Ülkemizde evlilikler azalıyor boşanmalar çoğalıyor. Konuyu daha iyi anlatmak için bir alıntı yapayım.”2019-2023 yılları içerisinde 2 milyon 735 bin 115 çift evlenmiş aynı yıllar içerisinde 823 bin 254 çift boşanmış. Yani üç evlilikten biri boşanma ile sonuçlanmış”. Tabii bu durum doğurganlığın ve genç nüfusun hızla azalmasına, yaşlıların çoğalmasına yol açıyor. Bu üzücü hadiseler genelde olduğu gibi yerelde de yaşanıyor.
Sizi rakamlarla yormak istemiyorum. Çevrenize bakınca bunları görüyor, duyuyorsunuz zaten. Bütün bunlar hayra alamet değil. O geniş aile yapısı gitmiş yerini, ” çekirdek aile” yapısı almış. Bu konular sık sık gündeme getirilmesine rağmen sebep ve sonuçları hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Tehlikenin farkında olan Sayın Cumhurbaşkanın ” üç çocuk” sahibi olma çağrıları boşuna değil. Tamam çocuk önemlidir ama ebeveynlerini yalnız bırakmama, onlara ” öf bile dememe” daha mühimdir. Zira bizim inancımızda ve geleneğimizde bunlar vardı. Vardı diyorum zira bu değerlerimizi de yitirmiş durumdayız.
Google’dan gezinirken yalnızlıkla alakalı bir haber ilişti gözüme. Bayram günleri beni en çok üzen, düşündüren, yüreğimi sızlatan TÜİK’in açıkladığı ” Yalnızlık” verileri oldu. Kaderleriyle baş başa kalan ya da bırakılan son demlerini yalnızlığa itilmiş halde yaşayan kederli insanlar. Bin bir çile ile kendi yaşamlarından fedakârlık göstererek besleyip büyüttükleri, zor zamanlarında yok yanlarında. Dün cıvıl cıvıl olan evde bugün sessizlik ve kimsesizlik var. Dün konuştuğu muhabbet ettiği aile fertleri vardı, bugün kendi kendine konuşan, derdini anlatacak kimseleri olmayan, hanesinde yalnızlığın acısını yaşıyorlar. Sıkıntılarını paylaşacak, ilaçlarını düzenli kullandıracak yakınları yok artık. Kalabalık bir ortamdan yalnızlığa düşmek ruhsal bozukluklara yol açıyor. Bu durum devam ettikçe yaş ilerledikçe insan ve toplum ilişkilerinde kopukluk dahada büyüyerek yaşanır. Bu sorunlar yaşanmasın diyorsak ” Yalnızlık Allah’a mahsustur” diyerek bireyin yalnızlığına, bütün ilişkilerden kopmuş olarak yaşamasına karşı çıkar sahipleniriz. Bu durum da kişinin sağlığı açısından çok mühimdir.
Yalnızlık insana değil diyerek empati yapınca bayram günlerinde onların ruh halini düşündüm. Kim bilir nasıl yürekleri daralıyor, ciğerleri pareleniyor muhtemelen ağlıyorlardır. Feri gitmiş yaşlı gözleriyle camlardan gözetlerken sokağı tanıdık bir yüz arıyorlar belki. Küçük bir kapı tıkırtısı umutlandırıyor onları. Açınca kapıyı yıkılıyordu umutları. Ne gelenleri vardı nede gidenleri. Büyüklerinin yanında olması gerekenlerin kimi denizde, kimi kumda ve oyunda umurunda mı anne ve baba. Evlatlarına o güzel zemini hazırlayanlar bugün yalnızlık girdabında boğulmak üzereler. Onlar lüks otellerde bayramın tadını çıkarırken, restoranlarda en tatlı yemekleri tıka basa yerken yalnızlığı yaşayan anne ve babalarının sofrasında bir kâse çorba, yürekleri acı içinde. Bu hayırsızlıklarına rağmen yinede elleri semada, dilleri duada evlatları için. Maalesef bu öyle az buz değil milyonlarla ifade ediliyor. Devletin en saygın kuruluşlarından biri olan TÜİK’in açıkladığı verileri paylaşınca sizde göreceksiniz.
TÜİK’in açıkladığı verilere göre, “Ülkemizde 5,2 milyon insan yalnız yaşıyor!” Açıklanan rakamlara göre son on yıl içerisinde, tek hane sayısında; ” yüzde 77,2 oranında artış gözlenmiş. ” 2014 yılında,” tek kişilik hane halkı sayısı ‘ 2 milyon 931 bin 85 iken 2024 yılına gelindiğinde, ” tek kişilik hane halkı sayısı 5,2 milyon insana ulaşıyor! Görüldüğü gibi çok büyük bir artış var.
Türkiye’de, 2022 yılında, toplam hane sayısı, 26 milyon 75 bin 365 iken 2024 yılında, ülkemizin nüfusu ; ” 85 milyon 372 bin 377 kişi. Türkiye’nin toplam nüfusunun , ” yüzde 6’ları yalnız yaşıyor!” Son yıllarda ” Koku gelen evden ceset çıktı” haberlerini çok sık duyar olduk. Bu acıklı durum daha fazla yaşanmasın diyorsak aile fertleri büyüklerini yalnız bırakmamalı. Allah hiç kimseyi sahipsiz bırakmasın ve sevdikleri arasında hayırlı bir ölüm nasip etsin. Bu temenniyle sağlıkla kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurları.
