Atalarımız su akarken testiyi doldur derler, hatta bazı atalarımızda su akar Kütahya lı bakar derken acaba neyi kastettiler. Düşünürsek buluruz da biz düşünmeyi hep erteleyip, uygulamaya geçirecek kişilere taşlarken yani idarecileri, ufku açık insanları, ve ileri düşünen siyasileri seçmediğimiz için daha böyle bakar dururuz akan suyun ardından.
Evet Kütahya yı boydan boya geçen Porsuk nehrimizi değerlendirmek adına milim kıpırdama göstermiyoruz. Murat dağından doğan, Aslanapa yolundan geçen, Ağaç köyü kapsayan oradan da Eskişehir yolu sofça köylerine paralel giden ve Eskişehir e ulaşan bir devasa kaynaktan bahsediyorum. Bu kaynağı komşumuz öyle güzel değerlendirmiş ki Şehri ikiye bölen suya her türlü yatırımı yapmış, sandal sefaları sürdürmüş, tekne turları düzenlemiş, hatta yetinmeyip Eskişehir e deniz getirmiş gibi plaj da yapıvermişler. İşin enterasanı bizde oralara gidip ağzı açık sefa sürüyoruz oysaki dibimizdeki madeni görmemek gibi saplantımız var, hesap soramama huyumuz var.
Geçtiğimiz yıllarda iki sevindirici haber almıştım. Birincisi rahmetli Sıtkı OLÇAR ın Sofça civarına yaptığı SU SPORLARI Merkezi ikincisi de eski vekil sayın KİNAY ın Porsuk ta sandal sefası yapacağız müjdesi olmuştu. İlki su sporları merkezi kapanıp değerini yitirdi, oysa burada ülke çapında su sporu yapılıp kürek, yelken, motor yarışları ile şahlanacağız derken, rahmetli değerimiz ile burasıda rahmetli oldu, Aslında bu iki fikir bile oldukça kazançlı bir olguydu, Bu su havzası biçilmiş bir kaftandı, sadece Sofça civarı değil, Eskişehir deki DSİ regületörü bile bizim Ağaç köyden geri değil, Burasını gördüm Eskişehir burayı cennet köşesi yapmış, gidip görmek mümkün ama bizimkiler lüzumsuz işlerle uğraşırken kazançlı ve görsel tasarımlardan uzaktalar.
Bu havzaya yapılacak her yatırım bir kazanç kapısıdır. Yapılacak tesislerde sahipleri, çalışan işçileri, esnafı, hediyelik eşyacısı vs. vs herkes para kazanır şehir kazanır. Yine buraları mükemmel piknik alanları ile süslenip nefes borusu olur, olta balıkçısı akın eder, Gezinti yerleri , çadır kampları yani kısacası akla ne gelirse büyük potansiyel bize bakıyor, biz de ona bakıyoruz akıllı bir idareci çıkar mı diye, çıkmıyorsa suç bizdedir.
Kütahya ile Eskişehir i mukayese etmek özenmek yerine elimizin altındaki altın yumurtlayan tavuğu beslemek daha akıllıca hani derler ya, un var, yağ var, şeker var USTA nerede , inanın üzülmemek elde değil, mahvolan Ilıca ya bakıyorum , Eskişehir liler buraya bize verin şahlandıralım diyorken biz acaba neyi, kimi bekliyoruz. Sormak lazım neyimiz eksik, Üç tane tarihi ev ile Odunpazarı nı dünyaya pazarlayan komşumuza şapka çıkarmamak elde değil, aslında bizim 20 mahallemiz Odunpazarın dan daha elverişli. Demek ki ileri görenleri seçmedikçe geri gitmeye devam.
