“ELİ YÜZÜ KARALI CEBİ DOLU PARALI!”  

621

 Genelde ve yerelde çırak sıkıntısı yaşandığını duyunca bu söz geldi aklıma. Geçmişte çocukları çıraklığa özendirmek, meslekte ” Altın bilezik” sahibi olmalarını sağlamak için bu söz söylenirdi. Çocuğun gelişmesinde, yetişmesinde ve kişilik kazanmada çevre faktörünün önemini bilen aileler çıraklığa önem verirlerdi çocuklarını buralara yönlendirirlerdi. Çocuğun sosyal ve ekonomik olarak gelişimini desteklemek, gelecekte bir iş sahibi olmalarına zemin hazırlamak için bunun gerekli olduğuna inanırlardı. Çünkü çevrelerinde bunun örnekleri vardı. Dünün çırakları bugünün meşhur ustaları ve varlıklı bireyleri olmuştu. Bu niyetle aileler çocuğunu ustaya teslim ederken ” eti senin kemiği bizim” diyerek güven verirlerdi. Bütün bunları çocuğun yanında yaparlardı zira evladının sevmediği işte başarılı olamayacağını bilirlerdi. Hayat onlara gönülden yapılan işin bereketli ve başarılı olacağını öğretmişti. Bu şuurla yetişen insan çalıştığı işyerine değer katacağı gibi, hedefine ulaşmasında önemli kolaylıklar sağlayacaktır.

 Günümüzde çıraklığını yapmadığı işin ustalığına soyunan bazı ukala (çok bildiğini sanan) tipler olsa da bir işyerinde ustanın yanında çıraklık yaparak meslek edinmek hem yararlıdır hem de meslek edinmenin ilk adımıdır. Evet, ilk adımıdır ama ne ebeveynlerde kaldı o merak nede çocuklarda. Ayrıca eğitim sistemimizin çıraklık yaşına uygun olmaması da çıraklığı engelleyen asıl unsurlardan biridir. Siz 17-18 yaşında bir genci çıraklığa veremezsiniz çünkü onun delikanlılık çağıdır kirli-paslı işi kabul etmez. Bugün piyasalarda niteliksiz eleman bolluğuna rağmen teknik eleman sıkıntısı yaşanıyorsa çıraklığın bitirilmesi sonucudur. Ülkemiz hızla sanayileşip kalkınınca, üretim arttıkça çırak ihtiyacı da artıyor. Kalfa, usta yani kalifiye eleman olmak için evvela çırak olacaksın. Ancak bugünkü eğitim sistemimiz gençlerin masa başı hevesi bunları engelliyor.

 Meslek liselerinin, meslek yüksekokullarının, çıraklık eğitim merkezlerinin veya halk eğitim merkezlerinin yetiştirdiği alt düzeyde iççi olarak tanımlanan ara elaman tüm sektörlerin ihtiyaç duyacağı kişidir. Bu kurumlardan yetişmiş, mesleğinin özelliklerini kavramış birini hiçbir işveren bırakmaz korur. Bu bireysel kazanım olduğu gibi daha kaliteli ürün üretmek, imalat sanayisini geliştirmek, ithalatı azaltmak için çıraklığı yeniden cazibeli hale getirmeliyiz.

 Kesintisiz eğitimin 11 yıla çıkarılması çıraklık döneminin bitirilmesine neden oldu. Ondan önce ilkokulu bitiren çocuk isterse sevdiği işte çıraklık yaparak meslekte ” Altın bilezik “sahibi oluyordu. Hatta çocukları çıraklığa teşvik etmek için” eli yüzü karalı cebi dolu paralı ” diye güzel bir sözümüz vardı. Tabii bu söz daha çok sanayi sitelerindeki çıraklar için söylenirdi. Önceleri aileler çocuklarını çıraklığa vermek için ustalara rica ederken bugün ustalar çırak bulamamanın sıkıntısını yaşıyor.  Bu sorun bugün çözülmediği takdirde yarın daha büyük sıkıntıların yaşanacağı kaçınılmaz olacak.

  Hülasa, bugün uygulanan eğitim sistemimiz, ebeveynlerin evlatlarının çıraklığına isteksizliği, hemen her sektörde mesleğinde ehil insanlara ihtiyaç duyulduğu söyleniyor. Bazı aileler çocuklarının küçük yaştayken el becerileri gelişsin diye eline tornavida, pense, kurbağacık gibi takımları vererek evin içinde ufak tefek arızaların tamir etmelerinin faydalı olacağı bilinse de bu hiçbir zaman yeterli olmuyor.

Gelecekte kalifiye eleman sıkıntısı yaşanmasın, insanlarımız işsiz kalmasın diye çıraklığa ve meslek eğitimine önem vererek sanatkâr insan yetiştirmeliyiz. ” Ağaç yaşken eğilir ” atasözünün önemini değerlendirerek çocukları çıraklığa yönlendirerek meslek sahibi olmalarını sağlamalıyız. Bunu ihmal edersek zararını hepimiz çekeriz çünkü tamirci kalmayacak meydan sök takçılara kalacak. İnşallah bütün engeller kaldırılır, çıraklık için yeni düzenlemeler yapılır bu sıkıntıları yaşamayız. Bu kadar laftan sonra yazımı bir darbımeselle bitireyim. ” Gençlikte para kazan ( taş taşı), kocalıkta kur kazan ( ye aşı)”. Bunun temennisiyle sağlıkla kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurları.




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *