‘ZÜLFÜ YÂRE’ DOKUNMADAN

500

Hanımların bazı günler “bugün ne pişirmeli acaba ? “ dediği gibi..

Bizlerde zaman zaman ..   

Bugün /bu hafta ne yazsak/yazmalı?” vaziyeti yaşayabiliyoruz.

Bazen de her şey yazılmıyor, yazamıyorsunuz da.. En azından fakirin üslubu öyle. Arada bir gündemin dışına çıkmak ‘zihnen’ dinlendiriyor insanı.

***

Aslında mevzu çok. Yaklaşan Yerel Seçimler.. 1 Aralıkta çalışmaya başlayan Seçim Takvimi.. Aday adayları.. Adaylar.. İttifaklar.. Çalışanların ve özellikle de emeklilerin gözü kulağı Ankara’da.. Zam oranı ne olacak ?.  86 maddelik 2.Torba Yasada 3600 var mı yok mu?

***

Zülfü yâre’ dokunmadan, geçmişten günümüze, bir çoğumuzun bildiği bir hikâyeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Harun Reşit ve Yaşlı Adam

Harun Reşit veziri ile birlikte tebdili kıyafet dolaşırken bahçesinde hurma fidanları diken bir yaşlı adam görür. Selâm verir ve aralarında şöyle bir konuşma geçer:

__ Kolay gelsin, ne yapıyorsun böyle ?

__ Hurma fidanları dikiyorum.

__ Peki bu diktiğin hurma fidanları ne zamana kadar büyür ve meyve vermeye başlar ?

__ Kim bilir belki on, belki yirmi sene sonra yetişir ve meyve vermeye başlar.

__ Peki onların meyvelerini görebilecek misin ?

__ Bu yaşlı halimle belki göremem. Ama bizden öncekilerin diktikleri ağaçların meyvelerini biz yedik. Bizde bizden sonrakilerin istifadeleri için bu hurma fidanlarını dikiyoruz.

Bu cevap Harun Reşit’in hoşuna gider ve bir kese altın verir. Yaşlı adam Allah’a hamdeder ve:

__ Diktiğim ağaçlar hemen meyve verdi.

Bu söz üzerine Harun Reşit bir kese daha altın verir ve Yaşlı adam yine Allah’a hamdeder  ve:

__ Herkesin diktiği meyve ağaçları yılda bir defa mahsul verir, benim diktiğim fidanlar hem hemen meyve verdi hem de senede iki defa ürün vermeye başladı, der.

***

Sağlık, huzur ve mutluluk içerisinde güzel bir hafta diliyorum.




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *