Değerli okurlarım, ALLAH nasip ederse 31 Mart 2024’de mahalli idareler seçimleri var. Biz vatandaşlar o gün belediye başkanı, büyük şehir belediye başkanı, belediye meclis üyesi, il genel meclisi üyeleri, muhtarlar ve ihtiyar heyetlerini seçmek için sandık başına gideceğiz. Aday adaylarının ve adayların açıklanmasına günler kala, herkes şehrindeki adayları ve genel başkanların adaylardan aradığı özellikleri merak ediyor.
Ben her mevzuda olduğu gibi bu konuda da görevinde temayüz etmiş söz sahibi insanların kriterlerine itibar ederim. Tabii ki en başta Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan geliyor. Zira o tepeden inme bir siyasetçi değil. Öyle Kasetle falan değil manşetlerle çarpışa çarpışa, engelleri aşa aşa bulunduğu şerefli makama geldiler. Yönetme sanatı olarak da tanımlanan siyasette kazandığı deneyimlerden ve başarılarından dolayı reisin aday kriterleri önemlidir. Bu çerçevede Erdoğan’ın, 2019 yerel seçimlerinde açıkladığı aday kriterlerini hatırlatayım.
“Kimse bu benim yakınımdır, bu benim şuyumdur, bu benim buyumdur diye bize aday teklifiyle gelmesin. Halkına tepeden bakan, gurur ve kibir abidesi adamları bize getirmeyin. Yerel seçimlerde aday belirlerken ehliyet ve liyakat en büyük kriterimiz olacak. Birikimi ve projeleri ile hizmet etmeye uygunluk arz etmesi şartıyla AK Parti’nin kapıları herkes açıktır”.
Deneyimi ve birikimi ile duayen bir siyasetçi olan Sayın Erdoğan’ın işaret ettiği o kapıdan yukarıdaki nitelikleri taşıyan adayların girmesi gerekir. Zira halkımızın arzuları da bu yöndedir. Sorumluluğu kendinde arama yerine başkalarına yükleme eğiliminde olan ve deve kuşu misali “yüke gelince kuşum, uçmaya gelince deveyim” anlayışında olan beceriksiz, baş ağrıtacak, yüz kızartacak, kendini o makama getirenleri mahcup edecek, partiye zarar verecek tipleri değil.
Makamda ve sahada kazandıkları tecrübeler sonucu tespit edilen kriterleri dikkate alan teşkilatlar halk tarafından sevilen, bilgi ve tecrübe bakımından her alanda iyi yetişmiş, şehrin sorunlarını bilen, bahane üretme yerine, çözüm üretme ve gerçekleştirme kabiliyetine sahip, ekibiyle işini layıkıyla yapacak, proje üretebilen, aksiyon alabilecek, halkın derdiyle dertlenen, tevazu sahibi adaylarla seçmenin huzuruna çıkmaları gerekiyor.
2019 seçimlerinde bu kriterleri dikkate almayan partiler bekledikleri sonucu alamadıkları gibi belediye başkanlarını da muhalefete kaptırdılar. Bu iş ” sen- ben bizim oğlan” muhabbetine dönerse hem genel başkana saygısızlık olur hem de halka.
Uzun araştırmalar ve soruşturmalar sonucu özenle isimleri belirlenen adaylar seçim sürecinde hal ve hareketlerine, konuşmalarına ve çevresine dikkat etmeliler. Zira” isin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar. Adam ahbabından bellidir. Dil var bal getirir, dil var bela. Dil adamı beyan eder”. Bu ve diğer atasözleri, yaşantıların, davranışların ve tecrübelerin uzun gözlemler neticesinde ortaya konan sözler olup, öyle boş beleş laflar değil.
Son sözü Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri söylesin.” Hiç kimseye hor bakma, İncitme, gönül yıkma, Sen nefsine yan çıkma, Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler”… Cumartesi günü yazdığım bu yazıyı tam bağlamak üzereyken Yüksek Seçim Kurulunun ( YSK) bir duyurusunu gördüm haberlerde. O haberi kısaca siz okurlarımla paylaşarak yazıya noktayı koyayım. ” YSK, 31 Mart tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerinde aday olabilmek için kamu görevlilerinin 1 Aralık Cuma günü saat 17.00’ye kadar görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmaları gerektiğini bildirdi”.
Benimde adaylar hususunda söyleyecek sözüm var diyecek olan muhterem okurlarıma köşemin açık olduğu belirtmek isterim. Duyarlı okurlarımın katılacağı umuduyla sağlıkla kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurları.
