ÇOCUK, OYUN ve OYUNCAK…     

1726

Çocukların dünyası oyunlar[1] üzerine kurgulanmış… Çocuk oyunlarının millî harsımıza (kültürümüze, tarihî ve içtimaî gelişme sürecinde nesillerden nesillere iletmede kullandığımız maddî, manevî ve millî değerlerimize) uygun olması son derece önemli… Çocuklarımızı kendi ellerimizle dış mihraklara emperyalistlere teslim etmeyelim… Çocuklarımızı kendi ellerimizle canavar hâline getirmeyelim… Çocuklarımızı kendi ellerimizle millî olmayan güçlere, dijital zehir platformuna yem etmeyelim… Geleceğimizin teminatı, çocuk terbiyesine/eğitimine bağlı… Çocuklarımızın özeline dokunmadan, ebeveyn şefkatiyle yüreklerimizle beyinlerimizle onlara sevgiyle dokunalım… Cep telefonlarını emzik haline getirip susturucu olarak çocuklarımıza vermeyelim… Ticarî kaygılarını önceleyen avutma merkezlerine değil, gerçekten çocuk eğitiminin bilinçli bir şekilde yapıldığı okulöncesi kurumlarına ve kuruluşlarına çocuklarımızı gönderelim… Çocuklarımızı, eğitimsiz şefkat yoksunu kişilerin ellerine bırakmayalım… Özellikle eğitimcilerin bu konuda hassas olmaları, rol model olmaları gerekir… Çocuk eğitimi ana rahminde başlar… Annenin yedikleri, yaptıkları ve yaşadıkları çocuğun eğitim sürecinin şekillenmesinde önemli rol oynar…  Bu sebeple eş seçiminde, öğretmen seçiminde, arkadaş seçiminde, komşu seçiminde ve yaşam alanı seçiminde yapılacak hata ve yanlışlar çocuğun hayatını olumsuz etkiler… Çocuk hakkı gasp edilmemeli ve çocuk masumiyeti canavara dönüştürülmemeli… Hayatımızı, amaçsız yaşayarak boşu boşuna harcamayalım… Çocuk sahibi olmak kolay… Çocuklarımıza sahip olmak, zahmet, emek, gayret, fedakârlık, sevgi ve nefis terbiyesi gerektirir… Biri, İbn Haldun’a sorar: “Çocuklarımızı nasıl terbiye edelim?”. İbn Haldun’un cevabı: “Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın. Zira zaten size benzeyeceklerdir… Kendinizi terbiye edin yeter.”…

Çocuk, ebeveynini[2] ve çevresindekileri taklit ederek büyür… Bu yüzden “Çocuklarla 7 yaşına kadar çocuklaşın, oynayın. 7–15 yaş arasında çocuklarınızla arkadaş olun. 15 yaşından itibaren çocuklarınızla istişare edin” (Hz. Ali)… Çocuğun büyümesi, taklit sürecinin bitmesiyle yaşadıklarını alışkanlık haline getirdiği ve kendi davranışlarını oluşturduğu yerde başlar… Çocuk sanal dünyadan gerçek dünyaya oyunlarla geçiş yapar… Çocukluğunu yaşayamayan, çocukluğunda doyasıya oynayamayan, maalesef büyüdüğünde farklı ve kirli oyunlarla hayatını heder (ziyan) eder. Çocukluğumuzu iliklerimize kadar yaşamak… Bu sebeple çocuk oyunları, çocuk oyuncakları mühim… “Oyuncak bebeksiz bir küçük kıza çok nâdir rastlanır ve bu kız, çocuksuz bir kadın kadar bahtsızdır.” ( Victor Hugo)… Daha mühim olanı, çocuk oyunlarının ve oyuncaklarının seçimi… Çocuklarımızın oyunlarının belirlenmesinde ve oyuncaklarının seçiminde hassas ve dikkatli olmalıyız… Oyunlar ve oyuncaklar özellikle çocuklarımızın yaşlarına, gelişim hızlarına ve gelişim dönemlerine uygun olmalı… Hatalı ve yanlış oyun ve oyuncak seçimi, motivasyon bozukluğuna, öz güven eksikliğine ve başarısızlık duygusuna neden olabilir.  Kanserojen veya zararlı kimyasallar içermeyen oyuncaklar tercih edilmeli… 3-4 yaş öncesindeki çocuğun yutma ihtimâli göz önüne alınarak küçük parçalı oyuncaklar alınmamalı… Çocuğun kendi irâdesiyle oynamak istediği ilgi alanına hitap eden, hayal gücünü geliştiren, yaratıcılığı destekleyen işlevsel oyunlar ve oyuncaklar tercih edilmeli…  Oyun oynamayı bitirdiğinde, çocuk, oynadığı oyuncakları toplamaya teşvik edilmeli… Çocuğa, sorumluluk duygusu kazandırılmalı… Oyun oynarlarken, gerektiğinde çocuklara rehberlik yapılmalı; üstlendikleri rollere ve hayal güçlerine ket vurulmamalı…  Çocuk, oyun ve oyuncak… 

0-6 aylık çocuk, diş kaşıyıcılar ve yumuşak dokulu kolayca temizlenebilen kauçuk malzemelerden üretilen, ses çıkaran ve el-göz koordinasyonunu sağlayan, sinir sisteminin ve zihinsel fonksiyonlarının gelişimini destekleyen oyuncaklar ile oynayabilir… 6-12 aylık çocuk, kavrama, atma, yere bırakma becerilerini geliştiren yumuşak malzemelerden yapılan, emeklemeye yardımcı, hareket eden, uzanma becerisini çalıştıran, yürüme öncesi kaba motor becerilerini geliştiren, yürümesine yardımcı olan oyuncaklar ile oynayabilir… 12-24 aylık çocuk, ince ve kaba motoru destekleyen, sosyal ve dil gelişimini destekleyici oyunlar ve oyuncaklar ile oynayabilir… 2 yaşındaki çocuk,  12-24 parçalı, 3-6 yaşındaki çocuk, 24-36-48 parçalı zihinsel, dil bilişsel, sosyal ve psikolojik gelişimini destekleyici sembolik oyunlar ve yapbozlar, küçük parçalı legolar, oyun hamurları, kil, kinetik kum, resimli ve konulu kitaplar, boyama kitapları, resim defteri, boya kalemleri, sulu boya, parmak boyası, sayı, renk ve resim eşleştirmeli hâfıza kartları ile oynayabilir… 3 yaşındaki çocuk, 3 tekerlekli bisiklete binebilir; hayal gücünü ve analitik düşünme becerilerini geliştiren lego oyuncaklar, empati gücünü geliştiren evcilik seti, eşleştirme kartları, el becerilerini geliştiren oyun hamuru, ahşap koordinasyon oyuncakları, puzzle oyunları, parmak boyası, şekillerden formlar oluşturma ile oynayabilir… 4 yaşındaki çocuk, skootera binebilir; top, basket potası, bebekler, doktor gereçleri,  itfaiye, polis, yarış arabaları, ambulans, kamyon, uçak, tren, oyun evi için kullanılabilecek eşyalar, mutfak gereçleri, bebekler ve bebek kıyafetleri, uzaktan kumandalı araçlar vb. oyuncaklarla oynayabilir. 5 yaşındaki çocuk, STEM, eğitici oyunlar, pelüş oyuncaklar, model ve kumandalı araçlar, figürler, aktivite oyuncakları, evcilik oyuncakları ile oynayabilir… 6 yaşındaki çocuk, sıra lego, ahşap bloklar, puzzle, yapboz, bulmaca, harf ve kelime oyunları, hafıza oyunları, çocuk kutu oyunları zekâ gelişimini destekleyen oyuncaklar ile oynayabilir; masal ve hikâye kitapları, okul öncesi döneme ait hikâye kitaplarını okuyabilir… Okula başlayan çocuk, bilişsel işlevlerinin gelişmesini ve sosyal hayatının değişmesini destekleyen grup oyunları, kutu oyunları ve maketler, daha küçük ve çok parçalı yapboz ve legolar gibi daha karmaşık oyuncaklarla oynayabilir; yaşına uygun kitaplar okuyabilir… Oyunların ve oyuncakların en değerlileri, elbette pahalı olmayan hatta ücretsiz olan ancak emek ve değer içerikli olanlardır… Oyunlar ve oyuncaklar, evrensel, insanî, millî ve mânevî değerlerimizi yansıtmalı; çocuklarımızı, geçmişimize, bugünümüze ve geleceğimize götürebilmeli…

İnsanlık daima kötü oyuncaklar peşinde koşan bir çocuk… Ne garip bir oyuncak şu insan! Yürür, konuşur ve acı çeker… Yaprak ağaçtan düşünce, rüzgârın oyuncağı olurmuş.” (Cemil Meriç)… Oyun içinde oyun… Oyuncağı olmadan bu hayatın, gerçeğe dönüşen hayat oyununun içinde ya da dışında olsak da boyumuzun ölçüsünü alırlar bir gün… İyisi mi çocukluğumuzun tadını çıkaralım ve kirli oyunlardan uzak kalalım… Çocuk da olsak ergen de olsak, oyunları bozan ‘Bir’e teslim olalım… Tuzaklar kuranların oyunlarına gelmeyelim; onların oyuncakları olmayalım… Çocuklarımızı, millî olmayan mihrakların oyuncakları yapmayalım… Türk malı oyuncaklarımızı üretelim… Bozulan oyuncaklarımızın tamiri yoluna gidelim… Maalesef günümüz dünyasının çocukları eskiyi atıp yenisini istemeyi marifet zannediyorlar… Elbette böyle bir dünyanın çocukları gençleri ihtiyarları, bozulan dostlukları da tamir edemezler…

İçimizdeki masum çocuğu öldürmeyelim; acıyan sol yanımızla sağduyulu davranalım… “Oyuncak kırılır, haydi, ya insan, nasıl parçalanır, nasıl bölünür?” (Necip Fazıl Kısakürek)… Ne oyuncakları kıralım, ne çocukları… Ne kalpleri kıralım ne insanların tutundukları dalları, oyuncakları… Ne birilerinin oyuncağı olalım ne çocukların masum oyunlarına çomak sokalım… Selam, sevgi ve saygılarımla.

[1] https://www.trtcocuk.net.tr/oyun

[2] https://www.trtcocuk.net.tr/ebeveyn-akademisi

Zafer NEFER, 04.11.2022 08.25, Kütahya




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *