“ŞEHREMİN VE ŞEHİR GİRİZGAH” (2)

294

 Şehremin, şehri emin kılan ve kendi de eman olan kişidir. Öyle olursa unutulmazlar arasına kaydı düşülür. Efsaneleşir. Şehremin şüphesiz efsaneleşmek için çalışan adam değildir. Zaten hiçbir insan nam ve şan için çalıştığında namı ve şanı yürümez ve yücelmez. Onu Allah katında da kul katında da yücelten, onun hasbi ve özverili çalışmasıdır. Şehremini her şeyden önce samimi olmalı. Şehri, insanı koruduğu için korunulacak, aziz bilinecek muhterem bir mekân bildiği ve kabul ettiği için şehre ihtimam göstermeli şehremin. Şehir ve şehirli hasbi ve samimi olanı unutmaz ve karşılıksız bırakmaz. Kendini seveni sevenden daha çok sever. İnsan ve şehir ne kahraman adili; ne de pespaye zalimi hiçbir zaman unutmaz. Tarihin hafızasına kazınır bu iki insan tipi. Nesillere örnek olarak taşır tarih böylelerini geleceğe ve tüm zamanlara.

 Adili yiğit kahraman, zalimi de aciz korkak olarak kayıt altına alınır. Şehremin hüsnüniyetle, görevini kutlu ve kutsal bilerek çalışır ve şehre hizmet etme azmiyle yola çıkar ve gereğini yaparsa hem başarılı olur, kalıcı hizmetler yapar; hem de unutulmazlar arasında yerini alarak şehirde ünlenir ve hep örnek şahsiyet olarak dillendirilir durur tarih yolculuğu içinde.

 Şehir inkâr etmez. Yapılan iyiliği de kötülüğü de. Şehre iyilik, ona hizmet etmektir. Şehrin bakımını yapmak, imarına itina göstermek, mamur kılmak sevdasıyla heyecanlanmak şehre iyiliktir. Şehrin nasıl yenileneceğini üzerinde kafa yormak Şehremin için baş önceliktir. Şehremin şehri örselemez. Şehre eziyet etmez. Şehre bigâne kalmaz. Şehrin hatıralarına ve hafızasına saygıyla muhabbetle yaklaşır.

 Şehremin şehrin asliyetini ve asaletini bozmadan değişiklik yapabilme yollarını arayan sorumluğunun idrakinde olan müdrik kişidir. Şehremin yıkım ile yapımı birbirine karıştırmadan imar ve tamirin sanat yüzünü ön plana çıkaran mahir kişidir. İlla bir şey yapmak için yapmaz şehremin. Hele yaptı desinler diye de gereksiz işlere hiç tevessül etmez. Şehri bozmaya yönelik ranta da çıkara da izin vermez. Bu tür süfli düşünce ve niyetlerle de başa baş dişe diş mücadelesinden geri durmaz.

 Şehremin şehri tamiratta ve tadilatta bir doktor hassasiyetinde olur. Olmalıdır da. Yönetmede ve yönlendirme de şifa dağıtır şehre. Dağıtmalıdır da. Nefes aldırmalı. Korumalı kollamalı şehri. Beraber çalıştığı ekibine de bu hassasiyetleri aşılamalı. Şehremin için şehir kendi evidir. Şehirli de ailesi. Kim evinin tarumar olmasına izin verir? Kim ailesine yan gözle bakılmasına bigâne kalır? Şehrin derdi derdidir şehreminin. Tasası da tasası. .

 Şehrin bir arızası onun tüm bedenini ve ruhunu sarar ve sarsar. Şehir şerefini şehirliden, şehirli de şehirden alır. Şehrin şerefi, yaşanabilir bir mekân..yaşanabilir bir şehir olmaktan geçer. Şehri yaşanabilir kılan da o şehrin sakinleri ve başta baş yöneticisi seçilmiş mümtaz kişisi şehrin şehreminidir”

 Değerli okurlarım başlıkta benim adım olsa da bu yazının asıl sahibi benimde ziyadesiyle istifade ettiğim muhterem Alaettin Güven hocamızdır. Eline emeğine sağlık Sayın vekilim. Başta yöneticilerimiz ve adaylar olmak üzere hepimizin faydalanacağı umuduyla sağlıkla kalın bizimle kalın değerli GAZETE KIRKÜÇ okurları.




Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *