ANLAMLI BİR YARDIM

896

 Yüzyılın en büyük felaketini yaşıyoruz. Yüreğimiz yangın yeri. Bizi derinden sarsan bu ateşi bir an önce söndürmek, yaralara merhem olmak, acılarımızı dindirmek için sahada canı pahasına çalışan fedakâr yürekler var. Bağrımızı dağlayan, bize karalar bağlatan ateşin harlanmasını isteyen merhamet duyguları körleşmiş ağzı körüklü kötülerde var. Devlet tüm kurumlarıyla alanda iken onlar kışkırtıcı yalanlarıyla, yayınlarıyla devleti aciz göstermenin peşindeler. Bunun milli bir mesele olduğunun şuurunda olan hamiyetli, gayretli sivil toplum kuruluşları ekipleriyle ekipmanlarıyla, hayırsever insanlarız yardımlarıyla seferber olduğu bu günlerde yapılanları görmeyenlere, görüp de inkâr edenlere, iyilik hareketini aksatmaya, yok saymaya kalkışanlara söyleyecek çok sözüm var ama özüm buna müsaade etmiyor. Yardımlaşmaya dayanışmaya sevgiye en çok ihtiyaç duyduğumuz bu acılı ortamda bunun gerekli olduğunu düşünüyorum. Biz bundan imtina ederken enkazın önünde seçimi konuşan, iktidar mensuplarından kimseyi görmediğini söyleyen duyarsızlar, haberleri çarpıtarak veren, hakikatleri gizleyen yürekleri küflenmiş asparagasçılar rahat durmuyor. Bütün bu yaşananları, fırsatçıları feraset sahibi milletimiz görüyor hafızasına kaydediyor günü gelince sandıkta dersini veriyor. Bugün yaşadıklarımızın yanında belki bir şey ifade etmez ama yine de önemli bulduğum bir hikâye nakledeyim siz kıymetli okurlarıma.

 Hepimizin hayatında acısıyla tatlısıyla unutamayacağımız anlamlı anlar ve anılar vardır mutlaka. Bir insanın yaşamında iyilik ve sevgi adına yaptığı küçük, isimsiz, hatırlanmayan karşılıksız ameller en güzelidir. Bugün melek yürekli bir çocuğun depremzedelere yaptığı yardımdan bahsedeyim.

 Bizde gelenek haline gelmiş. Babam maaş aldığı gün maile bir restoranda gider akşam yemeği yeriz. O, büyük felaket olunca, televizyonlardan afeti görünce gece yatağımda oradaki çocukların soğuk buz havada, karda kışta ekmeksiz yemeksiz, kabansız, ayakkabısız durumlarını düşündükçe, sabah kahvaltısında anneme” Anne bundan sonra restoranlara gitmeyelim. Oralara verecek parayı deprem bölgesine gönderelim. Biz dört kişilik bir aileyiz en az 500- 600 lira veriyoruz. Bundan sonra heray bu parayı Afata, Kızılay’a veya sizin uygun gördüğünüz yerlere verelim. Hem bana ve kardeşime kaban, bot alacaktınız ya onları da depremzede kardeşlerimize gönderelim. Çükü bizim gardıroplarımız giyecek, buz dolabımız yiyecek dolu. Ayrıca benim günlük harçlıklarımın yarısını biriktirip ay sonunda ve doğum günüm için aldığın kolyeyi satıp onunla birlikte evi barkı olmayanlara gönderelim.” Duygu yürekli, gözü yaşlı yavrusundan bunları duyan anne çocuklarını bağrına basarak onlarla beraber ağladı ve bunları babalarına söyleyeceğini belirtti. Akşam çocuklarının söylediklerini yaşlı gözleriyle, duygu yüklü sözleriyle eşinden duyan baba çok duygulanarak çocuklarının odasına giderek onları kollarının arasına alarak bağrına bastı öptü kokladı, enkazdan çıkartılan çocukları gözünün önüne gelince hüngür hüngür ağladı. Bu durumu gören anne ellerini açarak” Allah’ım böyle güzel bir aile olduğumuz, acılı kardeşlerimize el uzatma gayretinde bulunduğumuz için sana sonsuz şükürler olsun. Bir daha böyle büyük afetlerden koru tüm insanlığı. Bey eğer iznin olursa bende bu kolumdakini vermek istiyorum” dedi. Karısının ve çocuklarının bu vicdanlı durumuna sevinen beyefendi elini cüzdanına attı ve bir miktar parayı vererek onların yardımlarına iştirak etti. 




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *