Yüce meclisimizi ve cumhuriyeti kuran kadroların bizlere teslim ettiği Türkiye Cumhuriyeti’ni kanatlandırma görevine dikkat çeken MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, “Türkiye yüzyılında Türk insanı, toplumsal muhayyilesini kendi his, hayal ve akıl dünyasından hareketle inşa edecek ve kendi gücünün farkına varacak” dedi.
TBMM’NİN KURULUŞUNUN ÜZERİNDEN 103 YIL GEÇTİ
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılışı hakkında basın açıklamasında bulundu. Cumhuriyet rejimine giden yolda ilk adımın “Millî Mücadele” ile birlikte atıldığını ifade eden Ahmet Erbaş, “Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Anadolu’ya geçerken “Millet egemenliğine dayanan tam bağımsız yeni bir Türk Devleti” kurmayı hedeflemiştir. Amasya Genelgesi’nde; “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” ilkesi ile milli egemenliğin hayati önemi ve değeri ortaya konmuş, Türk Milleti’nin hür ve bağımsız yaşama kararlılığı dünyaya ilan edilmiştir.” İfadelerini kullandı. Bağımsızlık savaşının ve Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sivas Kongresi’nde; “Ya istiklal ya ölüm!” parolası ile milli mücadelenin başladığını hatırlatan Erbaş, “Erzurum Kongresi’nde; “Milli iradeyi etkin, milli kuvvetleri hâkim kılmak esastır.” kararları ile gelecekteki rejimin cumhuriyet olacağı ortaya konulmuştur. 23 Nisan 1920’de açılan Büyük Millet Meclisi “Meclisin üstünde hiçbir kuvvet yoktur.” ilkesi ile cumhuriyete giden yolu açmış ve “Milli Egemenlik” gerçekleştirilmiştir. 20 Ocak 1921 Anayasası’nın 1’nci maddesinde; “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” anlayışı esas alınarak millet, yönetimi doğrudan doğruya kendi eline almıştır ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun üzerinden 103 yılı aşkın bir süre geçmiştir.” Şeklinde konuştu.
‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ BİZE TESLİM EDİLDİ’
Egemenlik aşkı ve geleceğin sönmeyen ateşinin millet iradesi ile ilelebet süreceğini vurgulayan Erbaş, bu iradenin ortaya koyulduğu yerin ise milletin meclisi olmaya devam edeceğini belirtti. Erbaş, “Yüce meclisimizi ve cumhuriyeti kuran kadrolar, vatansız, milletsiz ve devletsiz bir bekanın mümkün olmadığını görmüş ve bizlere Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak teslim etmişlerdir. Bize düşen ise kanatlanmış ve birlikte düşünen bir Türkiye oluşturmaktır. Bu inşa sürecini başarıyla yürüten bir Türkiye, yirmi birinci yüzyılda kendi sıkletiyle mütenasip bir konuma gelecek, sistemik sorunlarını ve bölgesel sorunlarını çözecek kapasiteye ulaşacaktır.” İfadelerini kullandı.
Yirmi birinci yüzyılda ulaşmış olduğu kapasiteyle Türkiye’nin artık, uluslararası sistemin çevre unsurlarından biri olmaktan giderek uzaklaşıp bölgesinde bir merkez ülke haline geldiğini ifade eden Ahmet Erbaş, ulusal ve bölgesel önceliklerini iki kutuplu dünya sisteminin yapısal gerginliklerine ve tercihlerine göre belirlemek yerine, Türkiye’nin kendi coğrafyasını ve tarihi birikimini esas alan bir bakış açısı geliştirmeye çalıştığını ifade etti. Ülkenin ekonomik çıkarlarının, güvenlik kaygıları ve ince güç kapasitesinin, Türkiye’nin bölgesinde aktif ve çok yünlü bir dış politika izlemesini zorunlu hale getirdiğini belirtti.
‘ARTIK KENDİNE GÜVENEN BİR TÜRKİYE VAR’
Türkiye’nin pozitif yönde ortaya koymuş olduğu değişimin; kendi iç dinamikleri ile bölgede ve dünyada var olma düşüncesinden kaynaklandığını vurgulayan Erbaş, dolayısıyla tarihte değer üretebilmiş bütün toplumlar gibi Türkiye toplumu da kendini, kendi tarihinin bir aktörü olarak görmek istediğine değindi. Karşımızda artık tarihin akışını uzaktan ve endişeyle izleyen değil, o tarihe müdahale etme gücüne ve cesaretine sahip bir Türkiye ve Türk insanı olduğuna dikkat çeken Erbaş, kendi tarihinden utanmayan, coğrafyasından sıkılmayan, insanının derin aklına ve mahşeri vicdanına güvenen bir Türkiye’nin var olduğunu vurguladı.
Türkiye yüzyılında Türk insanı, toplumsal muhayyilesini kendi his, hayal ve akıl dünyasından hareketle inşa edeceğini ve kendi gücünün farkına varacağını dile getiren Erbaş, şu ifadeleri kullandı: “İçerde yaşanacak olan bu büyük dönüşüm, Türkiye’mizi eğitimden ekonomiye, devlet yönetiminden sosyal hayata kadar yeniden tanzim edecektir. Türkiye’nin yeni toplumsal muhayyilesi, bu ülkenin gerçek potansiyellerini ortaya koyacak ve her açıdan yaşanabilir bir ülke haline getirecektir. Bu duygularla Gazi Meclisimizin açılışının ve Türkiye yüzyılının yüce milletimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.”
FATMA SÜMER
