Yıllar akıp gidiyor..
Yarın ne olur, neler yaşanır Allah bilir.
Günümüzde insanlar daha konforlu, refah seviyesi yüksek bir hayatın peşinde.
Ülkemizde 1950’lerde başlayan ‘köylerden şehirlere göç’ hâlâ bitmiş değil.
Gelişmiş ülkelerde durum nedir, bakmak lazım.
***
Araştırmalara göre 1950‘li yıllarda dünya nüfusunun %30’u şehirlerde yaşarken, günümüzde %66’yı aştığı ifade ediliyor.
Doğal hayattan hızla uzaklaşan insanoğlu beton yığınları arasında ‘huzur’ dan uzak, her türlü olumsuzluğun içinde hayatın zorluklarıyla boğuşuyor.
***
İnsanoğlunun bu tercihi (tabii olarak) bir çok sıkıntıyı da beraberinde getirdi.
İşsizlik, barınma, yeterli beslenme, sağlık ve eğitim bunlardan bazıları.
Ülkemizde adrese dayalı nüfus kayıt verilerine göre nüfusun %93.3’ü il ve ilçe merkezlerinde %6.6’sı da belde ve köylerde yaşıyor.
Kütahya da ‘köyden şehire göç‘ ten en çok nasibini alan, beraberinde gelen sorunları da yaşamış, yaşamakta olan şehirlerden.
***
Günümüzde şehirleri değerli ve kıymetli kılan, sahip olduğu tarihi, kültürü, sanatı kadar şehir hayatının koşuşturması içerisinde halkın stresini, yorgunluğunu atabileceği geniş parkları, çocuk oyun alanları, hanımlara özel mekânları, yaya ve bisiklet yolları, kütüphaneleri, konser ve tiyatro salonları, akışkan ve huzurlu ulaşımı, başta şehir sakinlerinin ve dışarıdan gelen yerli-yabancı misafirlerin eşi dostuyla nefes alabildiği, rahat rahat dolaşıp alış-verişini yapabildiği, ihtiyaçlarını karşılayabildiği, acıktığında yöresel yemeklerin, tatların bulunduğu trafiğe kapalı, halka açık pırıl pırıl cadde ve alanlarıdır.
***
Muradımız gerçekten bir ‘marka şehir’ ise eğer..
Tarihimiz, kültürümüz, satımız ve sanatçılarımızla..
Bir ‘eğitim şehri’ olma yolundaki üniversitelerimizle..
Her geçen gün gelişen sanayimiz, iş insanlarımız ve iş gücümüzle..
Ve;
Birlikte hareket etme kültürümüzle mümkündür.
Sağlık, mutluluk ve huzur içerisinde güzel bir hafta diliyorum.
