Taşı toprağı altın derler ya hami. Kütahya için de her taraftan sanat ve sanatçı fışkırıyor deyimi az bile, her sokakta, her köşe başında her taşın altında sanat eserleri ve sanatçımız mevcut.
İlimizin bu bence bilinmeyen değerini, dışarıdan sanat ve sanatçıyla uğraşanlar iyi biliyor ama biz yanımızdaki sanatçının farkına varamıyoruz. Duyunca görünce, ilimizi temsil edince vay be gözümüzün önünde göremedik diyoruz.
Her şeyden önce çini ve çinicilik asırlarca içimizde yaşamakta bu geleneksel el sanatının girmediği evimiz yoktur. Hemen hemen her evde bir çini yazan kızımız aslında çini sanatının temel taşıdır, hakeza canım çini tabağı çamurdan çarkına, fırınına, sır sanatına kadar bir sürü aşaması ayrı bir sanat dalı ve bunu işleyen sanatçılarla dolu kentin içinde yaşıyoruz. Burun bükenler olacak ama çini her aşaması ile bir sanat dalıdır. Evliya Çelebiden, Ahmet Dai, ye , Ahi evrenden Pir Ahmet,S unullah Gaybi ye adım başı sanat ve sanatçı vardır. Bu konuda bilgisi olanların sayısı çok az ancak yapılan toplantı ve sempozyumlarda anmalarda ön plana çıkan bu zatlar ve sanatları dünyada konuşulurken bizim dudak büktüğümüz olguya yabancılar bizden fazla sahip çıkmaktalar. Hisarlı Ahmet gibi bir üstada sahip ilimizin dillerde mırıldanan türküleri aslında Kütahya vurgusu ile karşımızda ama çoğumuzun dikkatini çekmemekte Hepsi birer gönüllü tanıtım elçisi olan Bayram Yıldız lar, Hüseyin in Yüce si Efe si ile şapka çıkarılacak insanımızın kadrinin anlayamamak kahrediyor.
Beylik ve Saray kültürü ile yoğrulup her köşede bir eser bırakan mimarlık sanatı ile konaklarla süslenip değer bulan sanat ve sanatçılar iz bıraktıkları eserlerin günümüzde yaşatılması ve bizlere yaptığı artı katkılarla aslında gözümüze sokulan ama bizim boş gözlerle baktığımız nice değerler var. Bir tarafta dünyaya mal olmuş eserler, ve insanlar ile Ahmet Yakupoğlu, Sıtkı Olçar gibi değerlerimizi kaybettikten sonra anlamak beni üzüyor.
Sanatın her türlüsü var, sanatçının her türlüsü olarak içimizde yaşayan ve yaşananlar ile artık sanatın evrensel bir değer olduğunu anlamak için ne bekliyoruz ki, eğer bu insanlarımıza ve ürettikleri sanat değerlerine sahip çıkıp desteklersek Kütahya ya mutlaka artı olarak dönecek bir değer olduğu artık beyinlere kazınıp sanatçılarımıza en azından yaşarken destek vermek gerek. Bunu anladığımız zaman sıçrama yapacağımıza inanıyorum.
Son olarak ta sizlere Eskişehir Valiliğinin ve Tepebaşı Belediyesinin düzenlediği Saray Çini sanatı sempozyumunda ve kitabında yer alan Şiirimle bir sonraki yazımda sesleneceğim ve sanata olan bakışımı bir şiir sanatçısı olarak paylaşacağım.
