ÖĞRETMEN OLABİLMEK…   

1377

Öğretmen olabilmek, yürek ister; kişilik karakter ister; donanım ister; rol modellik ister; diksiyon ister; etik ister… Öğretmen olabilmek, vicdan ve fedakârlık ister… Öğretmen olabilmek, bütün meslekleri sevmek ister… Öğretmen olabilmek, sürekli kendini ve çevresini yenilemek ve geliştirmek ister… Öğretmen olabilmek, öğretirken eğitirken öğrenebilmek ve kendini sürekli yenilemek ister… Hedef en iyi öğretmen olabilmek olmalı… Sıradan (vasat) bir öğretmen anlatır… İyi bir öğretmen açıklar… Daha iyi bir öğretmen gösterir… En iyi öğretmen ise, ilham verirEn iyi öğretmen olabilmek, sevgi dolu olmayı ve eğitmeyi sevgi katarak yapabilmeyi gerektirir… Öğretmen, rehberdir… Öğretmen, görevine yerine getirirken pazarlık ve bahane engeline takıntılı olamaz…  Öğretmen, cebiyle hesap yapan olamaz… Öğretmen, hem cebine hem nefsine hâkim olacak… Öğretmen, yaşamadan, söylediklerini içselleştirmeden örnek olamaz… Öğretmen, sürekli öğrenmeden öğretemez… Öğretmenin ve öğrenmenin bedeli, öğretmene şekil veremez… Öğretmen, kendinden herkese çok şey verir, insana şekil verir… Öğretmen, üslup ve usul erbabadır…

Kim öğretmen olabilir? Bildiğini bilmeyenden esirgemeyen, bilgiyi paylaşmayı ve bilginin yaygınlaşmasını zevk edinen… Öğrencilerin akademik düzeyi, sınıf mevcudu, öğrenme hızı gibi değişkenler ne olursa olsun, eğitim ortamında etkili olabilen… Öğrencilerini yeteneklerine göre meslek tercihlerinde doğru yönlendiren… Empatik yaklaşımlı, duyarlı, dinleme becerisine sahip, iyi bir ekip çalışması sergileyebilen, danışmanlık becerilerine sahip olma gibi nitelikleri olan… Öğrencilerin öğrenmesinde güçlü ve pozitif bir etkisi olabilen… Kişilik ve karakter sahibi olan, meslekî yeterliği olan ve öğretmenlik mesleğini seven, öğrenmeyi ve öğretmeyi seven… Öğrencilere, velilere, meslektaşlarına ve insanlara karşı hoşgörülü, sabırlı, açık fikirli, esnek ve uyarlayıcı, sevecen, anlayışlı, esprili, yüksek başarı beklentisi olan, cesaretlendirici ve destekleyici olan… Öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarını dikkate alarak derslerine hazırlanan… Öğretim programlarında öğrencilerin eğitim durumlarını dikkate alarak öğrencilerin bireysel farklılıklarını hesaba katan… Öğretmenlik görevinde sürekli kendini geliştiren ve yenileyen… Teknolojinin getirdiği değişim karşısında toplumun karşılaşacağı sıkıntıları kolayca aşabilmesi için öğrencilerine yardımcı olabilen… Öğrencilere rol model olan, bilgi paylaşımında, kendisine sorulan soruları ya da öğrencilere yararlı olacağını düşündüğü konuları aktarmada kendini hazır hisseden ve istekli olan… Öğrencilerinin başarılı olacağına inanan ve onları başarılı olmaları için yılmadan destekleyen… Öğrencilerine okul dışında kurs alma ihtiyacı hissettirmeyen, öğrenmeyi okul ortamının dışına ticarî kaygılarla taşımayan… Kadim medeniyet değerlerimizle donanımlı olan ve millî olan tarafıyla millî ülküsüne bağlı insan yetiştiren…

Lisans eğitimi alan her öğretmen en az 2 yıl öğretmen olarak uygulama yapmalı… Alanında yüksek lisans eğitimi alan, uzman öğretmen olmalı… Uzman öğretmen, en az 4 yıl uzman öğretmen olarak uygulama yapmalı… Alanında doktora eğitimi alan, başöğretmen olmalı… Sınav sadece yüksek lisans ve doktora eğitimi alabilmek için olmalı… Alanında yapılmayan yüksek lisans ve doktora, uzman öğretmen ve başöğretmen olabilmek için dikkate alınmamalı; sadece maaşında artı bir iyileştirme yapmak için değerlendirilmeli… Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlikte elde edilen sosyal haklar emeklilikte de geçerli olmalı… Eğitim yöneticileri, eğitim kademelerinin özelliğine göre alanlarında yüksek lisans ve doktora yapanlar (uzman öğretmenler ve başöğretmenler) arasından seçilmeli… Eğitim yöneticileri en az 3 yıl süreliğine ve sonrasında +2’şer yıl daha uzatılabilmek üzere, İl Millî Eğitim Müdürü, İldeki 1 Üniversite temsilcisi ve ilgili Vali Yardımcısından oluşan eğitim komisyonu tarafından Eğitim Fakültelerinin ortaklaşa hazırlayacağı standart kriterlere göre uzman veya başöğretmenlerin arasından belirlenip Millî Eğitim Bakanlığına sunulmalı… Bu sunum göz önünde bulundurularak, Eğitim yöneticileri atamaları, doğrudan MEB tarafından yapılmalı… Bunun dışında, eğitim yöneticisi olarak vekâleten ya da asaleten atama yapılamamalı… Müdür Yardımcılığı görevi yapmayanlar, Müdür olarak görevlendirilememeli…

Öğrenim ortamının ticarî kaygılarla okul dışına çıkarılması ve kursların açılması, eğitim sistemimizin çöküşünü hızlandıran en mühim etkenlerin başında gelmekte… İngiltere, Almanya, Fransa vb. ülkelerde kurs merkezleri, ülkemizdeki ve uzak doğu ülkelerindeki gibi yaygın değil… Eğitim basamakları arasında etkin bir işleyiş ve meslekî yönlendirme, okulöncesinden başlayarak uzun bir süreçte millî ve evrensel standartlarla yapılabilirse mesele kökünden halledilebilir… Eğitimin hemen her kademesinde okulların kalite bakımından farklılık göstermesi engellenmeli; kalite/nitelik standartları oluşturulmalı… Nitelikli öğretmen yetiştirilmeli ve nitelikli öğretmen istihdam edilmeli…  Okullarda, öğrenme hızı vb. faktörlere göre öğrenciler farklı ortamlarda eğitim öğretim sürecine alınmalı. Öğrencilerin ve ebeveynlerinin nitelikli eğitim imkânlarından yararlanma istekleri, doğru ve geçerli kıstaslara bağlanmalı… Öğrencilere bilgi yüklemesi yerine bilgiye ulaşma imkânı verilmeli… Bilgi edinme-uygulama ve ölçme-değerlendirmenin meslek edinmede geçerli hâle getirilmesi önemli… Sınavlar yarış olmaktan çıkarılmalı… Özel kurs merkezlerinden veya özel ders almaktan ibaret bilgi yüklemesinden vazgeçilmeli… Başarı, soru çözmek odaklı değil; sorun çözmek odaklı hâle getirilmeli… Okullarımız, eğitim öğretim ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmeli, öğrencilerimizin özel ders alma ve kurs merkezlerine gitme ihtiyacı duymamaları sağlanmalı… Okullarda günümüz şartlarına ve ihtiyaçlara göre gerekli eğitim öğretim yapılabilirse,  değerli olduklarına inandığım okullarda görevli bütün öğretmenlerimizin meslekî körelmeye ve tükenmişlik içine girmelerine de engel olunabilir… Devlet okullarında ve özel okullarda görev yapanların maaşları kariyer basamaklarına, sınav sonuçlarına ve performansa göre belirlenmeli… Özel kurs merkezlerinde, özel okullarda ve devlet okullarında görevli öğretmenlerin maaşları eşitlenmeli… Öğretmenlerimiz ek kazanç ihtiyacı hissetmemeli ve enerjilerini görev yaptıkları yerde öğrencileri için harcamalı… Sınav başarısı beklentisinden ibaret olmayan, başarılı-yetenekli-becerili-çalışkan ve davranış eğitiminde başarılı olanların istediği eğitimi alabilmelerini sağlayan, millî olan eğitim sistemimiz olmalı… Herkese diploma veren değil, başarılı olana diploma veren ve başarılı olamayana durumuna ve becerisine göre sertifika veren eğitim sistemi… Doğru meslekî yönlendirme yapan eğitim sistemi, özel kurs ve ders ihtiyacını yok edecektir… Bunun için rol-model ve donanımlı öğretmenler yetiştirilmeli ve öğretmenler maddî ve moral açıdan desteklenmeli… Liselerdeki müfredat, yükseköğretim programları ile ilişkilendirilmeli, lise sürecinde öğrencinin başarısı yükseköğretim programlarına girişte göz önünde bulundurulmalı… Merkezî sınavlar beceri-yetenek-algı odaklı olmalı, merkezî sınavlar her eğitim öğretim kademesi sonunda yapılmalı ve sınavların tamamı meslekî yönlendirmede dikkate alınmalı.  Ortaöğretimde ve üniversitelerde yeni kurumların açılması ve kontenjanların artırılması, sorunu çözemez. Problem, nitelikli üniversitelerin ve bölümlerinin açılmasıyla çözülebilir. Sorunun kaynağı sınavların içeriği, kurs merkezleri ve davranış eğitiminin yapılamadığı okullardır

Mevcut eğitim sistemimiz, hâlâ, ilgili kanun gereğince 27 Aralık 1947’de imzalanan  “Fulbright Anlaşması”na göre oluşturulan eğitim komisyonunun önerileri dikkate alınarak şekillendirilmekte… Mesele, millî olan eğitim sistemimizin olmayışı… Kurs merkezleri, özel teşebbüsün eğitime yeni fırsatlar sunması ve alternatif uygulamalar sunması ve daha ziyade yetişkinlere yönelik eğitim vermesi şeklinde görev yapan eğitim yerleri olmalı… Her yaştaki kişilere meslek edindirme, toplumsal bilinçlendirme, davranış eğitimi vb. ihtiyaçlara dönük eğitim öğretim uygulamaları yapılan ve meslekte hizmetiçi eğitim yapılan sivil halk eğitim merkezleri olmalı… Okulların sınavlar konusunda mevcut şartlara uyum sağlayamaması, okullarda eğitim öğretimin işlevselliğini kaybetmesini körüklemekte… Özel kurs merkezlerinin fizikî şartları, imkânları, sahip oldukları birikim ve tecrübeleri eğitim sistemimize entegre edilmeli ve her yerde aynı eğitim standartları uygulanmalı… Kurs merkezleri, hayatboyu öğrenme etkinlikleri kapsamında kalmalı. Okulların fonksiyonları köreltilip yerine kurs merkezleri ikâme edilmemeli… Kurs merkezleri, merdiven altı ve gölge eğitim öğretim merkezleri hâline gelmemeli…

Eğitim sistemimiz millî olmadan, kadim medeniyet değerlerimize göre yapılandırılmadan, yapılanlar ve yapılacaklar havanda su dövmek… Selam, sevgi ve saygılarımla.




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *