Vatandaşın elinde birinci sınıf diye ürettiği buğday 3. Sınıf bile değil, yemlik buğday oldu. Bu yönde milletvekillerimizle İl Başkanımızla TMO Başmüdürümüzle görüşmeler sağladık” diye konuştu.
Acilen bu konularda adımlar atılması gerektiğinin altını çizen Koşmaz “Bu yönde biz devletimizden şunu istiyoruz; yemlik buğday kategorisi açılıp, doğal şartlardan dolayı yemliğe düşen buğdayın çiftçinin elinden alınması. Bu çiftçiyi çok ama çok rahatlatacak. Ve ülke ekonomisine de katkı olacak. Çünkü önümüzde ekim ayları var. Ekim aylarında böyle giderse çiftçinin işi daha da zorlaşacak. Çünkü mazot fiyatları aldı başını gidiyor. Doğal şartlardan dolayı yemlik sınıfına düşen buğdayın çiftçimizin elinde kalmaması için biz çok çaba gösteriyoruz. TMO’da randevuları açıyor” ifadelerine yer verdi.
‘ÜRÜNÜNÜZÜ HEBA ETMEYİN’
Çiftçilere önemli bir hatırlatmada bulunan Koşmaz “Randevunuzu alın acele ve endişe etmeyin. Ürününüzü heba etmeyin. Oraya buraya götürerek ürününüzü hiç etmeyin. Tüm ürünler TMO’da sınıflandırmaya girer. Tüm ürününüzün alınması konusunda yardımcı oluruz” dedi. Yaşanan sorunların sadece Kütahya’ya özgü olmadığını çevre illerde de çiftçinin şikayetçi olduğunu kaydeden Koşmaz sözlerine şöyle son verdi; “Son çiftçimiz mesaj atıp ‘elimde ürün kalmadı’ deyinceye kadar arpa, buğday, yulaf bunların tamamı alınacak. Ve bu sorun sadece Kütahya’da yok çevre birçok ilde de aynı sorun var. Ve biz bu sorunların giderilmesi için birçok girişimde bulunduk ve çalışmalar yapmaya da devam ediyoruz.”
FATMA SÜMER
