Hayatın Topları

171


Hayatı birçok şeye benzetebiliriz. Öyle de yapmış bu konuya kafa yoranlar. Kimisi bir gemiye benzetmiş, kimisi menzili belli bir tren yolculuğuna. Kimisi sonu görünen bir tünel ile, kimisi de uzun ince bir yol ile türkü yazarak anlatmış. Bazıları çok kısa bir rüya olarak tanımlamış, bazıları da hiç bitmeyecek bir süre olarak görmüş.

Nasıl anlatırsak anlatalım, neye benzetip ne ile ifade edersek edelim hayat çok iyi değerlendirilmesi geren, dolu dolu yaşanması gereken bir süreç. İyi insan olarak ve  dostlar ile güzel, dostluklar ile çok daha farklı. Bir felsefe profesörü de hayatı cam bir kavanoza benzetmiş ve öğrencilerine şu şeklide izah etmiş;

Bir gün felsefe dersine elinde birkaç kutu ve bir kavanoz ile girer. Dersin konusu da hayattır. Hiçbir şey söylemeden, kavanozu alır ve içerisini tenis topları ile doldurur ve öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar. Öğrenciler ittifakla kavanozun dolduğunu ifade ederler. Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldığı çakıl taşlarını,çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar; Onlar da ’evet’ doldu derler. Tekrar profesör masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taslarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar. Öğrenciler de koro halinde bir kere daha’evet’ derler. Bu sefer, profesör masanın altında hazır bekleyen 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır, kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Öğrencilerin meraklı bakışları arasında profesörümüz dersine başlar,

Bakın çocuklar bu kavanoz  sizin hayatınızı simgeliyor.                                                             Tenis topları hayatınızdaki önemli şeyleri; dininizi, ibadetlerinizi, ailenizi, çocuklarınızı, sıhhatinizi, arkadaşlarınızı, dostlarınızı ve sizin için önemli olan şeyleri ifade ediyor,         Çakıl tasları da daha az önemli olan diğer şeylerdir; işiniz, eviniz, arabanız servetiniz vs.    Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir.Kahve ise ne kadar dolu olursa olsun dostlarınız ile iki fincan kahve içmeye yer olduğunun ifadesidir.

Burada sıralamayı yanlış yaparsanız önce kum doldurursanız, çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına (yeterli) yer kalmaz. Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır.
Dikkatinizi mutluluğunuz için önem arz eden şeylere çevirin.
Çocuklarınızla oynayın. Sıhhatinize dikkat edin. Eşinize zaman ayırın, onu yemeğe çıkarın. 
Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Dostlarınıza zaman ayırın, yeni dostluklar edinin.

Kısacası; öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin. Gerisi zaten hep kumdur. 

Evet sevgili dostlar, hayat gerçekten çok kısa bir süreç. Çok büyük olmayan bir kavanoz. Sizlerin kavanozunuzu doldururken yukarıda sayılanların hangisini nasıl ve ne derecede yapıyorsunuz bilmiyorum; ama bildiğim şey bundan ötesi size kalmış. Her şey kendi elinizde, Kumlardan dolu bir hayatta hiç güzel olmasa gerek. Ne kadar dolu olursa olsun dostlarınız ile birlikte çay, kahve içmeye yer mutlaka vardır. Tenis toplarınızın ve dostluklarınızın bol ve daim olması dileği ile hepinize iyi haftalar.




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *