MEVZU SEÇİM

490

İki haftalık zaruri aranın ardından tekrar sizlerle olmak gerçekten çok güzel, çok keyifli.

Kavuşturana şükürler olsun.

***

31 Mart Yerel Seçimlerinin heyecanı ve sıcaklığı, artık, her yanı sarmış durumda.

Kime selâm verseniz mevzu seçimlere gidiyor.

Otobüste durakta, yemekte, gezekte, takside, berberde, çarşıda pazarda, alışverişte..

Kısaca, her yerde, iki lâfın biri seçim.

Şunun şurasında 4 ay.. Yani.. 120 gün sonra sandık önümüzde. Siyaset ‘milletten’ karnesini alacak.

İlimizde de siyasi partilerin temayül yoklamaları, aday adayı hatta aday açıklamaları, kongreleri ‘tabir-i caizse’ tam gaz devam ediyor. Keza ilçe ve beldelerde de durum aynı.

***

Uzun yıllara dayalı yazı hayatımda kaleme aldığım siyasi yazıların sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Bu hafta ki yazımdan önce arşive bir göz attım. İki elin parmaklarını geçmeyen siyasi yazılarda neler var diye. O yazılardan ‘Bugüne’ önemsediğim bazı bölümleri kısa kısa paylaşmayı uygun buldum.

Kim ne derse desin; bizim kadar seçimleri, seçim havasını, heyecanını seven ve günlük hayatına taşıyan başka bir ülke, başka bir millet yoktur dersek abartmış olmayız.

Partilerin ‘başkan adayı’ ve liste taslakları henüz kâğıda yazılmasa da özel ortamlarda konuşulur olduğu herkesçe malum.

Bir de bakarsınız bütün tahminleri boşa çıkartan sürpriz isimlerin listelerde yer alma ihtimali her zaman var.

Seçim dönemlerinin en gözde çalışmalarından biri de anketçilik.

Son zamanlarda sayıları sayılamayacak kadar çoğalan, nabız tutan bu firmaların araştırma ve anket çalışmaları sanki eski havasında değil gibi..

Siyaset risk alır, ‘hata’ götürmez!  İster genel seçim, ister yerel seçim fark etmez siyasetin bünyesi hatayı kaldırmaz.

Listeleri oluşturan aday profilinden vaatlere.. Halkın değer yargılarından talep ve beklentilerine.. Hayatın gerçeklerinden uygulamalara kadar her şey belirleyici ve önemlidir.

Geçmişte yaşanan bazı seçimleri de unutmamak lâzım. Bazen yerel seçimler genel seçimler için, genel seçimler de yerel için ölçü olmayabiliyor. Uzak ve yakın geçmiş bunun örnekleriyle dolu.

***

İnsanları ağlarken güldüren, gülerken düşündüren mizahımızın büyük ustası Nasreddin Hoca’nın fıkrasıyla sözü bitirelim.

Hoca bir gün yolda yürürken bir adamla karşılaşmış. Başlamışlar sohbete.

Uzunca bir zaman havadan sudan konuştuktan sonra  Hoca:

__Kusura bakma arkadaş. Ben seni tanıyamadım. Adın neydi  ?, diye sormuş.

Adam çok şaşırmış, ve:

__ Madem beni tanımadın, neden bir saattir benimle sohbet ediyorsun?, demiş.

Hoca da:

__ Kıyafetlerin benimkine çok benziyordu. Ben de seni ben sandım, demiş.

Fıkra bu.

Sağlık, huzur ve mutluluk içerisinde güzel bir hafta diliyorum.




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *